Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
kukurikuu
kukurikuu

HAYVAN VAHŞETİ

Yorum

HAYVAN VAHŞETİ

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1257

Okunma

Okuduğunuz yazı 28.6.2015 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
HAYVAN VAHŞETİ

HAYVAN VAHŞETİ


HAYVAN VAHŞETİ

Şu insanların bütün yaradılanı sivri sinek gibi görüp ,kimi cinslere tüfekle, tabancayla, kimine de zehirle , tuzakla saldırmasının üzerine , çok eski bir sevgiyi anımsadım . Hayatımı kurtaran en asil ruhu , karşılıksız Tanrı lütfunu,Alman Puanteri Kontes’i.

Eski bir Haziran sabahının , çiğli otlarına güneş ışığının vurduğu , kuşların yavrularını uçurarak mutluluk konserleri düzenledikleri günlerden biriydi . Beynime kazınmış
Hayatımda en mutlu olduğum bir görevi yapıyordum . Üstelik neredeyse Kontesle , bütün günlerim birlikte geçiyordu.

Denizli’de sarp dağların , yemyeşil çam ormanlarının içinde , atış yapılan bir bölgede ,Poligon Birliği’ nde görevliydim. Etrafımız ormanlar, makiler ve pek çok kayalık tepelerle çevriliydi. Şimdilerde hayalini bile kuramayacağım kadar yoğun spor yaparak, tabanca atış şampiyonasına hazırlanmaktaydım.

Her gün yaptığım gibi erkenden kalkmış , yanımda Kontes de olduğu halde , tepeler arası mukavemet koşuma başlamıştım. Atıcılık çelik gibi kaslar, uzun süre tutacağınız nefes gerektiriyordu. Hiç sarsılmadan heykel gibi durabilmek için. Bu koşularım 1.5 - 2 saat kadar sürerdi. Dağlık ve makilik arazide koşmak oldukça zordur. Çoğu kez yaralanmanıza bile sebebiyet verebilir. Ama ben her sabah bunu yapa yapa epey alışmıştım doğrusu.

O sabah birlik merkezinden epey uzaklaşmıştık. Çoğu kez Kontes önde koşar ama benden yirmi metreden fazla uzaklaşmazdı. Zor tırmandığım bir tepenin zirvesine geldiğimde şöyle bir soluklanmak istemiştim. Güzel bir manzara vardı görünürde. Önümde çok sevdiğim Denizli Şehri, Pamukkale’nin beyaz travertenleri, askeri birlik kışlaları , yemyeşil Denizli Ovası uzanıyordu. O yükseklikten şehri seyretmek, gerçekten çok huzur veriyordu.

Birden bir ses , müzik korosunun şefi gibi konseri başlatmıştı. Bölgeye giriş yasak olduğu için bolca üreyen "Kınalı keklik" sesiydi duyduklarım .
"Kubarak, kubarak, kubarak"
Bu sese az öteden başka bir güzel ses çevap veriyordu.
"Kubarak, kubarak, kubarak"
Henüz tam soluklanmamıştım . Ama içimi dolduran hoşluk , beni o sese doğru yöneltmişti. Tırmandığım tarafın tersine , tepeden aşağı oldukça süratli olarak koşmaya başlamıştım. Seslere yaklaşıyordum . Koroya yeni katılan keklikler olmuştu galiba. 30- 35 derecelik bir meyilden son süratle inerken , Kontes de, beş metre açığımdan benimle aynı hizada koşuyordu.

Birden Kontes , bana yaklaşmıştı. Durmama imkan olmayacak kadar dik ve makilerle kaplı bu taşlık rampada , elimle git desem de beni dinlemeyerek, ayak bileğime ısıran bir hamla yapmıştı . Öyle kötü düşmüştüm ki; adeta birkaç metre de diken ve taşların üzerinde yüzüstü sürüklenip, kafamı bir maki köküne vurarak zor durmuştum.

Avuçlarım , yüzüm ve dizlerim yüzülmüş ve kan içindeydi. Kafam önümdeki makiye çarpmasa duracağım yoktu sanki . Elbisem paramparça olmuştu . Beş yıldır benimle olan , onu insan gibi eğitmekle övündüğüm sevgili Kontes’im, ayak bileğimden ısırarak düşürmüştü. Şimdi de ,botumu tepeye doğru çekerek delirtecekti beni . Öbür ayağımla ona bir tekme atarak, zor bıraktırdım ayağımı. Bu yaptığının ne sebebi olabilirdi ki?

Korkunç yuvarlanmam ve her yerimden fışkıran kanlar onu benden daha çok korkutmuştu. Burnum kötü kanıyordu. İki dizim dirseklerim ve avuç içlerim çok berbattı. Özür diler gibi mızıldanıyordu . Fanilamı yırtarak burnuma tampon yaptım . Biraz sırt üstü yatmalıydım. Zaten kalkamayacak kadar yaralıydım. Çok canım yanıyordu ama Allah’tan vücudumda kırık yoktu. Birlik’ten çok uzaklaşmıştım, ölsem kimsenin haberi olmaz, üç gün sonra beni zor bulurlardı.

Trakya’da avcılar, sahibine veya başka bir avcıya saldıran köpeği hemen vururlar. Ama ben dostumun mutlaka bir mazereti olduğunu düşünmüştüm. Bölgede engerek yılanı çok vardı . Yılan aklıma gelince ona yerde yakalanmamak için zorlanarak ayağa kalkmıştım. Kontes elimi yalayarak beni tepenin yukarısına çıkmaya zorluyordu sanki.

Yüz üstü uçarak kafamı çarptıgım maki kümesinin altında yılan olabilirdi. Yerden bir taş alarak fırlattım . Hiç ses gelmedi . Üstüm başım kan içindeydi. Yine de bir sopa ile makiyi aralayarak arkasını görmek istedim. Ben sopa ile makiyi karıştırırken, Kontes bu sefer de paçamdan tutmuş tepeye doğru çekiştiriyordu.

Aman Allahım, gördüğüm karşısında belki beş metre geriye çekilmiştim. O maki yirmi metrelik bir uçurumun , beni durduran son noktasında asılı duruyordu. Keklik sesleriyle mest olmuş olarak dikkatsiz bir halde koşarken , farkına bile varmadan bir saniye sonra uçurumun dibine yapışacaktım . Kontes hayatımı kurtarmıştı.

Onu bu sefer, ben yalayıp öptüm . Küçücük kafasını göğsüme yaslayıp,onu içime sokmak istedim . Elbisemi değiştirip ,yaralarımı sardıktan sonra, onunla Denizli’ nin meşhur tarihi kuzu kebapçısına gittik.
"Cafer Amca, bize birer kilo kuzu. Kaburga tarafından olsun"
"Gıtlık vaa abem?"
"Göpeye gemik bol bol vaa. Kiloynan gereyi va mı?
"Var Cafer Amca var. O , benim bu sabah hayatımı kurtardı. Ver ona da en iyi kaburgayı"
Hikayeyi dinleyen Cafer Amca , o gün bütün israrlarıma rağmen Kontes için para almamıştı. Onu severken gözlerinden süzülen yaşları gizlemiyordu bile.
"Eferin sena ağıllı gızım . Sen beni gel , her dayım gemih ney verem sena"

Sevgili vatanımın , hayvan sevmeyen aziz vatandaşları. Biliyorum sizler hayvan seveni de sevmiyorsunuz. Ben yine de, ayırımsız seviyorum hepinizi.
Sizlere öncelikle Allah’ım yardım etsin .İçinizi yarattıklarının güzel sevgisiyle doldursun. Kötü bir çocukluk , sevgisiz bir hayat ve zalimce davranışlar , sizi bu duruma itmiş olabilir. Yine de, çocuklarınıza köpek gördüklerinde ısırır, kedi tırmalalar, at teper demeyin , sevgili; olgun olmadan evlendirilmiş analar.

Ve unutmayın ki; Allah onlara bizden çok daha fazla ön sezi vermeseydi , onların yaşamaları, üremeleri , düzenleri yeryüzündeki onun yaratıcılığının nasıl ispatı olurdu? Her hayvan bir amaç için yaratılmış. Onları yok etmek ,onlara kötü davranmak, insanlık değildir , zulümdür, günahtır.

Unutmayın ki; 22milyon canlıdan , sadece biridir insan cinsi. Doğanın içinde diğer canlılardan tek farkımız, düşünebilir olmamız, hafızamızın kuvvetli olması ve diğer jeolojik dengeyi kabul edebilecek zekaya sahip olmamızdır. Bu özelliklerimiz bizleri zaten kainatın efendisi yapıyor . Öyleyse , eziyete ne gerek var sevgili dostlarım .
Saygı , tabiata ve yaşama saygı, inanıştır .
Sadece saygı duymak gerek , sevgi de gelir arkadan.

Not: Son köpeğim Zeytin’in ölümünden beri, hala yastayım. Ama ona benzer bir yavru Special Amerikar Coker dost, gözümde tütüyor .

E.Yaşar Ovalı 28.06.2015

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hayvan vahşeti Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hayvan vahşeti yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAYVAN VAHŞETİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir, @mucellapakdemir
29.6.2015 23:56:12
Hayvanlar da haklarını alacaklar ahirette. Bunu bilen onlara zulüm yapmaz. Kutlarım.
zakir
zakir, @zakir
29.6.2015 11:49:50
Peygamber Efendimiz (SAV) Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki gökyüzündekiler de size merhamet etsin buyurmuş. Bir gün kedisi hırkasının ucunda uyumuş onu uyandırmamak için kedinin olduğu bölümü kesip öyle kalkmış yerinden. Sonra sahabeden Ebu Hureyre ( RA) adının anlamı kedi babası demek, kedileri çok sever bulunduğu muhitte yaşayan kedilerle paylaşırmış yiyeceğini, ayrıca onalrı sürekli besler onlara çok iyi davranırmış. Bu kedi babası ismini de ona Resulullah Efendimiz (SAV)armağan etmiş.Artık kıyamete kadar o adla anılıyor. Güzel yazınızı ve başarınızı tebrik ediyorum. Saygılarımla. Allah'ın yarattıklarına kötü davrananları Allah ıslah etsin. Ne diyelim. O günahsız yaratıkları zehirleyenelr işkence edenler insanız diye nasıl dolaşıyorlar Allah'ın mülkünde anlamak mümkün değil.
DEVRİM DENİZERİ
DEVRİM DENİZERİ, @devrimdenizeri
29.6.2015 00:23:11
Sağolun Sayın Eyüp Yaşar Üstadım.

Hayvanlar benim için tahmin bile edemeyeceğiniz kadar önem ve değer taşır.Bu nedenle ne söylesem azdır. Doğa ve Hayvanlar Alemi Yaratan'ı n yarattığı kutsal ve sonsuz güzelliklerdir.

DEVRİM DENİZERİ tarafından 6/29/2015 5:49:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Davidoff, @davidoff
28.6.2015 19:03:17


Sn. Yazarım...

Kusura bakmayın, yanlış anlaşılmak okuru üzdüğü gibi sizi de üzmüştür belki de.


Saygımla.





Davidoff tarafından 6/29/2015 3:24:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
28.6.2015 18:56:34
Geçmiş olsun...
Denilmesi gereken her şeyi demişsiniz zaten...
Bize de kaleminize yüreğinize sağlık demekten başka bir şey kalmıyor...

SELAM VE SAYGIYLA...
Kemnur
Kemnur, @kemnur
28.6.2015 18:49:46
Değerli komutanım, Altı ay Sarımsaklı'da evin çevresindeki kedi ve köpeklerle köurulu dostlukların keyfi sonraki altı ayda betonarme ortasında bitiyor. En nefret ettiğim şey, Sarımsaklı'ya gelen tatilcilerin, gelirken getirdikleri kedileri ve köpeklerini bırakıp dönmeleri...Çok var böyleleri. Hayvan evde beslenmeye alışmış, çöplenemiyor da... Sarımsaklı'da devamlı ikamet eden iki manevi kızım var, giderken bolca mama emanet ediyorum onlara , öyle gidiyorum ya neye yarar, bir ay sonra o da bitiyor. Velhasılı bu hayvanlar sadece katledilerek imha edilmiyorlar, terk edilerek de yaşatılıyor o katl... Yazınızda anlattığınız gibi her hayvan iç güdüleriyle dostluk yaptıkları insanlar için özeldir, ama insanlar onlar kadar özel değilken kıymetleri anlaşılmamaktadır... YAZIYI TEBRİK EDEREK SAYGILAR SUNUYORUM.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL