(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bence bir sonraki nefesi kuvvetli hoca değil ama bunun mutlaka devamı olmalı. Mesela ben olsam devamında bunu Şener Şen'in Namuslu filmindeki gibi bir karakter haline sokardım. Bir dene istersen.
Öykü ülke ekonomisindeki bir krizi vurgulamak için yazılmış. Hem mizah, hem trajedi, bir arada... kaygısızca, sudan sebeplerle işsiz bırakılan insanlar her dönemde var... Falanca döneme mal edilemeyecek bir durum. Bu dönemde özelleştirmelerin artmasıyla artmış olabilir... Yazıyı çok beğendim.Tebriklerimle.Saygılarımla.
Bilirim o krizleri. 2001 yılında, beni de nakavt etmişti. Çoluk çocuk resmen aç kalmıştık da, gerçek bir kaç dostun yardımı ile yurt dışında bir iş bulabilmiş, rezil rüsva olmaktan kurtulmuştuk. Unutamayacağım günlerdi. Hem yaşadıklarımı, hem çektiğim çileleri, hem de ülkemi o duruma düşürenleri asla unutmadım, unutmayacağım da. O günlerle kıyasladığımızda, şimdi güllük gülistanlık her taraf denilebilir.
Hikayeyi ilgi ile okudum. Okumadım, yaşadım adeta. Zordur bu işler, yorar insanı, yıkımlara götürür. Yani, evine ekmek, bebene çocuk bezi, okula giden çocuklarınıza kışlık ayakkabı alamadığınızı düşünün. Hangi kuvvet, hangi olay, hangi siyasi söylem bana o devirde iktidarda olanlara, ya da onların yandaşlarına oy verdirebilir ki? Günümüz olaylarına benim penceremden bakan insanların gördüğü manzara, şüphesiz çok daha değişik. Ne demeli? İnşallah sükuta kavuşur her şey, birileri elini çeker ülkemiz üzerinden de, kahveler boşalır, fabrikalar çoğalır.
Allah hiç kimsenin rızkını kesmesin... Helal rızkı kovalayanlar mutlaka nasibini buluyor üstadım, değil mi? Allah bundan sonrası için hayırlar yaşatsın inşallah...Saygılar
Bir tatile gittim. Baktım kadının biri yüzme bilmiyor. Genç, güzel bir şey etrafında onca kendisine bakan delikanlı varken, o kalkmış etrafına çocuk simitleri sarıp denize atlıyor.
''Gel sana yüzme öğreteyim.'' Geri zekalı kafam. Hiç genç biri yüzme bilmez miymiş ki? Onun derdi bizim gibileri boğmakmış meğer. Son an da fark ettim. Durup durup ev adresimi istiyor, iş adresimi istiyor. Bana yüzme öğrettiği için hediye göndereceğini falan filan söylüyor. Tesadüf tekne kaptanı aman dikkât edin demese yandık. Havale ile çok büyük hediyeler yollayıp parasını kendi ceplerine indiriyorlarmiş. Bunlar ve bunun gibiler şimdi her yerde türemişler. Dikkât edelim.
Yazmış olduğunuz paylaşım için ayrıca teşekkür ederim.
Ah üstadım ah! İnsan düşmesin bir kere, Sandalye bile vermezler, Oturturlar soğuk mermere, Bu yazınızı da severek okudum. Global sevme değil. Benim ki taşra sevgisi. Şehirde yaşasam da hep taşralı kaldım. Yüreğine sağlık üstat.
Okuyup değerlendirdiğiniz için teşekkürler hocam... Sizin anı öykünüz de çok harikaydı. Onu okurken de sizin ilhamınızla mizahi bir öykü kurgıladım. Yakınlarda babanızın ünü tüm Kahta ve köylerine yayılıp düğün masraflarından kurtulmak için babanıza sığınanlar çığ gibi büyüyecek, ona göre... :) Saygılar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.