45
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1531
Okunma

Ne garip dostlar yazılarımı takip eden gönül dostlarım bilirsiniz ki genelde kırık bir öyküyü anlatır satırlarım. Usanmadan yazarım karalarım ve size sunarım. Ancak çoğu günler de böyle yapıyorum işte. Henüz 28 yaşındayım. Acı tatlı hayatın yolundan yürüyorum her birey gibi. Sene 2008 ve yolum nereye düştü dersiniz …
Çocuktum o seneler. Hayatın kazanımı için okuyor, sıralarda tam manasıyla hem de dirsek çürütüyordum. Eve geldiğimde sıcak haber , sıcak haber bakıyorum televizyona bir adamı karga tulumba sallıyorlar. İtfaiye merdivenini gördüm , ateşleri gördüm . Çığlıklar ve daha izlememem gereken çok şey. Bu nedir ki diyor insan. Kendimi övmek değil bu yanlış anlaşılmasın ama biliyorduk o zaman da Aziz Nesin kimdir ! Zaten onu tanıdım o çocuk gözlerimle .Yıllar geçti biz büyüdük .
Geçmişini bilmeyen geleceğine hakim olamaz dedim ve başladım tarihimle ilgilenmeye. Çok severdim tarih öğretmenimi . Ha çünkü tam bir öğretmendi. İlk onun ağzından dinledim ben o sahneleri. Şimdi sizlere bunu yazabiliyorsam okuduğum ve dinlediğim kaynaklara biraz da öz eleştiri yeteneğime borçluyum bu satırları , çokça da insanlığıma…
Şenlik ha… Demokratikçe , özgürce … Nerde bizde öyle ülke nerde öyle insanlık o dönemlerde. Kardeşiz işte hepimiz be… Pir Sultan Apdal Allah ’ın kulu değil mi… Yananlar değil mi…
Sivri dilimi tutamayacağım yine tutmayacağım. Ben insanım insan olana anlatacağım.
Bilir misiniz felsefe aslında hayatta yapmamız şart olan tek şeydir. Günün koşullarına tepkisiz kalmamaktır. Şimdi gelin o günün, bir kıyımın felsefesini yapalım birlikte. Sizleri şimdi Hitler dönemi Almanya ‘sına bir götürmek istiyorum. Yahudilere yapılan eziyeti uzun uzadıya anlatmak niyetinde değilim . Toplama kamplarını biliyoruz hepimiz . Şimdilerde orada ki toplama kampları bir müze gibi . Prag’ da bir örneği var mesela ; ölenler anısına bir anıt mezar bile dikilmiş durumda ve halka açık gezebiliyorsunuz. Evet bu Almanya ‘da Almanlar diyorlar ki ; “evet biz bunları geçmişte yaptık. Bu bizim utancımız gerçeğimiz. “ Kendini sorgulayan bir toplum modeli ve aynı zamanda yargılayan. Ha belki de kültür seviyesi , ya da bilmediğimiz bir şey , bilemiyorum. Ta ki dini ritüelden bakınca belki kıyısından anlaşılabilecek kendini yargılayabilme felsefesi bunun adı. Şöyledir ki ; her Müslüman günahsız doğar değil mi öle biliriz. Elhamdülillah ben de bir müslümanım ama hayat ellerimi çoktan kirletmiş . Herneyse , oysa Hristiyanlıkta doğuştan günahkarsınızdır. İsa’ yı öldürmüştür çünkü ırkları o sebeple sürekli kendilerini affettirme ve kendi gerçekleriyle yüzleşmeye hazır bir toplum örneği durur karşımızda.
Gelelim bizim Madımak ‘ a…
“Sivas katliamı öncesinde "Müslümanlar" imzalı camilerde
dağıtılan bildiri;
"Müslüman Kamuoyu ...Salman Rüştü müslümanların çok az olduğu kafir bir ülkede sokağa çıkmaya bile cesaret edemezken, onun yerli uşağı Aziz Nesin köpeği, yanında kendisiyle beraber şehrimiz valisi tarafından davet edilip, şehirde adeta müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir... Kafirler şunu iyi bilmeli ki: İslamın Peygamberini ve kitabın izzetini korumak için bu uğurda verilecek canlarımız vardır. Gün müslümanlığımızın gereğini yerine getirme günüdür. ‘İman edenler Allah yoluna savaşırlar, kafirler de tağut yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.’ (Nisa suresi, 76) Galip gelecek olanlar şüphesiz ki, Allah tarafından olacaktır. “
Yorumsuzum. Sadece Aziz Nesin yaşasaydı sormak isterdim “ yüzde kaçıydı o gün için hocam “ diye. Bakınız o gün için diyorum.
Almanya müzeye çevirirken utancını biz ne yapıyorduk peki…
SEBATİBEY İSKENDER…
Evet yanlış okumadınız . Diri diri yaktık ! Yaktık diyorum çünkü bunu biz gibi insanlar aynı Yaradan ’ın kulları yaptı. “Ne müzesi kardeşim bırak ya otur ye yemeğini bak keyfine zaten sokak dar bunaldık gel karnımızı et kokularında doyuralım nasılsa insan soyu hem etçil hem otçul .”
Olur da bir gün yolunuz düşerse otuz yedi porsiyon İNSANLIK isteyin bakalım mönüde var mı ?
Otuz yedi Can.. Yakıldı . .. Onlar insandi .. yakanlar ; ..........
30 Haziran 2008
( 2 Temmuzdan önce ! )
NeNa