0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
775
Okunma

ŞARKI GİBİ
– Kazım Demir
Yürüyorum sokakları,
ardımda bir gölge geliyor.
Ürküyorum,
ellerimi avuçlarıma doldurup
sesimi yitirip bağırıyorum.
Sabah oluyor —
çocuk cıvıltıları,
seyyar satıcılar,
güneşte kuruyan ihtiyarlar…
Yaşına ermiş güncel dedikodular,
cep telefonlarına kızlı erkekli artist pozlar,
görüntülü aşk muhabbetleri —
artı on sekiz.
…kuş cıvıltısı… ağaç hışırtısı… yaprak dökümü…
İnce, uzun sokakta ilerliyordum.
İkinci kat penceresinden sarkmış genç bir kız,
göz seyrinde bir adam…
Elinde cep telefonu,
gözleri kafasının üstünde,
yüzünde uçan bir tebessüm,
dilinde halinden memnun bir ıslık…
Yürüyorum aynı sokakta,
korkularımla yüzleşerek.
Yürüyorum,
acılarımı deşerek.
Bir iki adım ileride,
sarışın bir gelin…
Altınlar yakışmış beyaz tenine.
Şeker pembe bluzunun altında
şekillenmiş meme uçları…
Altın yüzüklü elini yarı kapatmış,
kiraz dudaklarından döküyor cümleleri,
yanındaki esmer kadının kulağına.
Kadın dudak kıvırıyor memnuniyetle,
ama beni görünce
sönüyor yüzündeki maske.
Sözlerini frenliyor.
Orta yaşlılar oturuyor.
Ortada gençler,
kızlı erkekli —
orkestra, davul, zurna.
Işıltılı kıyafetler,
yüzlerinde ışıldayan boya:
“Mendilimde gül oya
Öpmedim doya doya…”
Jöleli saçlar,
dikenden bir orman.
Her gülün birkaç dikeni var.
Gümüş kolyeler gerdan kırıtır.
Altın, ömrü çürütür.
Bakışmalar çeker halayı,
şen şakrak bir düğün alayı.
Güneşe dizilmiş ihtiyarlar…
Hayatın son demleri.
Henüz ilkbahara evirilmeden
tutmuşlar güneşin ucunu.
Kimi tütün sarar,
kimi orta parmağıyla
takma dişlerini yoklar.
Konuşulan: havadan sudan.
Yağmur yağdı, ıslandılar.
Erken yaşlandılar.
Güneşte kurudular,
buharlaşıp göğe çıktılar.
Yağmur oldular sonra —
düştüler yeniden…
serin düştüler yüzümüze.
Gün döndü.
Aynı sokaktayım.
İhtiyar, elindeki bastonla
çocuklara sallıyor.
Öfkesi sönünce
katılıyor kuruyan diğer ihtiyarlara.
Düğün alayı yeniden…
Davul, zurna, orkestra.
Sarı saçlar, altınlar,
kiraz dudaklı taze gelin.
Pencereden sarkan kız,
ortada çifte telli…
Kirpikler kırpışıyor.
Dolgun kalçalar oynaşıyor.
Duvar dibinde cep telefonlu genç,
kızı kesiyor.
İnce bıyığının altından gülümsüyor.
Kız süzülerek göz kırpıyor…
Sahte dolarlar uçuyor havada.
Çocuklar kapıyor,
asfaltı ezerek geçiyorum sokaktan.
Tekrar muhabbet…
Yeniden düğün alayı…
Yeniden çekiyorlar halayı.
Zaman farklı…
Ama aynı şarkı.
5.0
100% (1)