5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1076
Okunma

ASLAN’I KOYDUK TOPRAĞA
Cuma günü, Selimiye Camii’nin avlusunda bekledim onu. Tam 60 yıllık en eski arkadaşımı bekledim, gönlümde dağ çiçekleriyle, çelik çomak oynadığımız günlerden. Ne çok seveni, gitmesini istemeyeni varmış ,kalp kırmayı beceremediği bu dünyada. Bunu hak etmek çoğumuz için çok zor, hatta imkansız.
Alkışlarla girdi avluya, soğuk mermer teneşire doğru . Mehmetçiğin omuzlarında vakur gülümsemesi ile ilerlerken, elini kaldırıp " Vayyy Yaşarım, hoş geldin" der gibi geçti önümden , al bayrağa sarılı. Gönlündeki en güzel anıların yüzlercesi aktı gönlüme, acı, buruk , bazen de gülünesi duygularla.
Selimiye Camii , cami olalı, bel ki birkaç cenaze daha görmüş olabilir böylesi. Kimler yoktu ki, bu hazin uğurlamada. Eski ve yeni komutanlar, onun hizmetinde bulunmuş göğüsleri övünçle kabaran askerler, sınıf okulunda yetiştirip kendi ruhunu da katarak orduya emanet ettiği genç teğmenler (Şimdi albay olmuşlar ) Kıbrıs’ tan , onun canını Allahına sunarak kurtardığı ismini alan Zafer Tepe’ den toprak getiren Mücahitler, gazeteciler, bir de sınıf arkadaşlarının neredeyse tamamı. Her yer Muzaffer Tekin di, belki bütün Selimiye, bütün gönüller.
Büyük bir konvoy ile onu götürdük Karacaahmet ’in kara toprağına. İnsanlar , onun verdiği , onun istediği saygı ile suskun ve onun geçmişini ruhlarında yaşamanın hüznüyle sessiz diler. Mahsun yüzlerinde, onu incitmemenin suskunluğu, onun dostu olmanın gururu vardı.
Salih Raci Amcam , yani bu kahraman evladın babasını da koymuştuk toprağa. Benim oğlum oldu diye çok sevinmiş, eski Galata Köprüsü’ nün altında bir salaş yere götürerek hayatımın en güzel pirzolasını, gazete kağıtı üzerinde yedirerek rakı içirmişti. Ud çalan meyhaneciye birlikte eşlik ederek sevda şarkıları söylemiştik.Ne güzel bir şeydir ,iz bırakarak güzel anılarla üç günlük dünyaya, insanlara veda edebilmek.
İnan ki dostum, üzerine kürek kürek döktüğümüz toprak, senin ondan bir parça dahi eksilmesin diye canını ortaya koyduğun vatanının kutsal bir parçasıydı , kucaklamak için bir kahramanı kendince sarılan. Kıbrıs’ ta kalan Zafer Tepe’nin de sana vefasını Mücahitler unutmamış , oradan da, o günlerin yüce hatırasına bir kavanoz dolusu vatan toprağı getirmişlerdi.
Göz yaşı hiç görmedim. Çünkü sen istemezdin ki. Sadece seni indirirken küçük çukura , gökler ağladı için için. Dökülen her katre ,suratımızda patlayan birer göz yaşı damlasıydı yağmurdan , utanarak ,dertli, çaresiz.
İşte bir gün daha geçti, sen olmadan dünyada. Hastanede, "Kimseye kırgın ve düşman değilim "demiştin bana , asil ruhunun sana söylettiği vakur ve hoş görülü gülümsemenle. Şu son on sene kötü ödetti sana delikanlılığı. Önce mapushane, sonra hastane , onca dayanılmaz acılarla, sancılarla kara toprak.
Şimdi sevinin kumpasçılar, iftiracılar, engizisyon artıkları. Sonunda kara toprağa koyduk , kediye boğduramadığınız ASLAN’ı . Sevinin şimdilik bizi bilmiyorlar, bizi görmüyorlar, bizi unutacaklar diye avunun,hak yiyiciler, delikanlı öğütücüleri sevinin. En yiğidimizi , en vatanseverimizi , en delikanlımızı aldınız . Oynayın , bayram edin , sevinin.
Sahte gizli tanıklar, iftiracılar, "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz "diyen tevekkülcüler, siz de vicdanlarınız rahat, şükür namazlarınızda vicdanen huzurlu olarak sevinin. Yalan yanlış yazarak olayları saptıran kese kağıdı kastecileri, sizler de oynamayı ihmal etmeyin sakın.
Sadece şunu bilin ki, onun yetiştirdiği askerler de, subaylar da dostları da arkadaşları da , öldüğünü , gömüldüğünü hiç bilmeyecekler, hiç duymayacaklar , hiç kabul etmeyeceklerdir.
ASLAN yaşıyor, yaşıyor ASLAN .
Ölmez O, öldürülemez O.
Gönüllerde kurduğu tahttan indirilemez, unutturulamaz O.
E. Yaşar Ovalı 05.04.2015