Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Davidoff
Davidoff

KIRMIZILI

Yorum

KIRMIZILI

19

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1712

Okunma

Okuduğunuz yazı 12.1.2015 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
KIRMIZILI

KIRMIZILI




-Çok ıslandınız mı Hanımım?
-Önemli değil, adanın öbür tarafına gitmem gerek. Siz yolumuza devam edin...



Atın acıyan toynak sesi ile hızla yağan yağmurun sesi birbirine karışıyordu.

-Hay Allah, nalı düşmüş olmalı Kırmızılının. Yürüyemiyor. Bu yağmurda da duramayız ki.
-Ben durur, beklerim Kâmil Efendi. Ne gerekiyorsa yapın hayvanın ayağına, canı acımasın.
-Sahi mi Hanımım? Faytonu ağacın altına çekelim bari, belki daha az ıslanırsınız. Sizde benim yağmurluğumu üstünüze alın.

-Ben öğretmenlikten gelmeyim, alışkınım Kâmil Efendi. Siz benim hep benim şu asil duran yüzümü görmeye alışıksınız, oysa ben ne yağmurlarla, ne çamurlarla, ne karlarla savaştım. Merak etmeyin hastalanmam, içiniz rahat olsun. Siz atınızla ilgilenin lütfen.

-Olur mu hanımım, insanın asilliği kıyafetiyle mi ölçülür ki?
-Yeryüzü öyle kurulmuş Kâmil Efendi, toprak bile kendisinden kağıt ve kumaş yapılmasına izin vermiş. Değil mi?
-Doğru vallahi hanımım, bu hiç aklıma gelmemişti. Kıpırdama Kırmızılı, canın acıyacak yoksa. Kıpırdanma.




Yol bir saatten uzun sürmüştü.
Kırmızılının ayağındaki nal iyice kırılmıştı. Gidip de adanın merkezinden yeni bir nal alıp geri gelmesi saatler sürecekti Kâmil Beyin. Bu saat içinde rüzgâr ve yağmur iyiden iyiye hızlanmıştı.

Kâmil Bey giderken hanımını orada bırakmamayı düşünmüştü ama, ne kadar da olsa faytonun muşamba tentelerinin onu koruyacağını biliyordu. Eline aldığı kırık nalları ile iki üç adım atıp, geri döndü.

-Hanımım, isterseniz yağmurun dinmesini bekleyebilirim.
-Hayır Kâmil Efendi. Gidin, ben sizi burada bekleyeceğim. Korkmayın bana bir şey olmaz.
-Peki hanımım.


Yürüdü.
Attığı her iki adımda bir, geriye dönüp bakıyordu. "Gitmesem mi diyordu içinden." En son dönüp baktığında sadece yağmur ve fırtına görünüyordu. Başını gökyüzüne çevirmek istedi, gözlerinin içine sadece yağmur suları girdi. Göğü görmek imkansızdı. "Havanın kararmasına az kaldı diye düşündü." Bir an önce Kırmızılının yeni nalını alıp, götürmesi gerekiyordu. Bir an, içi ürperdi "aman Allahım, ya konaktakilerden birilerine yolda rastlarsam ne derim?"

"Hanımım git. Dedi." Yok bu olmaz. "Sen nasıl bıraktın gencecik kadını ıssız bir adada tek başına derler, biliyorum."
"Beraber yürüyelim hanımım." Bu da olmaz. Gencecik bir bayanı nasıl yürütürdün sen? Diyeceklerdi, eminim.
"Kırmızılıyı o halde nasıl yürütebilirdim ki?" Yok bu hiç olmazdı. Siz ne derseniz deyin, ben ve hanımım en iyisini yaptık.
"İyi de bu yağmurda kim bilir ne yapıyorlar deseler?" Ben ne cevap vereceğim? Yağmurluğumu verdim derim ya, hay aklınla bin yaşa Kâmil. Şurada tir tir titriyorsun da, bir yağmurluğun aklına gelmiyor yani. Sana da yazıklar olsun yani. Şimdi gönlünü ferah tutup doğru nalbanda. Bir gören olsa da hiç önemli değil artık. Hah işte nalbant ustası da göründü.

Ona ne diyeceğim, atım Kırmızılının ayağındaki nal yolda düştü. Önemli bir yolcu taşıyordum şey yoluna doğru. Şey tarafına... Aman Allah’ım, Kırmızılının ayağının acısı bana yolu unutturmuş olmalı.
Ya nereye gidiyorduk ki sahi biz. Konaktan çıktık, onu hatırlıyorum.

Hanımefendi ile sohbete başlamadan önce Kırmızılının bana mahsun bakışlarını da hatırlıyorum. Neden öyle baktığını düşündüm bir an, hanım konuştu ben onu düşündüm, hanım konuştu ben onu düşündüm. O ha dedim kendimce bir an, yani "at ol da; faytona koşulduğunu anla." Hadi canım sende...

Hala bana mahsun gözlerle bakıp duruyordu. Nereden bileyim ki, kırık nalının ayağına battığını söylemek istediğini.

"Şimdi ne yapacaksın?" Dedi. Nalbant Ustası gür sesi ile.

Kendi akılsızlığımı, konağa kendim ihbar edeceğim.
Elimize fenerleri alıp, bir an önce başka faytonlarla bu koca adayı aramaya başlamalıyız. Derken...

Kâmil Efendinin gözlerinden yağmur gibi yaşlar süzülüyordu.






öyküsatıcısı/Davi. 2015 Ocak










Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kırmızılı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kırmızılı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIRMIZILI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Kalimera.
Kalimera., @kalimera-
15.1.2015 20:20:34
Ve
ikinciye dört nala gidiyorum canımcım.
Ömrüne bereket...
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
13.1.2015 23:50:17
Kısa bir yazı ama, tadı oldukça yoğundu.

Devamı gelse aynı ilgiyle okunacak kesin.


Sevgiler,
Davidoff
Davidoff, @davidoff
13.1.2015 20:19:18





Sizler için "KIRMIZILI" devam ediyor.


Seçki Kuruluna ve Değerli Okurlarıma Teşekkürlerimle.


Sevgi ve Saygılarımla.





Nil Gün
Nil Gün, @coldeki-kelebek
13.1.2015 20:09:07
biliyor musun her yerden her yıldan her şeyden bir öykü yaratabilirsin..

merak ettim kırmızılı sağlam nala kavuşabildi mi
Umarım devam eder..
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
13.1.2015 19:24:03
bu güzelliği devam ettir bu değişik türün tek mucidi sensin usta.....yazılarınla büyük keyif veriyorsun...sağol varol saygılarımla
levent taner
levent taner, @leventtaner
13.1.2015 18:26:33
Değerli hanımefendinin kaleminde, gönlünün tüm güzellikleri süzülüp billurlaşmış yine.

Saygı ve selamlarımla...
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
13.1.2015 18:20:17
Toprak bile kendinden kağıt ve kumaş yapılmasına izin vermiş...

insanın kumaşının farklı farklı olduğunu ne güzel vurgulamış....
Lisedeyken edebiyat öğretmenimiz...bize"insanlar kiyafetleri ile karşılanır fikirleri ile uğurlanır "demişti. O günden beri ilk karşılaştığım insanlar hakkında ön yargılı davranmam ama kıyafetleri de bir hüküm vermeme sebeb olur.
Kadın karakter gayet aklı başında ve kendine öz güveni olan bir kadın. Dik duruşu ve sempatik olması dikkatimi çekti. Faytoncu ise biraz daha saf akıllı biraz daha konuşmaların etkisinde kalabilen birisi...
ve hikaye tam can alıcı noktasında ......... işaretleri ile bitti ki..
Bence devamı gelecek..
Gelmeli de..
Kutluyorum saygılarımla
Turgut Öztürk
Turgut Öztürk, @turgutozturk
13.1.2015 09:34:09
tebrik ederim.
N.ALTIN
N.ALTIN, @n-altin
13.1.2015 09:29:56
Niye bitti şimdi ya,üzüldüm böyle bitmemeliydi.

İnşallah devam edecektir diye içimden geçirdim :( kıymetlim,

Müthiş bir yazıydı kaleminizin narinliği,inceliğinde satırlarda savrulduğumuz,

Güne gelişi de ayrı güzel,tebrikler

Selam sevgilerimle kıymetlim,


Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
13.1.2015 08:43:20
Allah Allah!...
Ne oldu şimdi?
Tam olaya ısınıyor,
işin zevkini çıkarmak için koltuğuma zevkle yerleşiyordum ki,
yazı bitiverdi birdenbire.
Şaşırdım kaldım bu işe doğrusu.
Sabahın erken saatlerinde kısmetimize düşen bu güzellik,
ağzımıza çalınan bir kaşık bal misali,
tadını damağımızda bırakarak kaydı gitti gözlerimizin önünden.
Kamil Efendi'nin gözyaşlarına takılı kaldık.

Keşke,
bir bukle daha uzasaydı yazı.
Hoşnutluğumuz uzayıp gitseydi bir süre daha,
bu serin Karadeniz sabahında.
İyi olurdu, iyi.

Gerçekten çok hoş bir çalışma.
Çok samimi, çok duygusal.
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
13.1.2015 07:21:53
Özlemiştim yazılarınızı... Zevkle okudum... Selamlarımla...
Etkili Yorum
Kemnur
Kemnur, @kemnur
13.1.2015 03:16:47
Kamil efendinin emekli olma zamanı gelip geçmiş bile. Koçi Ali efendinin kullandığı faytonun tekerleği kırılınca yolda kalan Hürrem Sultan, uzun süre bekletilip saraya döndükten sonra, arabacıyı kapı kullarına teslim edip, tiz kadıya çıkartılsın bu arabacı.Sultan kadını yollarda pecmürde etmesi hangi cezaya layıksa kessin cezasını, demiş. Kadı acilen çağırılıp Ali efendiyi yargılamış. "Ali baba, senin tekaüt edilme zamanın gelmiş, geçmiş. Hadi uğurlar ola," diyerek arabacıyı saraydan yollamış.Hürrem sultana da, arabacısına en ağır cezayı verdim, merak buyurmasın, diye haber yollamış. Öyle...Yola çıkarken atın nallarını kontroll etmiyorsan, hele bir de gittiğin yolu ve istikameti fark edemeyecek kadar çok halisinasyonların varsa, tekaüt edilme zamanın gelmiştir. Tabii önce şu asil hanımın, yok, asaletli hanımın başına kötü bir şey gelmeden bulunması gerek...Asllik kılık kıyafetle değer kazanan bir soy ve sınıf belirtecidir; ama asalet, kişilik ve karakterle alakalı bir göstergedir, diye düşünüyorum. Hanımın durumu buna daha uygun. Asil ünvanına sahip bir çilekeş öğretmen düşünemiyorum... Öyküde anlatılan bir gizem varmış gibime geldi ama nedir çözemedim doğrusu... :) SAYGIYLA
Semiray Sezgin
Semiray Sezgin, @semiray-sezgin
13.1.2015 02:37:02
Bir an cumhuriyetin yeni kurulduğu yıllara götürdü beni yazınız.
''-Yeryüzü öyle kurulmuş Kamil Efendi, toprak bile kendisinden kağıt ve kumaş yapılmasına izin vermiş. Değil mi? ''
Ancak şu cümle yazılan eserin en can alıcı yeriydi..Bu cümle insana neleri, düşündürmez ki...örn.Asil insanlar başkalarına öyle sırt verirler ki,mütevazilikleri insanın şaşıp kalmasına yol açar.Sevgi ve selamlar...
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
12.1.2015 21:54:53
Doğru tespitlerin ışığında yüreğe dokunan roman tadında bir anlatım usta kalemden.
Yürek sesiniz değil mi bizi çağıran bu bağlamda şahsım adına teşekkürlerimi sunuyorum. Yürek sesiniz ve kaleminiz daim olsun ki biz de payımıza düşeni alalım.
Sevgiler, saygılar...
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
12.1.2015 21:47:58
Dünya var olalıdan bu yana değişmeyen kuraldır insanların giyim kuşamı ve dış görünüşü. Kamil Efendi ise dünyayı gönül gözüyle görüyor. O kadar bütünleşmişki kırmızılı ile onun bakışından ne demek istediğini anlıyor. Tebrikler güzeldi.
UÇUK
UÇUK, @ucuk
12.1.2015 19:33:00
Roman tadında zevkle okuduğum çok güzel bir yazıydı,devamını da okumak isterim,saygımla.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
12.1.2015 19:28:30
yine güzeldi masalcım yine güzel anlatımdı
devamı var mı dedim nalı geri götürüp atı rahatlatacak mı hanımını kurtaracak mı
hadi bakalım
sevgim saygılarımlasın cansın
hkarasahin
hkarasahin, @hkarasahin
12.1.2015 18:52:19
10 puan verdi
'' -Olur mu hanımım, insanın asilliği kıyafetiyle mi ölçülür ki? ''

Maalesef ki günümüzde ölçü değerleri değişti Kamil Efendi..

Teşekkürler kalemine dost heyecanla okudum..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL