Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Kemnur
Kemnur

...

Yorum

...

3

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1568

Okunma

...

...

AYAKKABICI DÜKKANI-10




Beyiye, kızının evlenme kararını öğrendikten sonra eşi Hakkı beyin çağrısına uyarak Eskişehir’e dönmüştü. Karıkoca, kızlarının tasvip etmedikleri bir evlilik yapacağını öğrendikten sonra onun hayatından çekilmeye karar vermişlerdi. Bedir de kendi ailesiyle görüşmüyordu. O kavga gecesinden sonra onları hiç arayıp sormamıştı, dolayısıyla babasının ve kız kardeşinin hastanede yatışlarından da haberdar olamamıştı.
Dilber, bu gelişmeler karşısında kendini dışlanmış hissediyordu. “Anne baba sayfasını da böylece kapattık,” diyerek hüzünlendi.
Bedir, kendi ailesine duyduğu öfkeyle, "canları cehenneme!" diye söylendi.
Dilber, onun kadar katı değildi, itiraz etti. "Öyle deme! Onlara çok şey borçluyuz."
"Niye?"
"Dünyaya getirip bu yaşımıza kadar baktılar ya!"
"Her şeyi kendileri için yaptılar. Üreme güdüsü..."
İki yıllık tanışıklıklarında Dilber’in Bedir ile ilgili edindiği ilk izlenim, oğlanın ’benim dediğim, dedik’ inatlaşmasından taviz vermemesi; buna karşın, alttan alıp konuyu değiştirdiğinizde de inatlaştığı konuyu unutup, bu defa da yeni konu üzerinde inatlaşmaya başlamasıydı. Dilber, onun bu zayıf tarafını kendince bir eğlenceye dönüştürmüştü. Bu amaçla, "Bizim kendi üreme güdümüzü tatmin edebilmek için evlenmemiz şart oldu artık," diyerek gülümsedi.
Bedir suçlanarak, "Evliyiz ya..." diyerek gülümsemeye çalıştı. " Aynı evde yaşayıp, aynı yatağı paylaşmıyor muyuz?"
"Nikah?"
"Resmi nikahla evlensek ne değişecek?" İşte, gene başlamıştı inat!
"Evlilik nikahlanarak yapılmaz mı?"
"Bir imza, evliliği yürütmekte ne kadar etkili olabilir ki? İnsanların nikahlanarak evlenmelerini anlayamıyorum. Birbirini sevenler için nikah gereksiz. Ha! Ekonomik özgürlüğü olmayan birisindir, yani kocanın ekonomik imkanlarından yararlanacaksındır; örneğin kocan geberdiği zaman dul maaşı alacaksındır; o zaman resmiyet gerekir tabii ki, ama bizim için öyle bir sorun yok, değil mi?"
"Öyle..."
"Bence, mantıklı olanı nikahsız bir evliliktir. Böylece, karşılıklı olarak birbirimizi kaybetme duygusuyla yaşayıp, birbirimize daha dikkatli davranarak aşkımızı ölümsüz kılabiliriz. Oysa işin içinde nikah olunca aşk birlikteliği, yerini resmi birlikteliğe bırakarak cicim ayları biter bitmez yok oluyor."
"Tamam da, insanlara ne deriz sonra? Benim çevremdeki insanlar, böyle bir birlikteliği hor görürler."
"Ben bu zihniyete de karşıyım. Bir kadın, bir erkekle birlikte aynı evde yaşayınca fuhuş yapıyor diye damgalıyorlar hemen. Devlet de, zina suçu işliyorsunuz diyerek müdahale ediyor. Müdahale gerekçesi de komik! Neymiş efendim, böyle müdahalelerle ahlaki yozlaşmayı önlüyorlarmış. Adamlar her şeyi apış arasıyla değerlendiriyor, çünkü kadın erkek denilince akılları sadece cinsel ilişkiye eriyor. Yani bizim ahlakımıza, ahlakları apış aralarında bulunan insanlar mı sahip çıkacak?"
"Ya, nikahsız birliktelikler kolayca sonlandırılıyor ama..."
"Kolayca ayrılacağımızı da nereden çıkartıyorsun? Ayrılacağımıza şüphen varsa neden benimlesin? Çık git hayatımdan! Bir belediye memurunun bize karı koca oldunuz demesiyle mi karı koca olacağız yani... Peki, şimdiye kadar yaşadıklarımız neydi?"
Dilber, ’he he’ demenin zamanının geldiğini görerek aşağıdan aldı. "Tamam sevgilim, sinirlenme... Ağır bir baskı görmediğimiz sürece böyle yaşamayı sürdürelim madem ki! Ama peşinen söyleyeyim bak, göreceğim baskılara direnemediğim noktada yeniden nikahlanmamızı talep edebilirim."
"Ben okulumu bitirip bir iş sahibi olunca sorun olmayacaktır."
"Anlaştık!"
"Anlaştık..."

























Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz ... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
25.3.2015 16:24:44
belki bizim son kullanma tarihimiz doldu...ama insan hayatında nikahın bir kutsallığı var diyenlerdenim...hele ki kadınlar açısından....ben bu kalemi çok seviyorum saygılarımla
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
25.3.2015 09:01:21
Can dostum.
Günümüzde bazı evlilikler şirket ortaklığı gibi oldu.
Ama hukuk kurallarından da ayrılmamak lazım.
Selamlarımla...
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
25.3.2015 08:35:26
Önemli konu.
Nikahsız yaşamak.
Değerlerimize aykırı.
Dini inançlarımıza, töremize de...
O nedenle,
tamamen nikahtan yanayım.
Aile diye isimlendirdiğimiz güzel ortamda yaşama düşüncen yok ise,
yalnız yaşasınlar efendim.
Üreme içgüdüsünün tatmin edilebilmesi için, imkanlar da mevcut memlekette.

Kayıpsınız son günlerde efendim.
Umarım sağlık problemleri yoktur.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL