4
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
975
Okunma
Üşümüyorum, sadece titriyorum yağan yağmur ıssız sokakları ıslatırken bomboş
odamda yapayalnız.
Perde ile birlikte tül, cam ile birlikte gönlüm açık, hüzün kokan yağmurun ıslattığı
toprak kokusu ciğerlerimde dolaşırken.
Hadi gel. Geceye daha varken , göz kapatıp rüyalara daha çok varken, güneş hâlen
tepedeyken, üşüyorken ve yapayalnızken.
Sıcak bir kahve ol önce, titreyen ellerimi fincanının sıcaklığı ile ısıt, her yudumda
bol şekerinin dilimde bıraktığı tat ol, sonra uykuya susamışlığımı gider, gider ki
sensiz yaşanan her günün uykuda geçmiş zaman olduğu bilinsin ve kaybolan
zamanımızın telafisi gerçekleşecek ise gerçekleşsin.
Sıcak bir kahve ol sonra, kırk yıl hatırı olan, bol köpüklü. Hayatın keşmekeşliğinin
üstüne bir yudum ve güneşi göremediğim her günümü aydınlatan bir yoldaş ol.
Bakma efkârlı halime, ben mutlu, çok mutlu, musmutlu ki paylaşmak isteğimdir
mutluluğumu, seni uzaktan sevişlerime tek sebep.
Sonra bol sütlü bir kahve ol, bütün kararmışlıklara, bütün karanlıklarıma birazcık
renk, birazcık aydınlık ol.
Zindanımsı geceleri aydınlatan bir ay ol mesela, gökyüzü sana
tapsın ya da, yıldızlar secde etsin, dünya güneşin terk edişinde seninle hüznünü
dağıtırken, sen, sadece benim ol.
Sen inadına kahve ol, ne bir gül, ne bir çiçek. Kahve kokusu ol içime çektiğim,
çiçek kokusu yerine ama bol şekerli.
Bırak bütün güzelliklerin ekstra renklerini,
kokularını ve tatlarını. Sen bildiğimiz klasik, sütlü, bol şekerli bir kahve ol, arada
Türk kahvesi, arada ithal, yerli, yabancı, taklit, gerçek, ne kadar çeşidi varsa işte,
nerden geldiği önemli olmayan ama titreyen ellerimi ısıtırken içimi ısıtan, bir
yudum, bir fincan, sıcak, bol şekerli bir kahve ol.
Bakma uzaklardan gelişin sıcaklığını soğutur, gece karanlıkları rengini koyultur,
soğuk kış günleri, sıcak yaz günleri, yağmurlu ıslak günler ve geceler tadını
kaçırır. Sen kahve ol, şekerin ben, aroması tadı ben.
Sen yeter ki sıcak ol
titreyen ellerimi ısıtan. Sen yeter ki benim ol, tadına tat katarken, dudaklarımın
arasında bir yudum iken eşsiz kokunu hiç kimseden sonra bana hissettiren.
Bilirsin kahveyi çok sevdiğimi, fakat yine bilirsin alışkanlığım bağlılığım değil,
aksine, bağlılığım alışamadığımdır. Her seferinde başka tat bırakan, her gün biraz
daha uzakları yakın eden yüreğinin tadıdır, seni yudum yudum tadarken yüreğim.
Gönül bahçemdeki çiçeklerin inatçı bahar yağmurlarına ihtiyacı yok artık senin
uzaklardan bana ilerleyişlerinle birlikte ve güneşe.
Hadi bir adım daha ve bir yudum daha, sonra kırk yıl değil bir ömür hatırın var
bu gönülde, bu kalpte, bu yalnız, soğuk, titreyen bedende.