Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
ali peltek
ali peltek

son bakış

Yorum

son bakış

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

967

Okunma

son bakış

Bildiği hiçbir şiveye uymuyordu güneşin parlaklığı. Ne kadar zamandır kulaç attığını hatırlamaya çalıştı. Ama bu denizde nasıl bulunduğunu bile hatırlamaya yardımcı olmadı zihni. Yeni bir dalga daha geliyordu üstüne. Küçük bir tepe yüksekliğindeydi. Kulaç atmayı bıraktı. Kelimelere benzetti kulaçlarını nedense. İçinden bir ses, kelimelerine dikkat et ! diyordu. Evet, bir kayalık ya da adacık bulana kadar dikkatli harcamalıydı enerjisini. Hipotermi’ yi düşündü. Kaç zamandır bu sudaydı, hatırlamaya zorladı zihnini... Olmadı. Vücut sıcaklığını kontrol etmeye çalıştı refleks olarak sonra. Belki, olması gerekenden bile fazlaydı sıcaklığı vücudunun. Rahatlamadığını hissetti buna rağmen. Yeni bir dalga geliyordu. İnatla, bu suda ne işi olduğunu düşünmeye gayret etti. Enerjisine, dikkat edilmesi gereken kelimeler gibi dikkat etmeliydi. Neden takılıyordu bu paradoks zihnine. Yeniden hipotermi geldi aklına. Ölmeden önce böyle oluyordu belki de. Soğuktan donmak üzereyken beliren duyguları düşündü. Birden ısınırmış insanın vücudu. Benzeş bir durum muydu kendisininki de. O kadar gereksiz bilgi vardı ki zihninde. Bu konuyu araştırmadığı için kızdı kendine. Ama vücudu gayet sıcaktı. Kulaç atmayı bırakıp, kendine sarıldığında hissetti bunu. Hemingvay’ ı hatırladı nedense. ‘’ İhtiyar adam ve deniz’ i‘’ yazarken, ne kadarını yaşamıştı yazdıklarının. Yazmaya hevesli olduğu zamanları anımsadı. Buradan kurtulursa yazmalıydı. Ama nasıl? İçinde bulunduğu denizin adını bile bilmediğini fark etti o an, yeniden. Burada nasıl bulunduğunu bilmemekten daha korkutucu geldi bu fark ediş. Tanırdı denizi. Çalıştığı yer denizin kenarındaydı. Ahtapot avına çıkmıştı da, denize mi düşmüştü acaba ? Zihni yardımcı olmuyordu bir türlü. Sulara bıraktı kendini dinlenmek için, kollarını yana açıp, sırtüstü uzanarak. Güneş gözlerini alınca, kapadı gözlerini. Yakınlarda kıyı olup olmadığını anlamaya yoğunlaşarak, işaretleri düşündü. Martı yoktu gökyüzünde. Büyük bir gemi geçse görebilir miydi kendini. Seslere kulak kabarttı. Bir başka tuhaflığın daha farkına vardı;dalgaların çıkardığı sesleri duymuyordu. Ürperdi. Kaç saattir suda olduğunu düşünmeye çalıştı yine. Kulaklarına su mu dolmuştu? Vücudunun sıcaklığını kontrol etti tekrar. Sıcaktı. Yağmur sıkıntısı gibi bir şey hissetti, kulaklarının işlevinden uzak oluşundan dolayı. Bu olumsuzluğu da düşünmemeliydi. Suyun doğallığını hissetmeye yoğunlaşırken, yaşadığı tuhaflığın ne kadar korkutucu olması gerektiğini hesap etmeye çalışırken buldu kendini. O an, bunun bir rüya olduğu geldi aklına. Suya ne zaman düştüğünü, içinde yüzdüğü denizin adını bilemeyişini buna bağladı. Evet, rüyadaydı. Bıraktı kendini, uyanınca hatırlayacağı detayları düşünerek. Yıllar önce, gördüğü rüyaları bir kenara not ettiğini hatırladı. Sevindi, bunu hatırladığı için. Neredeydi o defter. Bulmalıydı onu. Çok eksantrik olmasa da, bu rüyayı da yazmalıydı. Uyanınca anlatacağı birini düşündü. Kimse belirmedi zihninde. En iyisi suya anlatmalıydı. Uyanınca, gördüğü rüyayı anlatmak için yoğunlaştı. Kaç milisaniye sürüyordu acaba? Bu kadar detay, hangi zamana sığıyordu? Sonsuzluğun tarifi miydi bu?. Ağzına dolan suyla geldi kendine. Dehşeti düşündü. Duymalı mıydı böyle bir hissi? Yaşamalı mıydı gücünün yettiği kadar, yoksa bırakmalı mıydı kendini… Vücudunu hissetmeye çalıştı tekrar. Suya dalmayı istedi birden. Ya çok yoğundu dalmak istediği su, ya da gücü tükenmişti. Beceremedi. Virgüllere benzetti bu kez kulaçlarını. Umudun Ortadoğusu’ nda olduğu geldi aklına. Çok hoşuna gitti bu benzetiş. Kağıt- kalem olsa, not alırdım! diye geçirdi içinden. Suya anlatacakları vardı. Şöyle, içini, derinini gördüğü masum bir suya. Gerçeğin, hayallere vuran gölgesi miydi burası? Neredeyse katılaşmıştı su. Ellerinden destek alırsa, doğrulabileceğini hissetti sanki. Ters dönüp ellerinin üzerinde buldu kendini, bu kadarcık bir hareket için oldukça zorlandığının farkına vararak. Sıcak bir ekmeğe dokunur gibi duyumsadı, avuçlarına değen kumun varlığını.Vücudunun neden sıcak olduğunu da anladı o an.Doğruldu dirseklerine yüklenip hafifçe. Baktı… Bir daha baktı. İçi acıdı biraz… Çöldeydi...Hiç’ liğin Çölünde.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Son bakış Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Son bakış yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
son bakış yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL