(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Eskiden bohçacı kadınlar çok olurdu. Bizim çıkmaz sokağın son merdiveninin önüne bohçasını açardı bazen,sokaktaki kadınlar üşüşürdü çevresine. Veresiye bile verirlerdi. Bir bohçacı kadının hey eşek gözlü güzel mallarım var, bi şeyler almaz mısın demesi çok hoşuma gitmişti. Bir kez de evliyken dikiş dikip kazandığım onca parayla bohçacının bir şey almam dedikçe önüme yığdığı bir sürü ıvır zıvır almıştım. Hala kullanmadığım masa örtüleri var:)
Bohçacı eve alınır mı? Hoş bir kez bizim evin kapısına kadar gelmişti bir şeyler satmak için. Ben de gitsin de kurtulalım diye bir karyola takımı almıştım.( Bir boçacı öyküsü yazmalıyım.)
Güzel bir öyküydü. Özellikle çocukluğunuzla ilgili anılarınızdaki ayrıntıları nasıl unutmadığınıza şaşırıyorum.
Her zamanki gibi hikaye, okuyucuyu içine çekiyor ve istedigi rolü okuyucuya verebiliyor. Aklıma ortaokul yıllarım geldi. Bir keresinde öyle bir cetvelle yediğim dayağı unutamamıştım. Hak edip etmediğimi bilmiyorum, lakin hep o hocamdan nefret etmistim.
2002 yılında sözleşmeli öğ. olarak bir ilköğretim okuluna gönderildim. İlk derste öğrencileri susturabilmek ne mümkün, aklima cetvel geldiğinde nasıl vurabilirim bunlara diye düşündüm. Yani beceremedim. Okul sonunda bir yıllık bana duyulan saygıyla, çok eski öğremenlere duyulan saygıyı karşılaştırınca, ne kadar haklı olduğumu gördüm.
Evet , her yazınız bir yerlere götürürken, düşündüre düşündüre götürüyor.
Çok güzel bir yazı okudum,bir gün yengemin kapısını çalıyor gündüz vakti bir adam,diyor beni kocan gönderdi,doktorum, yengem inanmıyor ancak kapıda ki adam gitmiyor. Bari bir su ver dior,yengem su da vermiyor,en sonunda kapıyı kapatacakken adam araya ayağını sıkıştırmaya çalışıyor,bu sırda yengem avaz avaz bağırıyor,biz hemen üst katta oturuorduk,kapıya ben çıkıp, seslenince adam kaçıyor, sonradan öğreniyoruz ki, böyle birçok kadın kandırılıyor ve başlarına gelenler hiçte iyi şeyler değil, amcamlar o evden taşınıyor,saygımla.
B u öyküyü, bilgisayarda dolaşırken rastgeldiğim, "Manisa!da sahte bohçacı çetesi yakalandı. Çetebaşı kadın kılığında erkek çıktı.Çete satış yapmak için girdiği evlerde ev sahibelerinin bileziklerini gasp ediyordu," benzeri bir haber küpuru görünce esinlenip yazdım... Sizin anekdotunuzdan da böyle bir öykü niçin çıkmıyor? Bu tür öykülerin uyarıcı bir niteliği oluyor, yazmanızda yarar var...SAYGILAR
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.