14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
Dr. Sadık Özen

Yeryüzündeki en asil, en değerli, en içtenlikli duygudur sevgi. Sevgi sonsuzdur. . Kutsal bir kavramdır. Paylaşıldıkça çoğalan tek şeydir. Sevgi ve saygı bir ikili oluştururlar. Bu ikili ayrılmaz bir bütündür. Birinin eksikliği ya da yokluğu diğerinin varlığını sona erdirir.

Sevgi bir ruhtur. Dünyadaki en çok tonları olan bir renk. Vatan sevgisi, bayrak sevgisi. ana-baba-kardeş-evlat sevgisi, doğa sevgisi, dost-arkadaş sevgisi ve daha niceleri. Bir de bunlar yanında en öne çıkarılan, cinsellik ve aşkın ön plana çıktığı sevgi var. İşte bugün kutlanan..

Sevgilerin hepsi de sevginin bir başka tonu. Hepsi de diğeri kadar önemli ve değerli. Bu tonlar hiçbir zaman birbirine karıştırılmamalı ve biri diğerine feda edilmemeli. Çünkü o takdirde sevgi mutluluk getirmez, tam aksine mutluluğu alır götürür. Bütün sevgiler bir tarafa itilerek, sadece cinselliğe bağımlı sevgilerin yaşanması büyük olumsuzluklara neden olabilir.

Sevgi hiçbir maddi değerle ölçülemez. Böyle değerlendirilmeye kalkışıldığında gerçek bir sevgiden söz edilemez. Sevgi büyük bir sorumluluktur. Korunması gerekir. Her şeyin olduğu gibi sevgi ile ilgili davranışların da bir ölçüsü ve sınırı olmalıdır. Sevgililer arasında pahalı armağan beklentisi veya alış-verişi sevginin kutsallığına gölge düşürür ve gün gelir sevgiyi bitirir.

14 Şubat günleri kutlanmakta olan Sevgililer Günü’nün gittikçe yozlaşmakta olduğu, giderek kişisel çıkar duyguları ve cinselliğin ön plana geçtiği görülüyor. Bu durum gerçek sevginin yitirilmesine neden olur ve kutsallığı ile bağdaşmaz.

Taylor Morris ABD Ordusu’nda bomba imha ekibindeydi. Bir patlamada iki kolunu ve iki bacağını kaybetti. Sevgilisi Danielle Kelly’nin desteği ile hayata tutundu ve onunla evlendi. Bu çift tüm dünyaya örnek oldular. Sevginin gücünü gösterdiler. Bu olay örnek alınarak “Dünya Sevgililer Günü” yaratıldı.

Aslında bu olayın, bu kadar masum nedenlere bağlanmaması gerektiği düşünülmelidir. Zira dünyanın her tarafında buna benzer, hatta daha acıklı ve daha takdire şayan bir çok olay yaşanmaktadır. Ancak olay Amerika’da yaşanınca bir başka türlü oluyor ve başka bir önem kazanıyor. Sevgililer Günü; benzeri şeyler gibi, ABD emperyalizminin sahip olduğu sömürü düzeninin bir aracı olarak ortaya atılmıştır. Amaç, az gelişmiş veya gelişmekte olan toplumların sosyal yapılarını yozlaştırmak, çökertmek, öz kültürlerinden uzaklaşmış, ötekileşmiş toplumlar yaratmaktır. Çünkü bu toplumların yaşadığı ülke ve devletler; bu suretle içerden bölünecek, parçalanacak ve kolay yutulur bir lokma haline getirilecektir. Dünya, sözü edilen bu tür örneklerle doludur. Ve emperyalizm her geçen gün daha da canavarlaşmaktadır.

İşin ilginç yanı; özellikle genç kuşakların, bir taraftan emperyalizme karşı çıkarken, hatta onlardan nefret ederken, diğer taraftan kendilerini bu akımlara kolayca kaptırmalarıdır. Böylece, sorumluluk duyguları ve gelecek kaygıları ortadan kalkmakta, bunların yerini cinsellik ve gününü gün etme duyguları almaktadır. Aynı şey ülkemiz için de söz konusudur. Bu durum ülkemizin geleceği açısından büyük bir tehlikedir.

Ben düşüncelerimi toplumla paylaşmaya çalışıyorum. Ne yazık ki bu düşünceler fazla taraftar bulmayacaktır. Ama ben kendi açımdan bunları dile getirmeyi gerekli sayıyor ve yerine getirilmesi gereken bir görev kabul ediyorum. Her şeye rağmen, kutsallığına inandığım sevginin ifadesi olarak bu günü kutluyor, bu günü sadelikle yaşayanlara mutluluk dileklerimi ve sevgilerimi sunuyorum.

14 Şubat 2016