MEMLEKET MESELESİ
İnsanın üzerinde yaşadığı memleketi gibisi var mıdır? Her türlü sevinç ve üzüntüyü üzerinde yaşadığımız memleketimizi korumak ve yükseltmek bizim kendimize olan saygımızın bir göstergesidir.
Memleket türküleri, memleket toprağı, memleket havası, memleket kokusu ve memleket sevdası bizim olmazsa olmazlarımızdandır.
Memleket bizim vücudumuz gibidir. Nasıl vücudumuzun bir uzvu rahatsızlandığında bütün vücut bunun acı ve ıstırabını yaşıyorsa, memleketimizin bir köşesindeki rahatsızlık memleketimizin tamamını hasta etmektedir.
Memleket bir milletin maziden atiye üzerinde yaşadığı toprak parçasıdır. Üzerindeki insanlar geçmişten geleceğe fikir birliği yapmaları halinde millet olabilirler. Memleket üzerinde bu fikri taşımayanların milletten sayılması imkânsızdır.
Memleketimiz son günlerde bazı rahatsızlıklar yaşamaktadır. Bu rahatsızlıkların sebebi ve suçlusu aranmaksızın tedavi edilmelidir. Tedavinin süresi ve ilacının nitelikleri kimseye rahatsız etmemelidir. Bu tedavide emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
Tedavide verdiğimiz koç yiğitler, sevgilerini dinimizden alan memleket sevdalıları canları karşılığında cenneti satın alan mübarek şehitlerimizdir.
Bunlar toprağı vatan yapan kahraman Türk evlatlarıdır. Şair de öyle demiyor mu?
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır!
Memleketimizin iyileşmesindeki art niyetli ve işbirlikçilerinin mutlaka bilinip son verdirilmesi gerekmektedir. Hastalığa neden olanların yanında, hastalık üreten merkezlerinde ele alınması ve buralarında kurutulması gerekir. Hastanın tedavi süresince dinlendirilmesi şarttır.
Memleket bu süreçte tek vücut olmalıdır. Düşman karşısında birleşmeyenlerin memleket ve milli duygudan bahsetmeye hakları yoktur. memleketimiz bunun gibi rahatsızlıkları birçok kere yaşamış ve bunların üstesinden milletinin milli birlik ve bütünlüğü ile aşmıştır.
Hastalığın kökü kazınmadan bırakılan her tedavi daha ağır ve öldürücü hastalık demektir. Yeter ki doğru teşhis ve tedavi yapılsın. Teşhisi yapılan her hastalık tedavi edilebiliyor. Tedavisi olmayan hastalık yoktur artık.
Günümüzde verilen şehitlerimizden daha acısı şehitlerimizin normal karşılanır olmasıdır. Elbette vatan savunmasında şehit olacaktır. Fakat bu şehitlerimiz normalmiş gibi karşılanmamalıdır.
Şehitlik dünyada insanoğlunun yükselebileceği en yüksek makamdır. Bu makama layık olanlar yükselebilecektir. Bunun takdiri de yüce yaratıcımızın elindedir.
Memleketimizi dışa karşı savunmada, birlik beraberlimizden fire vermemeliyiz. İçerideki her fire düşmana kazandırılmış bir cephe demektir. Bu da mücadelenin uzaması ve daha fazla şehit vermemize neden olur.
Vatanımıza karşı oynanan her oyun karşılıksız bırakılmamalıdır. Vatanı tehlikeye düşürecek tezgâhların hakkı ve hukuku olmaz. Bunlar adı konulmamış bir savaş demektir. Bu savaşta milletinin yanında yer almayan herkes düşman safında sayılır.
Devletimiz insan haklarına saygılı, özgürlükçü, demokrasiyi benimsemiş bir hukuk devletidir. Bu özellikleri taşıması düşmanlarına karşı mücadele vermeyeceği anlamına gelmez. Biz insanı yaşat ki devlet yaşasın düsturunda olan bir milletiz. Ama devleti göz dikenler karşı da mücadelemizi vereceğiz.
Bu memleketin ekmeğini yiyip, suyunu içip ve havasını teneffüs ederek vatanı bölmeye çalışanlara destek vermek bizim milletimizin bir özelliği olmasa gerek. Bunlarda kendi bindikleri dalı kesiyorlar. Bilinmelidir ki bunlarla mücadele etmek;
Memleket meselesidir!
Muhabbetle!..
27.01.2015
Osman GİRGİN
[email protected]
osmanlıhaber.com