1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
588
Okunma
30 Kasım 2015 Tarihli köşe yazımdır.
Önceki yazılarımdan birinde Irak ve Suriye’de çıkartılan yangın, ülkemize sıçratılmak isteniyor; asıl hedef Türkiye’dir; basitten zora doğru gidilen bir strateji uygulanıyor; böylesi onlar için daha kolay demiştim.
Düşürdüğümüz Rus uçağıyla birlikte Suriye’deki yangının ilk kıvılcımını Türkiye’ye sıçratmış olduk.
Evet ortada bir sınır ihlali var. Yapılan uyarılara rağmen tacizde ısrar var.
TSK burada uluslararası hukuk kurallarına göre hareket etti. Herhangi bir ülkenin uçağı, herhangi bir ülkenin sınır hava sahasını ihlal eder ve uyarılara rağmen tacizinde ısrar ederse düşürülür.
Şimdi Rusya’nın ’’Ben İŞİD ile savaşırken, Türkiye benim uçağımı düşürdü. Üstelik hiç bir uyarı yapmadan!’’ savunması bizim ’’Pardon, biz o uçağın Rusya’ya ait olduğunu bilemedik, sizin olduğunu bilseydik düşürürmüydük hiç!’’ savunmasıyla kıyasıya yarışıyor!
Fakat ne yapalım, böyle bir savunmaya böyle bir savunma yapılır!
’’Kim olursa olsun, benim hava sahamı taciz eden, uyarılarıma rağmen beni ciddiye almayıp, kendi çapında dalga geçen ülkenin uçağını düşürürüm! Bunun için beni kimse suçlayamaz, zira bu angajman kuralları çerçevesinde yapılan bir eylemdir.’’ Emin olun dünyaya daha cesur, daha iddialı bir mesaj veremezdik!
Hiç bir ülkenin uçağı işini gücünü bırakıp da bir başka ülkenin sınırını ihlal edip, altını çiziyorum, uyarılara rağmen tepesinde dönmez...
Ortada bir oyun olduğu açık..
Tahrik et, düşürt, ve artık bir bahanen var: Saldır!
NATO ülkesi bir ülkeye kendisini düşürten Rusya, ne yaptığının elbette farkında...
Ne yaptığının farkında olan sadece Rusya değil, bizde neler döndüğünün gayet farkındayız!
Tarih 3 Ekim 2015...
Rusya’ya ait bir savaş uçağı Hatay Bölgesindeki hava sahamızı ihlal ediyor. O an devriye uçuşunda olan iki uçağımız tarafından fark edilerek, Suriye üzerinden geri gönderiliyor. Bunun üzerine bakanlığımız, Rusya Federasyonunun Ankara büyük elçisi ile bir görüşme yapıyor. Bu görüşmede bu olayın tekrarlanması halinde, olacaklardan Rusya’nın sorumlu olacağı ifade ediliyor. Ayrıca durum ABD, İngiltere ve Almanya ile de görüşülüyor. NATO ’’Bir ihlal daha gerçekleşirse, Türkiye’yi koruruz. Yardıma hazırız’’ diyor...
Yani bu Rusya’nın ilk tacizi değil! İlk tahriki değil!
Rusya ile aramızda şu anda bir savaş olma ihtimali düşük. Zira Rusya zaten Ukrayna ve Suriye ile savaş halinde. Bu durumda iken bir de Türkiye ile savaşı göze alamaz.
Başlatabileceği tek savaş ekonomik savaştı. Bunu anlaşmazlık yaşayan her ülke birbirini cezalandırmak için yapar... Ki Rusya’da şimdi bize küstüğü için ürünlerimize boykot kararı aldı. Yatırım planlarını iptal etti. Turist göndermeyeceğini açıkladı. Vs, vs...
Rusya elbette böyle radikal kararlar alacaktı. En basitinden kızdığımız bir bakkaldan nasıl ki alışverişi kesiyorsak, şu anki durumda aynı politikadan ibaret!
Dolayısıyla bu beklenilen bir şeydi! Ortada endişelenecek bir durum yok!
İsrail’in her Filistin saldırısında İsrail’e küsüp milletçe ürünlerine boykot kararı alıyoruz. Aradan en fazla bir yıl geçiyor, İsrail ürünleri yeniden raflarda, çantada, dolapta...
Ancaaaak konuyu madalyonun öteki yüzünden değerlendirecek olursak, Rusya’nın, Türkiye ile ilişkilerini bozup akabinde hemen bir karşı saldırıda bulunmak için çok iyi bir fırsat yakaladığını dolayısıyla durumu bu noktaya bilinçli olarak getirdiklerini net bir şekilde görürüz...
Niğde’de yeni bulunan petrolü hazmedememiş olabilirler zira kendileri...
NATO, ’’Türkiye ile Rusya arasında olası bir savaş durumunda Türkiye’ye yardım için hazırız.’’ derken Türkiye’yi Rusya ile bir savaşa sokma peşinde...
Daha amiyane bir tabirle, Türkiye’yi gaza getirip Rusya’ya karşı savaş açtıracak!
Böylece (hemen başa dönelim) biz üzerimize sıçratılan kıvılcımı söndürmeye çalışırken NATO’nun arkamızda olduğunu düşünerek söndürmeyi bırakıp alevlerin içine atlayacağız..
Burada NATO’nun Türkiye’yi piyon olarak kullandığı çok açık!
Ne NATO, ne Amerika, ne İngiltere, ne Almanya hiç biri hiç bir zaman, hiç bir olayda arkamızda olmadı! Asla da olmayacaktır!
Erdoğan’ın Rusya ile ilişkileri tekrar düzeltmek için Putin’e verdiği yapıcı mesajlardan anlaşılıyor ki NATO’ nun bu jestini (!) yemedik!
Oyun içinde oyun dönerken, bizimde oyunu siyaset bilimi kurallarına göre oynamamız gerekir!
Şu durumda uyguladığımız politika en doğrusudur!
Bu arada Arap kardeşlerimiz, Rusya’nın Türk mallarına ambargosuna karşı ’’Müslümanım, Türk malı alıyorum.’’ kampanyası başlatmışlar...
Ne güzel! Keşke bu desteği her zaman verseler!