11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1138
Okunma

Gözlerinizi usulca açıyorsunuz, yatağınızdan çıkıyor ve pencereden dışarıya doğru bakıyorsunuz… Her gün olduğu gibi yine büyük bir umutla doğan bir güneş görüyorsunuz karşınızda. İçinizden muhtemelen şöyle geçiyor: “Ne kadar güzel bir gün… Yaşamak ne kadar güzel, doğa ne kadar harika, nefes almak, bir kuş cıvıltısını işitmek ya da çiçeklerin kokusunu içine çekmek… Her şey mükemmel ve bugün harika bir gün olacak.”
Gerçekten böyle mi olacak… Yürekten mi söylüyorsunuz bunları? Ya da, olması mümkün mü?
Misal ki güzel bir kahvaltının ardından süslenip püslenip sokağa attınız kendinizi… Bir kuş kadar özgür, bir tüy kadar hafif hissediyorsunuz bedeninizi...
Hadi diyelim ki, topuk tıkırtınızın sesinden dolayı şu yerde yatan araba çarpmış yaralının inlemelerini duymadınız. Hayır hayır kızmıyorum size, yanlış anlamayın sakın… Sonuçta siz çarpmadınız ya adama…
Sokak ortasında dilenen kolu kesik çocuğun önünden geçerken de gökyüzünün güzelliğine bakıyordunuz zaten… Dikkatinizden kaçmış olması çok normal… Zaten hep iğrendiniz bu çocukların pisliklerinden, siz de haklısınız, hiç fakir mi gördünüz ki hayatınızda… Kızmıyorum size, yanlış anlamayın…
Eğilmiş süs köpeğinizin tokasını düzeltirken, yan tarafınızda belediyeciler tarafından öldürülen sokak köpeklerini de göremezdiniz ki… Öyle ya sadece iki gözünüz var sizin… Ne kadar da tatlı bir köpeğiniz var, aman dikkat edin de karışmasın diğer sokak hayvanlarına…
Diyet bisküvinizi yerken tavukçunun camına yapışmış aç çocukları da mı göremediniz peki? Belki dalgınlığınıza gelmiştir. İnsanlık halidir, olur mu olur… Zaten siz de, felsefesi “Paran varsa yaşarsın bu dünyada” olanlardan değil miydiniz? Kime anlatıyorum ki ben…
Peki ya şu her gün önünden geçtiğiniz dükkânların gün geçtikçe ve teker teker kepenk indirmelerini de mi fark etmediniz? Doğru ya unutmuşum, özür dilerim, siz böyle basit esnaflardan alışveriş yapmazdınız. Sizin alışveriş yaptığınız mağazalar dimdik ayaktalar ne de olsa… Öyleyse sorun yoktur mutlaka…
Köşe başında duran bir kadın var… Onu fark ettiniz mi peki? Hani şu açlıktan ölmek üzere olan çocuklarının, karnını doyurmak için bedeniyle para kazanmaya çalışan kadından bahsediyorum… Hayatta başka çaresi kalmamış olan kadından… Efendim? Onu da mı fark etmediniz… Hııımm, anladım, işim olmaz öyleleriyle diyorsunuz yani… Belki de isteyerek bu işi yaptığını düşünüyorsunuz…
Eve dönmenin vakti geldi galiba, havada garip bir koku var değil mi… Aaa nasıl da fark ettiniz, şaşırdım valla… Şimdi hava kirliliği, küresel ısınma diye anlatmaya başlasam işe yarar mı ki? Neyse vazgeçtim, siz devam edin yola…
Oh sonunda geldiniz eve, epey de yoruldunuz sanırım… Biraz uzanıp televizyon izlemeye ne dersiniz… Tam da haber saati, bakalım neler var haberlerde:
İşsizlik, çocuk istismarı, açlık sınırının altında olan insanlar, kaçak çalıştırılan çocuk işçiler, katliam gibi hayvan öldürmeler, küresel ısınma, kepenk kapatan esnaf, tarlalarıyla baş başa kalan çiftçiler, trafik kazaları, satılan devlet malları, daha da önemlisi kendisini satan insanlık..................................................................
“Aaaaaa, ne bu haberler” diyorsunuz değil mi, duyar gibi oldum sanki… Hangi ülkeden bahsediyorlar acaba, kesin yalan haberdir, abartıyorlar değil mi, gerçekten böyle durumlar olsaydı ülkenizde, siz fark etmez miydiniz çoktan…
Boş verin, yormayın siz o güzel kafanızı böyle işlere… Hadi kalkın yüzünüze bakım yapın, tırnağınızı falan törpüleyin ya da ne biliyim o da olmadı köpeğinizi kuaföre götürün… Ya da en iyisi siz de diğerleri gibi gözü açık uyumaya devam edin… İyi geceler size… Tatlı rüyalar… Tatlı hayatlar…
--------------------------------------------
Not: Çoktandır vermiyordum toplumsal mesaj, iyi oldu bu yazı, tabi doğru anlayana…
Bir paragraf ile bitirelim hadi:
Yoksulluğu, cebinde çocuklarına bir ekmek götürecek parası olmayan insandan daha iyi kim bilir? Çaresizliği, hastaneye çocuğunu yatıracak parası olmadığı için canının parçasını kollarında kaybeden bir anneden daha iyi kim anlar? Yalnızlığı, iflas ettikten sonra kapısını çalan kimse veya çalacak kapısı kalmayan adamdan başka kim daha iyi hisseder?
Artık hayatta ya siyah ya da beyaz insanlar var, gri insanlar yani orta direkler kayıplara karışalı çok oldu… Farkında değil misiniz, insanlar arasında uçurum git gide açılmakta, hadi bakalım hayırlısı…
Pelin…
14.Temmuz.2008
01:20