Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

AYNALARDA KAYIP BİR BEN...

Yorum

AYNALARDA KAYIP BİR BEN...

12

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

1525

Okunma

Okuduğunuz yazı 13.12.2015 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
AYNALARDA KAYIP BİR BEN...

AYNALARDA KAYIP BİR BEN...




Gün ölgün ve fazlasıyla hüzünlü. Yâd ettiğim dünlerin yüzü suyuna bin bir güçlükle de olsa adını bilmediğim duyguların içli çağırısı çalınıyor kulaklarıma. Kalıcı olmadığını bildiğim hangi imge ise, buyur ediyorum geçirgen ruhuma, anlık da olsa savsakladığım yalnızlığıma nispet yapıyor barış güvercinleri.

İstimlâk edilmiş, öncesinde bakir bir arazinin hangi hududu ise, göreceli ve muhafazakâr bir dokunuşla, tek tek diziyorum tuğlaları: Olur da, düşer yolu birilerinin, buyur ederim, düşüncesiyle sonlandırdığım bir ömrün kıyısında kısa bir mola veriyorum her ne kaygımı mutluluğa dönüştüren bir rakıma denk düşen o istikrarsızlığı göz ardı edip…

Biteviye rahmet yağmakta kâh gökten kâh gözlerimden.

Adını koymak bir yana telaffuz edemediğim pek çok duygunun baskısı iken yüreğime çöreklenen, bir gaflete bürünüp hicap ettiğim kayıplara istinaden, arındırmaya çalıştığım ruhumun emsalsiz durağanlığında ve sıra dışılığında, sorumlu tuttuğum kim ise bir bir diziyorum gönül bahçeme.

Gideli çok oldu, dediklerim bir yana yolu hiç düşmemiş olanlara sitemim bir yana ve beklemekten vazgeçtiğim her kim ise…

Gideli çok oldu, demek hiç mi hiç akıl karı değil zira zaman öylesine boyutsuz ve göreceli bir tutanak ki…

Günler torbaya girdi gireli gecelere sitem yüklüyorum.

Sitemlerde isyan biriktiriyorum.

Ve isyanlarda vazgeçmişliğim kadar ayan beyan o tutarsızlığım.

Sulak araziler kadar rahmet yüklüyüm. Ansız tedirginliklerim kadar da huzursuzluktan muzdaripim. Ölü kimliğim mademki yoksunluğumun ilk hecesi, devamını getiremediğim cümleler kadar karışık aklım.

İzleklerde ne çok kalıntı geçmişten.

Aynalarda kayıp bir ben. Beni bana yakın kılan nice insan. İnsanların mizacındaki yoksunluğa bakıp, yok saydığım sıfatlarla ile çevrelendiğim adsız yarınlar.

Katı bedenler hem de ölüm öncesi.

Rahvan tüm yokuşlar belli ki tepe taklak olmak bir o kadar olası.

Kayıp ne çok insan en azından kaybolmaya müsait sözcüklerin istilası ile rehin düşmüş şeytana.

Ayracı ne ise susmaya mecburum. Susmak olsa da nihai görevim, o zaman neden bu denli yoğun telaffuz ediyorum onca gölgeyi bir solukta tüketen gün ışığına nazire edercesine, dilime pelesenk olmuş kim ise, soyutlandığıma kâiniyim bir o kadar.

İç sesimin gümbürtüsünde, soluduğum ve solduğum bir gün daha kayıp giderken, tedirgin bir lehçede türetiyorum tüm kayıp duygularımı.

Aşk’tan türüyor nefret. Sevgiden sonra geliyor anne sözcüğü. Sıcak bir dokunuş tüm ihtiyacım belki de müşfik bir bakış ve sıraya koydukça harfleri ulaşıyorum en heybetlisine: Sadece ve sadece andığım ve anacağım tek varlık: Bilinmezin gücünü ve varlığımızın idamesini sorumlu olduğumuz…

Sahipsizliğim hiç bu kadar güçlü nüksetmemişti. Sahip olduğum tek şey şu basiretsiz yalnızlığım: An’a doldurduğum kaç yudum sevgi ise türeyen hele ki rehavetin bildirgesinde sakladığım ne varsa: Bazen tekil bir kelimeye tekabül eden ve her nasılsa sonsuzluğu miraç bellemiş…

Gözden ırak bir koşullanılmışlık kadar da uzağındayım bir o kadar ki aslında bilmediğim bir mefhum eksikliğini hissettiğim: Adlandıramadığım bir korku kadar da ürkünç ve her nasılsa çalıntı bir ganimet kadar gizem yüklü.

Gün devrildikçe, ölüm seslendikçe ve aşk kaybettiği sürece…

Sonu dingin ama başı olmayan ve her nasılsa çalıntı sevinçlerin gölgeli yalnızlığını buyur ettiğim kaçıncı imge ise yolumun ansızın kesiştiği. Bu da yetmezmiş gibi istikrarsız bir güne uyanıp sonlandırdığım ister istemez.

Güven telkin eden ne var ki haricinde kaygılarımın? Onlar bile böylesine yoldan çıkmışken neyin hesabını yapabilirim ki… Gün de ömür de bu denli sitem yüklü ve efkârlıyken, dur durak bilmeden boğulurcasına hissediyorum ve bir o kadar muzdaripim ruhumdan, tüm sorumluluğunu yüklendiğim ve bir ömür kollayacağım benliğime sığdırdığım tüm deli fişek imgelerin taarruzunda verdiğim kayıplara yüklediğim rahmet ile üstelik.

Gitmekle yükümlüyüm lakin nereye gideceğimi bilmediğim.

Yaşamak ve yaşamamak arasında çatlak bir ses iken muhatabım son sürat sorguluyorum yaftalansam da ses etmeden niyazlarıma yüklediğim tüm yarım kalmışlıkları bir bir eliyorum tamamlamakla mükellef olsam da istikrarsızlığımı da göz ardı etmeden.




Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Aynalarda kayıp bir ben... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Aynalarda kayıp bir ben... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AYNALARDA KAYIP BİR BEN... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
levent taner
levent taner, @leventtaner
14.12.2015 18:50:44
İçe bakış zor olan

Kendi hislerini süzebilmek ve bir denemeye dönüştürmek

Denemesi bedava diyorum kendime, hodri meydan

Yaşamak ve yaşamamak ikileminde ne kadar fark gözetmiyorsak ve huzurlu isek o denli hürüz bence

Yine yazmak ve yaşamak arasındaki bağlantıyı düşünüyorum

Siz başarılı bir yazar olarak yaşamınızı anlamlı kılıyor ve taçlandırıyorsunuz derim

Varoluşsal dinamiklerinizi gözleyip etkin izlenim notlarına dönüştürebiliyorsunuz

Güne düşen yüreğe, emeğe, kaleme, kelama selam olsun hocam...

Sihirli Kalem
Sihirli Kalem, @sihirlikalem
14.12.2015 18:25:59
özledim sizi okumayı...
çok hem de.
ne kadar çok aşmış kaleminiz bir öncesini.
canım arkadaşım kaleminden,yüreğinden öpüyorum.

gül peri
gül peri, @gulperi
14.12.2015 15:58:53
Sizin her yazınız günün seçkisi olmaya layık.

Güçlü kaleminiz var olsun.Kutluyorum.

İnsanın en yakın dostu yine kendisidir.

Selam sevgiler
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
14.12.2015 13:28:15
Çok değerli dostlarımla güne uyanmak adına çok mutluyum.
Değerli Edebiyat Defteri Seçki Kuruluna en kalbi teşekkür ve şükranlarımla, efendim...
İyi ki varsınız...
Sonsuz sevgi ve saygılarımla...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
14.12.2015 11:32:42
Merhaba Gülüm, insanoğlu kendikendiyle konuştuğu kadar kimselerle konuşmaz değil mi :(

Kutlarım değerli kalem arkadaşımı

Sevgilerimle
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
14.12.2015 09:22:31
Hep derim ya size...
Eşsiz benzetmelerle dolu şiir tadında cümleler.
Tebrikler.
direniş
direniş, @direnis
14.12.2015 01:36:47
Kutlarım...

dubduru türkçemizle ve sade, akıcı

başarılarınız daim olsun kardeşim

selam ve saygı ile... uzaklardan...
Mehmet Sait ULUÇAY
Mehmet Sait ULUÇAY, @mehmet-sait-ulucay
14.12.2015 00:39:39
8 puan verdi
"Hadi aynalar bulun beni, içimde kalan gölgelerden çözün beni...." yalnız bitiş cümlesi ile yazınızın güne gelmesi için yeterli görülecek kadar anlam yüklüdür. Kutlarım. Tebriklerimle sevgiyle kalınız.
Mehmet Sait ULUÇAY
Mehmet Sait ULUÇAY, @mehmet-sait-ulucay
14.12.2015 00:28:30
8 puan verdi
günün yazısı seçilen yazını zevkle okudum. güzel bir yazı. tebrik ederim. sevgiyle kalınız Gülüm Hanım.

Mehmet Sait ULUÇAY tarafından 12/14/2015 12:33:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
14.12.2015 00:22:49

Aynalardan geçiyorum, ruhumda elem, dilimde elem ...

Özü içinde, sözü kendinde öldürme vakti geldiğinde, beden, kendine seslenen bütün kelimeleri isteyerek, bilerek yutar. Boğazına takilan her biri için meydanda ateş yakar. Kaç kişi kül, kaç kişiden imdat, uyan denildiğinde ? Gece ve gün arasında tercihini tepinenlerin ayak seslerinden ötürü bekler. Ölü yanını dolduran kalabalık zehir, boş yanını dolduracak hiç'in düşkün an'ını bekler. Öz öfkesini sırtından atmanın ardını ,kendine bahaneler yapar, dünyanın içini nefesiyle dolduran birilerini kendisinden önce çiğnemeye, üzerinde tepinerek üzerinde olmaya gidecekken.


kimileri, kimi çalışkan karıncalar, kuru bir tütün yaprağı gibi ufalamak isteyeceklerdir bu sözleri. çalışkan karıncalar ve yine hep onlar, ufaladıkları parçalardan "işe yarayan" şeyler çıkarıp, bütün o işe yarayan şeyleri biriktirdikleri evlerine götürmek isteyeceklerdir. evlerine götürüp birleştirmek, bütünleştirmek için çabalayacaklardır. parçaları bir araya getirdiklerinde, bu iç hikayenin, bir parçasının eksik kaldığını göreceklerdir. serüvenin sırrı o eksik parçadadır...


Zehir sadece kendini öldüremez… Lakin zehirlediğinde hem kendi ölür hem de bedeni ölür…Toprağa bulaştığında yine kendi olur…Toprak yeniden ‘ hiç’i doğurur.Hiç kimse kendi ölüsünü göremez, hiç kimse bir başkasının iç yolculuğunu bilemez…Ama herkes birbirinin nedeni olmaya devam edecek..



Hadi aynalar bulun beni, içimde kalan gölgelerden çözün beni....





Sevgiler sevgiler sevgiler
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
14.12.2015 00:04:21

güne gelmesine sevindim

güzel anlatımdı, yerini hak etti yazı ve yazarı

tekrar kutlarım

sevgilerimle


su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
13.12.2015 22:55:19

iç ses

iç hesaplaşma

ve sanırım en zoru da bu

kutlarım başarılı kalemi

sevgilerimle


© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL