Amerikalı gazeteci John Reed 1887 yılında Portland’da doğdu. Zengin bir ailenin oğluydu. Harward Üniversitesi’nde öğrenim gördü. Gazeteciliğe başladı ve kısa zamanda büyük bir ün kazandı.Aynı zamanda bir atletti. Şiir de yazdı. 1912 yılında yayınladığı Sangor adlı şiiri Birleşik Devletler ’de övgüyle karşılanmıştı. 1913 yılında büyük gazetelerden birinin muhabiri olarak Meksika Devrimi’ni izlemeye gitti. Orada köylülerin önderlerinden ünlü isyancı Pancho Villa ile dostluk kurdu ve aylarca onun yanında kaldı. Bu, Meksika’da olup bitenleri en gerçek yanlarıyla ve hemen öğrenmek fırsatını sağlamıştı John Reed’e. O sıralarda yazdığı röportajlarla Birleşik Devletler’in en iyi savaş röportajcısı olarak belirdi.

John Reed, daha sonra, gene aynı gazete adına Birinci Dünya Savaşı’nı izlemek üzere Avrupa’ya gönderildi. Almanya, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya, ve Rusya cephelerindeki savaşları izledi. Devrim sırasında Rusya’daydı. İzlenimlerini Kızıl Rusya ve Dünyayı sarsan on gün adlı kitaplarda topladı. Bu ikinci kitapla dünya çapında ün kazandı.

Lenin, John Reed’in ’’Dünyayı Sarsan On Gün’’ adlı kitabı için yazdığı ön sözde şöyle diyordu:

’’John Reed’in ’’Dünyayı Sarsan On Gün’’ adlı kitabını büyük bir ilgi ve yorulmak bilmez bir dikkatle okudum. Bu kitabı dünyanın her yerindeki işçilere canı gönülden tavsiye ediyorum. Bu, milyonlarca nüshanın basıldığını ve tüm dillere tercüme edildiğini görmeyi istediğim bir kitap. Proletarya devrimi kavrayış bakımından büyük önem taşıyan olaylar gerçeğe sadık ve son derece canlı bir anlatımla tasvir edilmiş. Bu meseleler halen geniş bir şekilde tartışılıyor, ancak bu fikirleri kabul veya reddetmekten önce, insanın böyle bir kararın ne anlama geldiğini tümüyle kavramış olması gerekir. John Reed’in kitabı, uluslararası işçi hareketinin temel meselesi olan bu sorunun aydınlatılmasında hiç şüphesiz büyük katkı sağlayacaktır.’’

John Reed, 19 Ekim 1920’de Moskova’da öldü. Sosyalizme gönülden inanmış bu güzel insan, Kremlin’de devrim kahramanlarının yanına gömüldü. Işık içinde yatsın.