5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1137
Okunma

Köpekler ne kadar uslu ve dost bakarlar yüzümüze. Bir insanın yüzünde bu dost bakışı yakalamak zordur.
Elinizi okşamak için uzattığınızda başlarını nasıl da uzatırlar sevgi açlığıyla. Bir insana aynı hareketi yapsanız ne var ne oluyoruz der gibi bakmaktan öte, irkilir geri çekilir. Arada köpeğe benzer olanlar da vardır, haksızlık etmeyeyim.
Öğle oldu. Sabahtan beri sabah yaşadığım anların etkisinden kurtulamıyorum. İçimdeki sızıyı bir türlü atamıyorum.
Sabah her zamanki otomatik davranışım olarak mutfak penceresine yöneldim. Çay ve hazırladığım
yiyecekleri masaya koymuştum. Bugün hava açıktı, kar yağmıyordu. Güneşin altında otların arkasına
boylu boyunca uzanmış kara köpeği gördüm. Uyuyor olmalı dedim çayımı alıp masa kenarındaki kanepeye oturdum. Her sabah yaptığım gibi yine radyom masanın üstünde açık, sanat müziği şarkıları çalıyordu. Ara sıra şarkılara eşlik ederek kahvaltımı yaptım.
Bulaşığı toplayıp mutfak işimi yaparken aklıma yine köpek takıldı.Tekrar pencere önüne gidip köpeğe
baktım. Aynı şekilde hiç kımıldamadan ölü gibi yatıyordu. Yoksa öldü mü diye geçti içimden. Ölmüş
olamaz diye kendimi avutmaya çalıştım. Hiç kıpırtı yoktu. Güneştendir, uyuya kalmış galiba dedim.
Belleğim gözlerimin önüne ölen minik kara kedimi getirip bıraktı.Canım dedim içimden sevip okşadım onu. Onun da öldüğüne inanamamış sabaha kadar evde bekletmiş, ölmesin ne olur yaşasın diye dualar
etmiştim ölü yavru kediye. Duam kabul olmamış sonra oğlumdan, bahçeye götürüp gömmesini istemiş
onun yok olmasını kabul edememiştim.Diğer kardeşi üstüme atlayıp kucağıma aldığımda onun da hasta
haliyle üstüme tırmanmaya çalışması hatırlamıştım hüzünle.
İşimi yaparken arada bir köpeğe bakıyordum.Kımıltı yoktu.O sırada radyodan makber şarkısı çalmaya
başladı. Tam zamanı dedim bu üzüntümün arasında. Sonra aklıma acımasızca tecavüze uğrayıp öldürülen Özgecan geldi. Anne babasını düşündüm. Bu olay beni öyle etkilemişti ki ona şiir yazmak istemedim. Bir hayvana, canlıya yapılmaması gereken her türlü vahşet uygulanmıştı.Onu öldüren bir caniydi ve mutlak cezasını sonuna kadar çekmeliydi. Onu öldürmek hafif kalırdı onun yaptıklarının yanında.
Köpeğe dua etsem dirilmezdı.Onun da öldürülüp şu köpek gibi yalnız atıldığını düşündüm. Özgecan da canlanmazdı; gömülmüştü çoktan. Özgecan’ın mezarı başında kızının narin bedeninin üşüyeceğini
söyleyen babayı düşündüm. Nerden akıl etsin o an ölüler üşümez. Can’ı öldü. Nasıl kabul etsin.
Kara köpeği unutmuştum. Balkona çöp dökmeye çıkınca baktım köpekten yana. Bir adam vardı elinde
çöp topladığı naylon torbasıyla.Köpek ayakta yolun kıyısındaydı.Tekrar köpeğin yerine baktım.Yoktu.
Öldü sandığım köpeği yanına gelen adam uyandırmıştı.Öyle dalmıştım ki Özgecan’a, sevinemedim.
O da şu kara köpek gibi uyuyor olsa da uyansaydı keşke.. Başka uyanması gerekenler de var ama!..
17. 02. 2015 / Nazik Gülünay