Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş

Yediden Yetmişe

Yorum

Yediden Yetmişe

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

685

Okunma

Yediden Yetmişe

Yediden Yetmişe

Evrimsel tekamülün nesiller üzerinden olması yani öğrenilenler, kısmen bir sonraki nesle aktarılıyor; aktarılan bilgilerin çok azı diğer nesilde gelişiyor! Bir ömürde, aslen tekamül olsa da görünmesi imkansız! Yani insan, yedisinde ne ise yetmişinde de o huyda gider! Bu bir iddia değil, gözlem! Filmlerde 70 yaşına gelmiş birinin küçüklüğünü, hayal olarak canlandırırken huy olarak da benzetirler! Çünkü “Can çıkar, huy çıkmaz!” İnsan, aynı ömürde değişimi gösteremez! Bir önceki veriler, huylar, öğretiler üzerinden yaşar; sonraki nesilde onun geliştirdiklerini yaşar! Yani gelişim, tekamül, aynı nesilde olsa da gözlenmez!

Bu nedenle “Soy”, insanlar arasında önemsenmiş. Eskilerde “Seçilmiş ırk”, tekamül ve gelişimi gösterebilen, diğerlerinden ileride olarak düşünülen veya iddia edilen! Bazı toplumlarda “Hanedan” olanlar ayrıcalıklı görülmüş; bazılarında “Asiller, soylular” sınıfı oluşmuş!

Tekamül, söylemle olmaz! Eylemle de olmaz! Zaten tekamül, aynı ömürde pratik edilmez! Bir sonraki nesilde görünür, pratik edilir! “Evrim-Devrim” yazımda bahsetmiştim; doğal akışa, evrime, “Devrim” ile müdahale olur ise “Karşı Devrim” ile o geri alınır! Sloganla olmaz! Uygulamada her şey sırıtır! Çoğu ideolojilerde, sloganda “Özgürlük!” vardır, uygulamada “Cahillik!” sergilenir! “Sosyal adalet!” söylemi de uygulamada güme gider! Bazı dinsel söylemlerde de benzer durumlar olur; adeta fakirlik övülür, kıt-kanaat vaazlar olur; uygulamada neler neler olur, girmeyim! Vatan kurtaran “İdealistler”, sloganda sınır tanımaz, uygulamada zaten ortada olmaz! Mesela; kıyafetinden sorgulama alışkanlığı kolay kolay kalkmıyor! Kıyafet yasaklarının toplumda ne yaralar açtığını da biliyor eskiler! Hala kıyafet üzerinden birileri diğerlerine hesap soruyor. Dün "Kapalı" diye hesap sorduklarına, bu gün "Şuh" diye hesap soran var! Başını kapar, başka yerini açar bundan sana ne? Toplumsal ahlak, kolay gelişmez! Bu kıyafet düşmanlığını yapanların kendilerini ele verdiklerini düşünüyorum! Tahammül edemiyorlar farklı olana! Bazıları önceleri, dini kötülerdi ve adeta dine düşman kesilirlerdi; şimdi din savunmaya kalkıyor! Bu aynı ömürde olamıyor! Bir nesil sonrası için söz konusu! Bu yüzden bunların her yaptığı veya söylediği sırıtıyor! Havada asılı kalıyor, güvenilmiyor! Aklı olan da zaten güvenmez! Slogandan öteye geçemez bu durumda olanların iddiaları! Geliştiklerini söyleseler bile aslen gelişmediklerini kusarlar! Yani “Yedisinde ne ise yetmişinde de o dur!” boşuna söylemlerine bakıp da ümitlenmeyin; değişemezler, gelişemezler! Ha diğerleri de yani karşıtları, onlar da değişemiyor, gelişemiyor! Tahterevallinin iki ucuna oturmuşlar, birbirlerini nöbetleşe, bir aşağı indiriyorlar bir yukarı çıkarıyorlar! Gelişim, değişim, başka bahara kalıyor! Şeytan taşlamaya devam! Ne şeytan ölüyor, ne de taşlayan, şeytandan kurtuluyor!

7 sindeki çocuk, somut şeyleri algılar ama soyut algı henüz oluşmamıştır! "Sakla samanı, gelir zamanı" dendiğinde, samanın saklanacağını kışın da hayvanlara yedirileceğini düşünür! Daha sonraları 12 yaşlarında soyut algı da gelişince, saman yerine başka şeyleri de koyabilir. "Sakla parayı, gelir zamanı" gibi düşünür! 70 yaşı da bir sembol elbet yaşlanınca yine somut algı hakim olur. Bu illa 70 değil, ne zaman akıl somutlaşırsa o zaman yaşlılık da gelmiştir! Yani algı somutlaşınca, kişi yaşlanmıştır! 7 si ne ise 70 i de o olduğunda yani. Ve bu aralık, tekamül içindir! Tekamül ise kolay olmaz! Çokları bunu kendi yaşam süreçlerinde gösteremez! Gelecek nesillerde bir önceki tekamül pratik olur! Toplumlar böyle gelişiyor! Biri tekerleği bulur, hiç kullanmaz ama diğeri ilk tekerlekli aracı yapar; sonrası günümüzdeki hızlı araçlar! Bu sosyal açıdan da böyle; birileri yol açar ama kendi işine o dönemde fazla yaramaz! Ya da görünmez! O teorik açılım diğer nesillerde çok işe yarar! Yunus’un açılımları günümüz de de işimize yarıyor! Mevlana’nın açılımı, o dönemde bizzat kendisine fazla yaramamış gibi görünür ama gelecek nesillere yaradı! Kendi yaşam süremizde tekamül, "Zamanın ruhu" açısından bazı bizzat kendimize fayda vermiyor gibi görünür ama mutlaka faydası vardır! En azından popüler sürü davranışından kişiyi kurtarır kendi ileri algısı!

Uzun yazıp sıkıntı vermeyeyim; siz anladınız onu! Bu “Yedisinde ne ise yetmişinde o konusu!” düşünülmeye değer! Yetmiş yıllık gözlem gerekiyor elbet! Ben kendimi bilirim; 7 sinde ne isem 53 ünde de aynıyım! Çok fikir geliştirdim ama onlar bir sonraki nesilde gözlenebilir! Bana aslen bu ömürde faydası olmayacak! Ya da şöyle düşünelim; bir önceki nesildeki tekamülü ben gösterdim, bendekini de bir sonraki nesil gösterecek! Ha unutmadan, popüler söylemleri sıkça kullananlardan bir nane olmaz! Bu söylemleri bilirsiniz! Selametle!

Ahmet Bektaş

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yediden yetmişe Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yediden yetmişe yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yediden Yetmişe yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
4.10.2015 13:33:59
Üstadım, demek istediğinizi iyi anladığımı sanmakla beraber, kendi üzerimden düşündüğümde, yaşayıp gittikçe, görüp duydukça, okuyup anladıkça, deneyip tecrübe ettikçe, kişinin kendisini ve dışındaki dünyayı daha doğru, daha gerçekçi ve daha girişimci olarak algılayabildiğini, bunun da, her bireyin tekamülünün zorunluluğu ve imkanı hikmeti olduğunu fark ediyorum...
Tabii, süreç, doğa gibi, her hücremize hükmeden bir kuvvete karşı işletilmeye çalışılıyor, dolayısiyle insanca var olmaktaki zorlu macerayı, bu macerada yolda kalanları, bu bağlamda hesaba katıyor kişi...
Yaşamaktaki muazzam anlamın kavranması, kavrama süreçleri karşısındaki insanca tutumumuzun zorunluluğu oluyor diğer yandan...
Sizin deyiminizle son tahlilde, eğlenceyi de kaçırmamak, bu maceradan, yani dünya hayatından keyif almayı da ihmal etmemek lazım... Bu da maddi olmaktan ziyade manevi bir şey...
/'si ile 70'i arasında değişmek ya da değişmemek, bütün mesele bu galiba...

Bilmem, doğru mu tevil ettim...

Selam ve saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL