Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

VAZGEÇEMEM BU OYUNDAN...

Yorum

VAZGEÇEMEM BU OYUNDAN...

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

911

Okunma

VAZGEÇEMEM BU OYUNDAN...

VAZGEÇEMEM BU OYUNDAN...

Neyi sunabildim ki bu güne değin ya da ne ile iştigal ettiğim miydi önemli olan hiçbir sıfata tabi olmayan ismim miydi tek gerçek.

Kıvrımlarında hayatın en az zihnim kadar en bulanık olandı gördüğüm ya da gördüğüme inandığım.

Bir kutudan ibaretti ömür; iki çekmecesi olan tek bir kutu ve isimler vardı kayıt altında her kim ise yolumun kesiştiği.

Kesişmese bile kesişme ihtimalinin saklı olduğu.

Kapalı bir zarf idi sabah uyandığımda tüm talimatların yazılı olduğu. Tek göndericisi idi zarfın maliki:

Edimler zikredilmişti sabahın ilk ışıklarından gün bitimine kadar uymakla sorumlu kılındığım. Belli ki bir oyundu bana oynama şansı verilmiş. Neyi kazanıp neyi kaybedeceğim gün sonunda belli olacaktı.

Hangi oktavdı kim bilir o seslerin varlığı ile eşleştirildiğim. Mubah bir düş idi ne de olsa tüm aykırılıkları ile müdahil olmuş iken.

Sunumum ne olabilir, diye düşünsem de elimde olmadan ele veriyordum içimden geçenleri ya da sahip olduğum tek vasfımdı oyun dışı kalmamak adına.

Zincirin yeni halkasıydı aslında ellerimle eklediğim. Belli ki tekerrür ediyordu yürekten hissedip de bir türlü sahip olamadıklarım.

İsimleri olmayan kadın ve adamlarla dolu idi dünya. Varla yok arası ne çok edim kime ait olduğunu seçemezken. Yine de dost bellemek idi oyunun ilk kuralı ve nazıyla niyazıyla eşlik etmek oyuna.

Mızıkçılık yapma hakkım saklı olsa gerek ki ara sıra kaçıyordum geri geri bir yandan işliyordu zaman sondan başa hele ki hayal kırıklıkları da peyda oldu mu haneler artıyordu o silik görüntüyü tam manasıyla seçemesem de.

Önemi yoktu aslında gizil kimliklerin ve önemi yoktu neye haiz olduklarının. Tek kuraldı geçerli kılan oyunu: Sadece hisset.

Düşe kalka yürümek birinci kuraldı. Ve kaldığım yerden devam etmek.

Hayal kurmaktı ikinci madde gerçek olmayacağını bile bile.

Ve sevmekti aslında en önemlisi üstelik sebepli sebepsiz kırılsam da yerle yeksan olsam da süreç işlerken. Bu değil miydi hayatı yaşanır ve oyunu oynanır kılan.

Denedim pek çok kere. Önce şüphe ettim ve benliğimi karşımdakiyle eşleştirdim. Kimsenin yerinde olmayı hiçbir zaman dilemedim. Tüm saflığımla yine ben kalmalıydım tüm itirazları göz ardı edip.

Yürüyebiliyordum, görüyordum en önemlisi zihnim ve ruhum yaşadıkları onca ikileme rağmen ve yaşadıkları tüm çelişkiyi devre dışı bırakıp yine devam ediyorlardı iş birlikteliklerine.

Gördüklerimi ruhuma kazıyordum, hissettiklerimi yüreğe. Öldürdüğüm hiç kimse yoktu gün sonunda zira yıpranmış benliğim hala yaşama şansı tanıyordu yaşadığım tüm hayal kırıklığını bir tarafa bırakıp.

Denemediğim ne varsa denemek zorunda olduğum gibi bir yanılgıya düşmedim asla yoksa nasıl korurdum özümü.

Kırık onca parça benden kopan. Derin bir elem belki de en büyük zaafım mütemadiyen yansıttığım içinde yaş olan, içinde yas olan ve içinde umut olan. En şaşırtıcı olan zaten buydu. Yıkılıp yeniden inşa ettiğim üstelik harcında kimsenin katkısı olmazken zira kardığım hep umut ve sevgiydi ve yoğururken özümü üşüsem de zaman zaman.

Üşümek değildi zor olan ama üşütmekti canımı yakan. Altında kalamayacağım bir yüktü kırmak, darmaduman etmek tüm yalıtılmışlığım ile bir köşede melül mahzun beklerken üstelik amacını bilmediğim her ne ise birazdan varacak olan.

Amaçlarımı hep terk ettim hem de yaşama amacımmışcasına bel bağlamışken.

Yok olmaktan bir önceki duraktı varlığımı buharlaştırmak hem de kendime yaptığım en büyük haksızlık. Günden geceye uzarken süreç gün ışığını kararttım zaman zaman, geceyi aydınlık kıldım ve o mahzende yıllandı tüm hatırat yanına katık yapmışken gelecek ümidini.

Çekmecem hep kapalıydı hani ki gözü olan. Bir gözü sağ gözümle gördüklerimle doluydu ve diğer gözü gün boyu ne ise telef olmuş: Belki bir beklenti belki bir insan belki gerçek olmayan bir aşk. Tıkış tıkış olsa da çekmeceler tüm ağırlığı ile sadece omzuma biniyordu kanıksadıklarım ve kaybettiklerim.

Denemediğim ne kaldı ki şu koca ömür… Bir yanda yaftalandığım bir yanda kelebek misali kısacık süren mutlandıran o daracık zaman aralığına sığdırdığım.

Vazgeçtim hem de kerelerce ve konuşlandım menzilde en azından kimsenin görüş alanına girmiyordum ki girmemeliydim de. Zarar veremezdim kimselere kendim haricinde. Yaksam da yıksam da sadece benliğim idi zan altında bırakılan.

Yumdum gözümü kerelerce ve sustum bir ömür boyu ki hala da koruyorum sessizliğimi şu yazdıklarım haricinde hiçbir delil yok varlığımın kanıtı.

Kanasam da kanatamam.

Acısa da canım bir diğerinin canını asla yakamam.

Ve günün ilk ışıklarında bana teslim edilen o zarfta ne varsa bir bir uyguluyorum ve gecenin kör vakti baş başa kalıyorum sadece kendimle eskiden olduğu üzere ve bir ömür boyu olacağı gibi. Benliğim ses etmese de Yaratan zaten konuşuyor benim yerime. Bu yüzden tüm donanımım ve tüm maruzatım ve tüm yenilgimi içime atıp yeniden doğuyorum her yeni gün yirmi dört saat sonra öleceğimi bilsem de…

Sevip de sevilmezken, inansam da karşı gelinsem ama asla vazgeçemem bu oyundan ta ki gonk vurana kadar.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Vazgeçemem bu oyundan... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Vazgeçemem bu oyundan... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
VAZGEÇEMEM BU OYUNDAN... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
-Yavaşım Birle
-Yavaşım Birle, @yavasim-birle
26.8.2015 01:33:38
Tebrik ve takdirlere değer bir yazı okudum
KalbiHazan
KalbiHazan, @kalbihazan
25.8.2015 13:49:04
10 puan verdi
Düşe kalka yürümek birinci kuraldı. Ve kaldığım yerden devam etmek.

Hayal kurmaktı ikinci madde gerçek olmayacağını bile bile.

Ve sevmekti aslında en önemlisi üstelik sebepli sebepsiz kırılsam da yerle yeksan olsam da süreç işlerken. Bu değil miydi hayatı yaşanır ve oyunu oynanır kılan.
Bu yüzden tüm donanımım ve tüm maruzatım ve tüm yenilgimi içime atıp yeniden doğuyorum her yeni gün yirmi dört saat sonra öleceğimi bilsem de…

Sevip de sevilmezken, inansam da karşı gelinsem ama asla vazgeçemem bu oyundan ta ki gonk vurana kadar.

cok anlamlı ve güzel bir yazıydı evet her gün yeniden dogar hergün ölürüz aslında ömür bir gündür... saygı ve sevgilerimle...
AYŞEN DAŞKIN
AYŞEN DAŞKIN, @sahraavurgun
25.8.2015 13:43:40
Sevip de sevilmezken, inansam da karşı gelinsem ama asla vazgeçemem bu oyundan ta ki gonk vurana kadar. yazınız tamamıyla muhtesem olmus yurekten kutluyorum degerlı arkadasım GÜLÜM hanım kucak dolusu sevgılerımı sunuyorum sıze yuregınıze kalemınıze saglık saygılarımla selam dua ıle kaln
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL