15
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1503
Okunma
Nerdeyse; kutsal dinlere inanan her insanın aklına ‘’din ve ahret’’ denince ilk gelen kavramlar kıyamet, cennet ve cehennemdir.
Birçoğu,
-kıyamet ne zaman kopar acaba, sorusunu sorar kendine(veya din adamlarına).
-cenneti hayal etmeye çalışır, tanımlamakta zorlanır, fakat oraya gitmeyi arzular.
-cehennemi düşünür,ürpermese de aklına ateş, eziyet sonsuza dek yanma korkusu gelir.
İslam dinine göre kıyamet, dünya aleminin son bulması ve yerkürenin yok olmasıyla çakışır.
Lakin; çağımızın bilimsel araştırmalarını neticesine bir bakalım:
Varolmamızın asıl kaynağı güneşimiz, ykl. 5-6 milyar yıl sonra bünyesindeki hidrojeni harcamış olacak, 150 kat kadar daha şişecek ve nihayet patlayacak ve bizim galaksimiz diye adlandırdığımız samanyoluna karışacak ve aynı zamanda da yerküreyi beraberinde alıp götürecektir. Bu kütle tamamen gaz haline dönüşecek ve uzayda muhtemelen yeniden başka güneşin/güneşlerin, yıldızların ve gezegenlerin peydah olmasına yol’açacaktır.
Yalnız; aynı saygın bilimadamlarına göre uzayın derinlerinde henüz keşfedilmemiş milyarlarca galaksinin ve güneşin varolduğunu kabul edersek, bu dönence her bir galaksi için sürekli yenilenmelerle sürmeye devam edecektir.
O halde; İslam dininin ‘’kıyamet’’ tanımlaması bilimsel yönden doğru değildir.
Sürekli patlayıp, yeniden oluşacak galaksilerin bu dönencesi nesnel olarak ancak gaz halinde mümkündür ki; güneşimizin dış sıcaklığının ykl. 5000 (beşbin) derece olarak düşünürsek, milyarlarca galaksilerde, samanyolundaki gibi bir güneş sistemi oluşup yeni yaşanabilir dünyalar meydana gelmediği müddetçe, ne kıyametten ne de nesnel bir cennet veya cehennmeden bahsetmek olanak dışıdır.
Dolayısıyla; kutsal dinlerin tanımladığı, ‘’ Tanrı’nın, iyi insanların cennete, kötü insanları cehenneme koyacağı’’ bildirisi sadece bir vaadden ibarettir ve asla gerçekleşmeyecek demektir.
Kısacası; bu bilimsel araştırmalara göre, insanların sonsuza kadar keyif süreceği bir nesnel cennet de olmayacak,ateşlerde yanacağı bir ‘’cehennem de’’.
(Merhum dahi ve bilim adamı Ömer Hayyam’da benzeri görüşteydi).
Buna göre; kutsal dinlerin beyan ettiği cennet ve cehennem nedir o zaman?
Cennet ve cehennem kavramları neden sürekli geçerliliğini korumaktadır?
Şimdiye kadar, yerküre yaşamının nihayetinde gerçekleşecek, diye öğrendiğimiz kıyamet, cennet ve cehennem kavramlarını ne yapacağız?
Yaşam sonunda Tanrı’dan beklentimiz ne olacak?
İnancımızın amacını nasıl değerlendireceğiz?
Dinler bize bu konuda yanlışı mı öğretiyor?
Bilimsel bilgileri gerçek kabul edersek, dünya yaşamımıza ne gibi etkisi olacak ve olmalı?
......
Yaptığım açıklamalar bilimadamlarının saptam ve öngörülerinden ibarettir. Kendim şimdilik yorum yapmıyorum.
Yoğun katılım, anlamlı bilgiler ve yorumlar dileğiyle
esenlikle kalın.
Halil Hasoğlu