Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

BİR İMGE YIĞINI ASLINDA ÇALINTI HAYATLARIMIZ...

Yorum

BİR İMGE YIĞINI ASLINDA ÇALINTI HAYATLARIMIZ...

14

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1156

Okunma

Okuduğunuz yazı 6.8.2015 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
BİR İMGE YIĞINI ASLINDA ÇALINTI HAYATLARIMIZ...

BİR İMGE YIĞINI ASLINDA ÇALINTI HAYATLARIMIZ...

Ellerimin arasından kayıp gitmekte yarınlar öncesinde giden dünlerin ardından.

Ardı ardına kesilen hesaplarla.

Tümlenmemiş varlığımın sarmal dünyasında yakıp yıkan ne varsa yine bana dair.

Bir imge yığını aslında çalıntı hayatlarımız. Gecenin bir vakti efsunlamış iken, yürek merhameti çalakalem yaşarken anın göreceli durağanlığında yol yordam bilmeden gelmişiz bir araya.

Bir varmış bir daha varmış, demek olası olsa keşke. Keşke yokluklar hepten karışsa yokluğa. İs kokmasa geceler hatta geceler gün ışığı koksa.

İstiflesek sevgiyi nefrete attığımız çalımlarla ve çalsak iyi ve güzel tüm imgeleri ve yerleştirsek isimlerimizin başucuna.

Soyadlarımız tek olsa keşke. Adlarımız reçine kokarken soyadlarımız ile tek yürek olsak.

‘’İnsanoğlu’’ iken tek belirteç yolsuzluğa bulaşmış vicdanlarımız ve yozluğunda nefretin birbirimize diş bilerken.

Sevmeye bile korkar olduk. Korkudan yana tüm sıkıntım/ız ve hep ama hep kaygı.

Tedirginliğin ulaştığı o dağ tepesi ve yığdığımız ölü düşlerimiz.

Sormaya korkar oldum/olduk birbirimize hatırımızı. Duymaktan da korkar olduk. Belki bir selam belki bir tebessüm belki üç beş damla yaş. Sahi, insanlık bununla mı sınırlı sadece?

Kem gözlerin ihaneti mi yoksa nazarı mı değdi?

Cevabını alamayacağım soruları neden soruyorsam… Sanırım çocukluktan kalma bir alışkanlık hatta çocukça. Bir o kadar safça.

Hala inanmaya devam etsem mi ki… Neye mi ya da kime?

Kendimden bile şüpheye düşerken sanırım her birimize gereken bir yalan makinesi ki onun bile fazla dayanacağını sanmıyorum. Büyük ihtimalle infilak edecektir bunca yalanı sığdıramazken mekanizmaya.

Kuru gürültüye pabuç bırakmazken sinen bakışlar, sindirilen vicdanlar ve sus pus olmuş yürek seslerimiz.

Oysa sevgiyi doğurgan bilirdim. Üremesi gereken bir mefhum iken nasıl oluyor da günbegün eriyip tükenmekte.

Gidiş gelişlerden ibaret olsa keşke döngü oysa tek yönlü bir bilet gidenin gelmediği.

Yüksünmesek keşke sevmekten bertaraf edemezken ölümü ve nefreti.

Soluklandığımız yolun tam ortasında neyin niyazındayız kim bilir? Kim bilir neyin acısı çöreklendi de tutamıyoruz yaşlarımızı. Aldığımız yaşa mı ağlıyoruz yoksa yaş bildiğimiz sadece zamanın bir oyunu mu boyutunu tahmin dahi edemediğimiz dünyalar arası bir yolculuk belki de…

Kerelerle donattığımız yolun kaçıncı tekerrürü de bu denli hicap etmekteyiz. Esefle kınarken çevremizi toz dokunduramazken sefil benliklerimize ve keşkelere ettiğimiz rağbet:

‘’Keşke seni hiç tanımamış olsaydım!’’

‘’Keşke bu yola hiç baş koymasaydım…’’

Keşkelerden mütevellit olsa keşke serzenişlerimiz… Bakın yeni bir ‘’keşke’’ daha… Ah bizler ki kâinatın en donanımlı ve akıllı varlıkları. Sahi ne zaman kaybolduk biz? Ne zamandır bu denli koyulttuk düşlerimizi? Biz mi çaldık yoksa çalıntı hayatlar mı birbirimize arz ettiğimiz?

İklimlerin ıssızlığı kadar ıssız ve yalıtılmış ruhlarımız. Ruh dediğimiz ağırlığı dahi olmayan o göreceli mefhum. Ölüme çeyrek kala nasıl da kapılırız endişeye oysa.

Hiçbir sorunun cevabı yok ne yazık ki. Aslında soru filan da kalmadı geride. Sadece acı ile yoğrulurken bizler de yoğuruyoruz kimliklerimizi uzak kalmışken gerçeklerden ve görmezden geldiğimiz her ne ise.

Duyguların ve günün hükmünde bildiğim/iz ne varsa unutuldu çoktan. Nasıl yoktan var olmuşsak var olanları yok etmek de bizlere düştü kenetlenmişken nefret denen o sünepe duyguda. Sahi, ne kadar zaman geçti üzerinden kaybolduk kaybolalı… Oysa hayat ne güzeldi öncesinde. Seyrindeyken gök kubbenin bilemedik ki bizler de mercek altındayız. Ve bingo!

Bilip bilmeden ne ise mukadderat ki bizler sahip dahi çıkamazken hayata kelimeler pelesenk olmuş bir kez dilimize bir yandan örselenirken ve hınç dolu ruhlarımızla ile yaftalarken birbirimizi.

İrdelemek ise hayatı konuşmaya dahi korkar olduk. Sus pus muyduk hep yoksa basiretimiz mi bağlandı durduk yerde?

Sonlanmayan hangi hikâye ise dâhil olduğumuz kim bilir neresindeyiz o boyutsuz yolculuğun türevini çözemezken.

Kanıksadığımız ya da yadırgadığımız ne ola ki. Sonlanmadan mı sonlandırmadan mı. Keyif çatıyor çoğumuz, çoğumuz çatık kaşları ile süzmekteyiz etrafımızı.

Derme çatma bir düzen belki de mubah olan ya da eksenden kaymış bir göktaşı. Hele ki şu mizaçlarımız yok mu? Hem atılgan hem sıradan sayıp da sıra dışı ayrıştırıldığımız o kümelenmeler.

Sorgu sual hak getire doğrusu. İklimsiz bir kıta adeta varlığımızı idame etme gayreti ile mücadelemiz aralıksız sürerken. Ya da kısa molalarla. Koşullandığımız ölçüde belki de. Yoksa şartların bizdeki izdüşümü mü anbean değişime uğradığımız fark dahi etmeden üstelik.

Çapı çok uzun bir daire mi yoksa konuşlandığımız ceplerimiz mermi dolu. Ölümden kaçarken öldürmek mi mubah sayılan ya da ölümü göze almak mı can yakmamak adına ama canımız yanarken biteviye. Çaprazımızda hacizli sayısız duygu hacmini alabildiğine yitirmeye meyilli.

Kırık bir gün ortasından kaç parçaya bölünmüşse.

İhlal edilmiş iken o sınır, sınır tanımaz bir yadsımazlıkla ket vurulan ne çok insan belki de mahremiyetini kucaklama gayretiyle çalınmış hayallerinin peşinden koşma gayreti içerisinde olup da aralıksız tökezleyen. Nasıl da muzdarip tüm o evhamlarla korumaya çalışırken ne de olsa eşsiz bir savunma mekanizması devreye giren her çapraz ateşte.

İnsan gibi, vatan gibi…

Aşk gibi, âşık gibi.

Sonu gelmek bitmeyen acılar haneden haneye yayılan. Devinimi çığ gibi arttıkça iz sürmek pahasına yerinden yurdundan olmuş kim varsa.

Süregelen ne ola ki?

Görmekten mi aciziz? Savunmaktan mı yoksa iddia etmek mi tüm yoldan çıkmışlığı görmezden gelip hak etme babında pişkince sırıtırken kırık aynalara iç içe geçmiş o nihayetsiz akislerle kendimizi Kaf dağının tepesinde addederken.

Ne bir sanrı ne bir hayal sadece hayatın sunumu sayısız kare içinde bulunmaktan asla ve asla haz etmeyeceğimiz.

Üzünçleri çarptık hasretle ve böldük yalnızlığa: Kala kala ondalık bir sayı sıfırı tüketmişken insanoğlu. Yalnızlığı utanç bildi çoğumuz ve sakladık, saklandık görünmeyeceğimize nasıl da kâiniydik oysa ve unuttuk tek bir ayrıntıyı. Sona gelmekse baş bildik her yeni sonu, sonlandırırken birbirimizin hayatını kar bildik öfkeyi ve nefreti. Kar saydık her geçen günü.

Oysa basit bir T cetveli değildi hayat. Asla gider ve gelir dengesi olmadı. Dengeleri kaybında dengesizliğin gölgesinde ve silik ömürler iken heba ettiğimiz. Bilemedik ki çiğnemekteyiz Yaratıcı’nın kanunlarını ki her bir yaratıyı bizler var ettiğimiz gibi bir yanılgıya kapılıp ellerimizle son verirken hayatlara sonsuz olduğumuz yanılgısı gibi bir rehavete kapılıp da.

Tümlenirken hayatlar, eksilirken yarınlar ve tükenirken umutlar…

Tek bir zerresi dahi yeter umudun yeter ki geçe kalmayalım geceye dönmeden aydınlık sona ramak kala.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir imge yığını aslında çalıntı hayatlarımız... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir imge yığını aslında çalıntı hayatlarımız... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR İMGE YIĞINI ASLINDA ÇALINTI HAYATLARIMIZ... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Jale Keskin (Karadurmuş)
Jale Keskin (Karadurmuş), @jale-keskin-karadurmus
8.8.2015 15:03:01
Beyindeki düşünceler ne kadar sabitse onu değiştirmek o kadar zordur arkadaşım. Kırılmalar başladı çok güzel günler olacak derken umutları dağıtıp paramparça etti birileri yada hiç bir şey değişmedi biz göremedik! biz mi kandık bunca yalana. Yüzyılın önyargısını kırmak her iki taraf için de çok zor sabır gerekiyordu ama tek yönlüsü yarı yolda bıraktı. Hep ben mi iyiniyetli olmalıyım? dedim sabah haberleri dinlediğimde! Zira barışta dahi silahları yığmış birileri ufacık bir açıkta insanları kıymak için sıra bekliyormuş!! O zaman ne kadar daha iyi niyet besleyebilirim ki? Bir değil bir çok mesaj vardı yazınızda. Teşekkür ederim
Kemnur
Kemnur, @kemnur
8.8.2015 11:49:40
YOĞUNLUK NEDENİYLE (MİSAFİRLER) BİRAZ GEÇ OKUYABİLDİM. SENİN YAZILARINA İYİCE TİRYAKİ OLDUM ARTIK... BU ENERJİN HİÇ TÜKENMESİN SEVGİLİ KARDEŞİM...SAYGILAR
İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
7.8.2015 22:14:34
Her yeni gün bir önceki gün olmamış gibi yaşanabilir aslında omuzlarımızdan atabilsek gereksiz yere yüklediğimiz tüm olumsuzlukları mesela. Ama bizler illa ki taşımakta ısrar ediyoruz sırtımızda kinimizi, nefretimizi, kızgınlığımızı ...hâl böyle olunca da iki adım gidemeden bir ağırlık çöküyor ki üzerimize yaşayamıyoruz an'ı. Sonuç odaklılığı bıraksak diyorum daha geniş baksak an'a ... Daha kıymetli olmaz mıydı yaşamımız, daha olağanüstü bi kurguda...

Çok güzel bir paylaşımdı okuduğum

Yürekten tebrikler ve sevgiler
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
7.8.2015 20:08:42
Hayat ne kadar zor olsa da bizim de onu tüm iyi yanları ile yasamaya umudumuz var elbet.

Tebrikler Gülüm

Sevgimle
zakir
zakir, @zakir
7.8.2015 17:35:06
Elindeyse zamana dur geçme diye dayat.
Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.
Necip Fazıl Kısakürek

Tebrik ediyorum.
NurtenAk
NurtenAk, @nurtenak
7.8.2015 14:23:04
Sevgili arkadaşım, günün yazını öncelikle tebrik ediyorum. Sabahtan beri elektrik kesik yeni geldi.
Sayfaya giremedim.
Yine nadide kalemine kutluyorum..

Daha sonra tekrar okuyacağım..
Bu günler de dışarıda işim çok oluyor.
Bu gün öğrenci işleri için çıkacağım..
Cumanız mübarek olsun!

Sevgi Selamlarımla..
Gönül dolusu Dualarımla.. Sağlıcakla kalın!
Mısrâ-i Âzâde
Mısrâ-i Âzâde, @misr-i-z-de
7.8.2015 13:07:20
Tebrikler..
Çok güzeldi..
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
7.8.2015 12:52:20
güne düşmüş hakkıyla senin yazılarını okumayı seviyorum canım sevgilerimle
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
7.8.2015 12:28:57
UMUTLARIN YİTTİĞİ BİR ANDA HASIL OLAN O AYDINLIK YENİDEN İÇİMİZİ KIPIR KIPIR EDEN. ÖYLESİ BİR GÜNÜN ARDINDAN YENİ DOĞAN GÜNDE YENİDEN SİZLERLE OLMAK EN GÜZELİ, EN MUTLANDIRAN...
ÇOK DEĞERLİ SEÇKİ KURULUNA VE SİZ GÖNÜL DOSTLARIMA YÜREK DOLUSU TEŞEKKÜR VE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM. KABUL BUYURUN LÜTFEN.
GÜNÜNÜZ VE ÖMRÜNÜZ AYDINLIK GEÇSİN EFENDİM.
İYİ Kİ VARSINIZ.
SONSUZ SEVGİ VE SELAMLARIMLA YÜREK DOLUSU...ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM TÜM YÜREĞİMLE.
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
7.8.2015 09:42:48
Hayat mı zor, yoksa hayatı biz insanlar mı zor kılıyor bilemiyorum?
Bildiğim,
bir gün yok olup gittiğimizde bu alemden,
geride kalanlar bir bukle hatırlasın,
''Bir de felancı vardı. Kötü insan değildi hani. Allah rahmet etsin.''
diye hoş sözler sarf etmeli insanın arkasından.
Yoksa,
''Kötüydü'' demezler de, adını da anmazlar hani.
Boşuna yaşamış, boşuna ölmüş olursun.
Bir yel misali gelip geçersin dünyadan işte.
Ne senden bir emare kalır, ne adın hatırlanır.

Laf aramızda,
bunca sevimsizliğe rağmen, hala ümidim var benim hayattan.
Hala bir kaç güzel şeyi hatıra bırakabiliriz ardımızda.
Bir tebessümün gölgesini mesela.

Düşündürücü bir çalışma.
-Yavaşım Birle
-Yavaşım Birle, @yavasim-birle
7.8.2015 09:32:13
Güzel bir yazı okudum benim hislerime de tercüman oldu Tebrik ederim
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
7.8.2015 08:39:22
Bu yazı ?
Yazı gibi yazı işte...
tebrikler...
direniş
direniş, @direnis
7.8.2015 00:13:42
Tebrik ederim, çok güzel bir yazı.

Başarılarınızın daim olması dileği ile

selamlarımla... uzaklardan...
Kemnur
Kemnur, @kemnur
6.8.2015 20:53:49
İlginç temalarla sunulmuş düşüncelere katılmamak mümkün mü...Yazınızı okurken yüklediğiniz anlam ile metnin sezdirdiği farklı anlamlar arasında ilişki kurmaya çalışarak güzel bir okuma keyfi yaşadım. Teşekkürler...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL