Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
KAFKASİ
KAFKASİ

YALAN!

Yorum

YALAN!

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2008

Okunma

YALAN!

YALAN!





YALAN
Şu sanal da ne sanal insanlar geldi geçti yüreğimizden. sanal derken sadece face değil. MSN, Camfrog, Sesli sohbet odaları, web siteleri, forumlar, haber siteleri, face-book, Twitter vs vs.. Hayal meyal hatırlıyorum bu insanlarla dostluk ilişkilerini hepsi yalanmış tıpkı yalan dünya gibiler..

Ha…. yok mu faydası iki elin parmak sayısını geçmez yarım veya tam kurulan dostluklar. Yarım ne? Tam ne? Yarım dediğimiz kendi haline bıraktığımız birkaç arkadaş, Tam ise iyi kötü her zman yanımızda olmaya çalışan yanımızda , yanında olamasakta teknoloji aracılığıyla alo deyip nasılsın dost diyebiliyoruz diyorlar.

Bu gün Sayfalarında 0- 5000 bin kişi ile arkadaş olanlar acaba bu sayı içinde kaç tanesi ile can olmayı canan olmayı becerebiliyor Yalan!. Gerçek hayatta benim 280 arkadaşım yok , yaşadığım il de 280 değil 3 arkadaşım can dediğim dostum yok!... Kısaca insanların kendi ailesinden olan kişiler ile bağı kopmuş biz sanalın ağ bağlantısından dost, akraba arıyoruz Yalan!...

Çok kalıcı değiliz; bize bu alem hancı.
Hepimiz misafiriz, ev sahibi (sanal) yabancı

Osman Onuktav

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yalan! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yalan! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YALAN! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
2.10.2015 14:07:03
Herkese değer verilen bir kültürde, birey, dostluğunda, verilen değer kadar değer verme refleksine, anlayışına, rahatlığına ve inancına sahip olur...
İçinde yaşadığımız kültür, bu anlamdaki bir çok değeri içselleştiremediği, özümseyemediği ve hatta kurumlaştıramadığı için, birey, değerlilik bilincini bütünlüklü olarak taşıyamaz, yansıtamaz...
Bunun başta ekonomik, sosyolojik ve dolayısiyle politik kaynakları veya nedenleri vardır...
Kısacası, birey, toplumdaki bir çok yarılmaların, uçurumların, hatta eşitsizlik ve adaletsizliklerin bir yansıması olarak, ilişkilerinde bunlardan dolayı tutarsızlıkların, güvenilmezliklerin, inanılmazlıkların öznesi olmaktan kurtulamaz...
Geldiğimiz noktada durum daha da vahim bir hal aldı; bireylerdeki yozlaşmayı görmemek, nedenlerini fark etmemek mümkün değildir...
Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk toplumu, gösterilen idealler yönünde göreceli de olsa 'kaynaşmış bir kitle' olma niteliğine sahipti...
Zamanla değerler çarpıtılır, yozlaştırılırken, kurumlarda başlayan bu süreç, sonunda bütün toplumun dokusuna sindi, ne yazık ki...
Şimdi bunu demokrasi ideali çerçevesinde yapmaya çalışıyor olsak da, dünya gerçekleri karşısında ekonomik, sosyolojik, politik yetersizliklerimiz nedeniyle bir türlü rayına oturtamıyoruz...
Tabii, elin oğlu da boş durmuyor bu arada; Türk toplumunu parçalı bir yapıda tutmak için elinden geleni yapıyor...
Mesele anlaşılıyorsa, yapılacak işler de fark ediliyor demektir...
Özetle, parçalı yapıyı zayıflatan, birliği bütünlüğü geliştirip güçlendiren, duygusal ve beklentili olmaktan uzak bir anlayış, bizi daha tutarlı, mutedil ve güvenilir, inanılır kılacaktır...

Ben böyle yorumladım...
Teşekkürler...

Saygılarımla.
Filiz Çolak
Filiz Çolak, @filizcolak
2.10.2015 01:56:39
10 puan verdi
çok doğru sayın hocam..dostluklar riyakarlıklarla dolu ..dostluk diye bir şey bu alemde çok az..amaçlar gayri meşru...çirkin..birine değer veriyorsunuz dahaiki gün geçmeden maskesi düşüyor..tutarsızlık hat safhada...sonsuz saygılarımla sayı hocam...
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
2.10.2015 01:53:10

Öncelikle uzun zamandır yazılarınızdan uzak kalmıştık bu yazınız özlem gidermek adına önemliydi ve iyide oldu. ama bu arada ilginç bir şey de oldu,oda yazınızın sayfaya düştüğü anda yazıya biran evvel girmek için hamle yaptığımda sayfanızın hemen açılmamasına öfkelenmem oldu.Oysa farklı siyasi görüşlerin insanlarıyız niye sayfanıza biran evvel girmek ve yazınızı okumak isteyeyim ki tuhaf!?

Uzatmayayım nihayet sayfanıza girebildim ve yazınızı okudum. Acaba Osman hocam söylediklerinde haklı mıydı? Bu sayfalarda ki dostluklar sanal mı gerçekten!? Sonra da düşündüm eğer sanalsa niye dostumun yazısını ve ismini görünce keyiflendim? Teknik nedenlerden ağırlaşan sayfasına hemen giremeyince niye öfkelendim? Bunun birçok nedeni ve açıklaması olabilir. Ama sanırım en önemli nedeni yüz yüze görüşmesek de kelimeler yoluyla iletişim kuruyor olsak ta yinede ortada bir dil var yani gönül dili kendi adıma söylüyorum sizin gibi kaliteli bir insanla kelimeler yoluyla irtibat kuruyor olsam da doğrusu oda bana yetiyor. Emin olun dostum bazen insan sanal olmayan yaşamda burada kurduğu iletişimi en yakınlarıyla bile kuramaya biliyor. Daimi olmayabilir ama burada kurulan dostluklar da nicelik boyutuyla çokta sanal değil. Kısacası dostlukların samimiyeti tartışılabilir ama işin içinde duygu varsa yalan yok demektir.

Saygı sevgilerimle
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL