Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Kemnur
Kemnur

...

Yorum

...

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1246

Okunma

...

...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz ... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
12.12.2015 13:36:39


Yorum tamamını okuyunca :)

Billur T. Phelps tarafından 12/12/2015 2:39:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
9.12.2015 10:21:43

ilgiyle okudum

devamını bekliyorum

saygılar usta kalem


Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
9.12.2015 01:06:47
Kemal Abi

Öncelikle size bir konuda teşekkür etmek istiyorum. Osmanlı dönemini anlatırken kendi yorumunuzu katmadan kasıt içermeyen yalın bir dil ve temiz bir ifadeyle aktarıyorsunuz.

Bunu niye söyleme ihtiyacı duydum şundan dolayı özellikle son zamanlar da genelde Osmanlı dönemi anlatılırken imparatorluğu siyasi prensipleri ya olumsuz manada abartılarak ya da hakaret anlamında sözler içeren ifadeler kullanılarak anlatılır. Bunu yapanlar bir gün kendi vicdanlarına ve tarihe hesap vereceklerdir.

Evet, doğrudur Osmanlı devlet geleneğinde, taht kavgaları ve otorite karmaşası yaşanmaması ve bundan dolayı devlet zafiyeti oluşmaması için bu gün bize çok canice gelen böyle bir uygulama vardı. Ama o dönemin dünyasında Roma, Bizans, Rus çarlığı, ya da Japon imparatorluklarında da vs yani tarihi süreçte belki taht kavgası şeklinde olmasa da bu çağa göre yadırgadığımız çeşitli siyasi gerekçelerle imparatorluğun bünyesinde vahşice uygulamalar vardı. Yani bu Osmanlıya mahsus uygulamalar değildir. Örneğin; Rus çarlığında sarayda ki infaz biçimleri kazığa oturma şeklinde olurken. Roma döneminde çeşitli işkence şekilleri veya çanlı canlı aslanlara yem etmek gibi Bizans imparatorluğunda da kızgın yağ kazanlarına atmak ya da Japon imparatorluğunda ki şekliyle kişinin kendisini harakiri yaparak öldürmeye zorlamak gibi bu güne göre barbarca olan krallıklarında ki saraylarının içerisinde bu ve benzeri ilkel uygulamalar vardı. Unutmadan eğer harakiri yapmaktan çekinen olursa devreye cellât girer elinde ki çapa şeklinde ki mızrağı göğsün den sokar ve hızlıca geri çekerek kalp ciğer vs gibi organlarını da dışarı çıkartırdı.

Yani yalnız Osmanlı imparatorluğunda değil her toplumun insanlarının bağlı olduğu imparatorluklar da siyasi prensipler anlamında benzer uygulamalar yaşanıyordu. Belki söyleyeceğim şey tuhaf gelecek ama yinede en insancıl olanı Osmanlı döneminde saray içerisinde bu tür olumsuz manada ki siyasi uygulamalardı.

Bu gün Osmanlıyı bizlere kötülemek isteyen bazı zihniyetler Osmanlının bu yönünü öne çıkartırlar ama unutmamak gerekir ki söz konusu olan dönem bundan dört yüz yıl öncesi ve sonrasına uzanan bir süreçtir. O gün toplumları bu tür barbarlıkları belki de normal kabul edip kanıksamışken bu çağın ve bu günün insanları olarak bize çok canice ve barbarca gelebiliyor.

Belki de bundan yüzyıl sonrasının insanı da bizlerin yaşadığı bu döneme dönük şöyle düşüneceklerdir. Hadi 16.yy’da krallık dönemlerinde yapılan ve yaşanan barbarlıkların kendi içinde bir mantığı var neyse de. Yahu 20.yy’ın sonu ve 21.yy’ın başlarında modern çağ diye adlandırılan dönemde. İnsanlar üç kuruşluk fötrü şapkayı takmak istemedikleri için köyleri top atışına tutulup onlarca insan kasaba ve şehir meydanlarında ibret-i âlem için darağacında sallandırılmaları. Ya da darbe yapan ordular aldıkları emir gereği milyonlarca insanı siyasi düşüncelerinde dolayı sudan sebeplerle hapse atıp uyduruk mahkemelerde. Çocuk yaşta ki insanların yaşını büyük gösterip asılmasını veya işkence yaparak yüzlercesini vahşice öldürmesinin yaşandığı bu dönemi ve bunu normal karşılayan bu dönemin insanın yadırgayıp kınayacaklardır. Yani 22.yy’ ve ileri dönemlerin insanlarına bizim dönemimiz de yaşanan, birçok olay tuhaf ve ilkel gelecektir.

Keyifli yazınızı diğer bölümlerini de heyecanla okuyacağım.

Kaleminize emeğinize sağlık

Saygı ve sevgilerimle

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL