1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
893
Okunma
Çocukluğum neredesin?
Ne olmuş sana?
Şen şakrak sesin neden yok, niçin gür sesin sokaklarda bağıra çağıra çıkmıyor?
Suskunluğunun sebebi ne?
Hadi söyle bana derdini.
Hadi konuş benimle.
Hadi açıl bana eskisi gibi.
Unuttun mu ben bir zamanlar sendim.
Unuttun mu sen bir zamanlar çok bendin.
Biz vardı.
Güzel yarınlar muştusu vardı.
Aşk dalgalanırdı gözlerimizde.
Bakışlarımızda serçe kuşlarının cıvıltısı eksik olmazdı.
Çocukluğum ne oldu ikimize?
Birimiz büyürken, diğerimiz niçin kayboldu?
Neden bir daha bir araya gelmiyoruz?
Bir araya gelip neden birbirimize sımsıkı sarılmıyoruz?
Ne değişti?
Dünya mı?
Zaman mı?
İnsanlar mı?
Biz mi?
Çocukluğum ne zamandır suskunuz.
Aynı yerde buluşamıyoruz.
Aynı yeri birlikte mesken tutmuyoruz.
Aynı şiirde aynı duyguları hissedemiyoruz.
Farklılaştık.
Bireyselleştik.
Bir şeyler uğruna kendimizden vaz mı geçtik?
Artık ne ben senin küçüklüğünü rahat bir şekilde görebiliyorum, ne sen benim şiirden adamki halime rast gelebiliyorsun.
Sanki karşı kıyıları olduk biz denizin, gün geçtikçe birbirine hasret kalan.
Sanki sen sağır, ben kör oldum.
Altıncı hislerimiz bizim için devreden çıkmış gibi.
Bir deprem olmuş gibi, ikimiz de enkaz altında kurtarılmayı bekliyoruz.
Çocukluğum hadi bir şeyler söyle.
Söyle bir aradayız.
Söyle her günümüz beraber geçiyor.
Söyle bize dair gördüklerin, söylediklerin ve korkuların birer rüya.
Ve söyle hep yanındayım, sol yanında yaşıyorum de sevgili çocukluğum.
MESELCİ
02.12.2015, Mardin