Bu bir sır değil artık.Kadın, adı olmayan kadın çalışma yaşamına(toplum için yararlılık) katılalı daha ne kadar oldu ki ! Erkek cinsinin yanında deve de kulak mı desem, tırnak bile değil.
Toplumsal çalışma yaşamına katılan kadınlar, burada kendilerini ifade etme olanaklarını bulurken,tekrar evlerin içine girdiklerinde yüz yıl önceyi yaşamaya devam etmek zorunda kalıyorlar.
Ki kadınlar bu durumun farkına vardıkça, yaşamlarına devrimci müdahaleler yapmayı seçiyorlar.Bu bazı kesimlerce alkışlanırken ,oldukça fazla bir kesim tarafından da çok çirkin saldırılara maruz kalıyor.
Son dönemlerde artan ulu orta sergilenen şiddet, taciz ,cana kıyma işte bu dönemin kavranamaması, anlaşılmak istenmemesiyle ilgili değil midir?
Demiyorlar mı ki,
Bir kadın neden ayrılır durduk yere.İşte mesele de bu ki ,”durduk yere”…İnsan durduk yere alıp başını gitmez.İnsan durduk yere alışkanlıklarını terk etmez.Alışmak unutmaktı oysa.EE tabi ki durduk yere durduğu yerde durmaması en doğalı iken , kadının yapması gereken bu değil miydi zaten ?