Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

TERMOMETRE...( Kısa Öykü)

Yorum

TERMOMETRE...( Kısa Öykü)

8

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1057

Okunma

TERMOMETRE...( Kısa Öykü)

TERMOMETRE...( Kısa Öykü)

Bir ısırık daha aldı elmasından ve bir tane daha, bir tane… Yetmedi, yün kazağının kolunu ısırdı. Kamaşmıştı dişleri. Pıt, diye düşüverdi yere. Eğildi ve yerden alıp monte etti kırılan dişini. Eh, dişli adamdı ne de olsa. Dişlerini öylesine sıkmıştı ki kaskatı kesildi.

Bu sefer banyoya yöneldi. Hamam gibi idi banyo. Cehennem sıcağını gösteren rakama bakıp, kızgınlıkla attı termometreyi küvetin dibine ardından açtı suyu. Su çok soğuktu banyo ise çok sıcak ve kararsızdı termometre.

Kılı kırk değil elli yarardı. Gece yarısını geçeli çok olmuştu. Banyo ne kadar sıcaksa ev de o denli soğuktu; adeta buzhane.

Ters giden bir şeyler vardı lakin kestiremedi. Birden sünneti geldi aklına; sönük geçen sünneti: Nasıl da yalvarmıştı sünnetçiye, kesme, diye. Derin bir iç çekti. Yeri miydi şimdi bunları düşünmenin?

Lambanın içindeki cin üfledi nefesini adamı bir yandan gözüne kestirmişken ve bir avazda zıpladı yere, adam görmüş müydü yoksa?

Aklımın oyunları, diye iç geçirirken adam, yerdeki kıvrılmış kilime takıldı ayağı. Zor toparladı kendini derken seğirtti mutfağa.

‘’Ya şimdi ya da asla’’ dese de kararsızdı haddinden fazla. Bir solukta boşalttı içindeki hezeyanı. Temkinli olması gerektiğini biliyordu lakin aşk ferman dinlemiyordu ki.

Hem âşık olmayı o istememişti ama o kadar güzeldi ki kadın. Tek kusuru vardı lakin: Enikonu büyüktü adamdan neredeyse rahmetli anasıyla yaşıt. Yaşı kemale ermiş olsa da kadının bir o kadar arzulu bir hatundu ve nasıl da ısrarcı.

‘’Ne var ki bunda’’ deyip attı kafasını istila eden ne kadar düşünce varsa.

Camlar nasıl da buz tutmuştu tıpkı zihnindeki sarkıtlar misali. Zaten dışarıda göz gözü görmüyordu tıpkı adamın gözlerini kör eden o dipsizlik kadar.

‘’Sahiden seviyor muydu beni de boş yere mi?’’ diye için için sorguluyordu yaşı geçkin kadının sadakate inanıp inanmadığını.

Hiç mi hiç emin değildi işin aslı zaten emin olsaydı kadının sadakatinden iş bu noktaya asla varmazdı.

Canı buz gibi bira çekti bir anda. ‘’Bu saatte açık dükkân nereden bulacağım ki…’’ demesine kalmadan elindeki işe odaklandı her şeyi unutup.

Yere eğilip, ucu kaymış örtüyü iyice yerleştirdi sarı benizli kadına. Yoksa beyaza mı dönmüştü yüzü de seçemiyordu adam, gecenin karanlığında. Olduğu gibi kalmalı, daha fazla ilişmemeliydi artık.

Çalan telefonla irkildi sessizlik delinirken. Aklına alakasız bir düşünce geldi aniden: ‘’Bir an evvel gidip, kulağımı deldireyim’’ diye geçirdi içinden. İşte gidip geliyordu delilik ile normal arasında hem de çok uzun zamandır. Tam manasıyla delirmek için gün sayıyordu adeta. Günler torbaya girmiş o da geceleri saymaya başlamıştı.

Telefon ısrarla çalıyordu halen ve dayanamadı açtı. Geç kalmıştı zahir. Baktı numaraya, gizli numara olduğunu görüp arama şansının olmadığına kani olup belli belirsiz bir şeyler mırıldandı ne dediğini bilmezken. Mademki karşı taraf konuşmak istiyordu neden gizlemişti ki numarasını? Okkalı bir küfür savurdu.

Aklı kadındaydı ve yarım bıraktığı işte. Yine takıldı yerdeki kilime derken gözü seğirmeye başladı.’’Her kim ise beni anan Allah belanı…’’ demeye kalmadı ki bir hışımla daldı odaya. Hala örtünün içindeydi sarı benizli kadın yoksa beyaza mı çalmıştı yüzü görmediği süre zarfında? Kolundaki saate baktı adam lakin saat çoktan durmuştu. Yeniden çalan telefonla dağıldı dikkati. Mutfakta bırakmıştı telefonu. Bu sefer açmalıydı: İşte yine o gizli numara!

Duyduğu boğuk sesle ürperdi vücudu. Kadının sesiydi telefondaki hem de içerde boydan boya ölü yattığına emin olduğu kadının: Ensesinde bir nefes hissetti ve boynunu yaran bıçağın soğuğu ile irkildi oluk gibi akarken kanı. Olacak iş miydi şimdi bu?

Mutfak penceresinin yanındaki aynaya takıldı gözü ama aynada göremedi aksini. Aynada gördüğü boşluğun haricinde hiçbir şeye rast gelmedi. Nereye kaybolmuştu yüzü? Boynundan akan kan sayesinde yerde gölümsü bir bulamaç oluşmuştu.

Nasıl da yanıyordu canı. Güç bela geldi kadının yattığı odaya.’’Aman Allah’ ım’’ demesiyle gördüğüne inanamadı gözleri. Yerde yatan kendi bedeniydi ve mermer suratlı o sarışın ölü kadın, cesedinin başında kahkahalar atıyordu. Yerde yatan madem oydu, bu hissettiği acı neyin nesiydi?

Küvetin dibine fırlattığı termometre ayağının şimdi de ve derece sıfıra kadar düşmüştü.

Bu sefer kadın eğilip örttü yerde yatan adamın bedeninin üzerini.

‘’Merak etme’’ dedi derinden gelen bir fısıltı ve hırlama eşliğinde:

‘’Ebedi ikametgâhın fazlasıyla sıcak olacak!’’

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Termometre...( kısa öykü) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Termometre...( kısa öykü) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TERMOMETRE...( Kısa Öykü) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Semiray Sezgin
Semiray Sezgin, @semiray-sezgin
29.1.2016 22:52:21
Can ,bir ara hani -polisiye roman denilince akla gelen ilk isim -Agatha Christie Poirot'un romanından bir kesit mi okuyorum dedim.Çok başarılı buldum.Demek ki olaylar,insanlar ve okuduklarınızın harmanlanması sizi zirveye taşıyor.Şimdi bu güzel öykü için sizi en güzel şekilde kutlarken gönül hanemden bir demet gülü kapınızın önüne gönderiyorum.lütfen kabul buyurun.Ne güzel bir şey bu dostluk...sizi seviyorum.Vakit buldukça da gönül sarayınızdan dökülen her güzelliği seyretmek ve tadına varmaktan zevk alıyorum.Bir zaman gelecek...İnşallah adınız geçecek ve okullarda adınız edebiyat severler tarafından anılanacak inşallah...sevgiler...demet demet...saygılar elbet...tüm içtenlikle kaleminize...
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
29.1.2016 20:03:52
gerçekle yaşam arsı ruhsal gerilimlerin yaşandığı bir hikaye, belkide ne ölen, ne de öldüren var hepsi hayal ürünü...
işte günümüz insanlarının yaşamı kısaca bu hale geldi.sevgiler aşklar bile maalesef bu halde.
beğendim öyküyü.usta işiydi.
saygılarımla
beren yılmaz
beren yılmaz, @berenyilmaz
29.1.2016 19:48:43
Evet ' farklı ve esrarengiiz birazdan ' aman yeni bir olay olacak diye nefesimi tuttum, okurken; en çokta
Termometre ' küvetin dibineyken '' kadının çok canı yanmış - edebi ikamatgahında işi zora benziyor adamın ;

Sade ve anlaşılır yormadı bu kez yazınız :) tebrikler sevgilerim ile.
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
29.1.2016 16:21:55
Oldukça esrarlı...
Yazar, öyküyü okuru geliştirsin istiyor gibi...
Kırılmış bir aynanın dağınık parçalarından yansıyan görüntüleri birleştirmeye çabalarken, okurun kendi bilinçaltı ile yüzleşmesini istiyor belki de...

Tebrikler...

Saygılarımla.
NurtenAk
NurtenAk, @nurtenak
29.1.2016 16:04:46
Merhaba Gülüm hanım, epeydir bu bölüme gire mediğimin farkındayım.. Hatta şiir bölümüne bile giremiyorum.. Zaman zaman çocukların telefonundan ara ara bakıp okumaya çalışıyorum.. İşte yine öyle oldu. İş arasında güzel bir öykü okudum.. Yüreğinize sağlık. Tebrik ediyorum.. Yazmak size gerçekten çok yakışıyor...
Nicelerine...

Sevgi ve selamlarımla....

levent taner
levent taner, @leventtaner
29.1.2016 15:54:39
Gerilim ögelerini ustaca kullanmışız

Ne beklerken ne çıkıyor karşımıza

Gerçi ortalarda sanki bir ip ucu var

Hani

"Aklına alakasız bir düşünce geldi aniden: ‘’Bir an evvel gidip, kulağımı deldireyim’’ diye geçirdi içinden." denirken

Ben bir an erkeklerinde küpe takabildiğini düşündüm ve ipin ucunu kaçırdım belki de

Nihayet, okuyanı ters köşeye yatırma beceriniz psikolojiyle ne kadar alakalı olduğunuzun bir göstergesi olmalı

Gerçektende kelimeler ve konuyu işleyişinizle insan benliğinde doğru noktalara bastığınızı görüyorum

Müzikte, İyi bir sesin doğru nota basması misali bir bakıma


Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza selam ve saygılarımla hanımefendi...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
29.1.2016 14:39:05
10 puan verdi
Merhaba Gülüm, öyküyü Çok çok beğendim. İnsanı gel-gitlere götüren güzel bir öykü.

Kadının son sözü hayli düşündürdü, adam oldukça fena biri olmalı ki kadın ona cehennemi reva görüyor.

Bence sen öyküyü daha sık yazmalısın, güzel yazıyorsun.
Etkili Yorum
_Duygu Şen_
_Duygu Şen_, @-duygusen-
29.1.2016 13:39:26
Girişte merak uyandıran esrarengizlik,önce biraz ürpertti sonra dalıp öykünün akıcılığına sürüklendim.
Final dizesi finale yakışmıştı ve bir tiyatro izledim perde kapandı hissine kapıldım..
İmgesiz, sade türkçeyle yazılmış harika bir öykü okudum, emeğine yüreğine sağlık sevgili Gülüm hanım alkışlar güçlü kalemine..
Selam ve sevgilerimle can şairem...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL