Allah’ım sana ne kadar şükürler etsem azdır. Bu senin de malumun.
Ya Rabbim; zaman zaman bazı şeylerden yakınıp, bir sitem yollasam da ara sıra affına sığınıp.

Nasıl ki, bir yığın sözün anlatamadığını, tek bir sözcüğün anlatması gibi..
Nasıl ki; çeşitli görüntüler pek bir anlam taşımazken, yalnızca bir karenin belki de tüm dünya insanına çok önemli mesajlar vermesi gibi..

Nasıl ki; tanısını koyduğum karakterlerde fazlaca yanılmadığım gibi, yıllar öncesinden yaptığım saptamalarda da, pek yanıldığım ve ne de farklı bir görüş savunduğum olmuştur.

Diyorum ki: Lütfen şu yabancı düşmanlığından vazgeçin artık. Bu konuda haklı olduğunuz noktalar olmuş olsa bile, sana taşla vurana sen ekmek uzat, sözünü bilmeyeniniz var mıdır..
Ayrıca, acaba onlara sorsak neler söylerler…

Bu gün dünyanın en görkemli ve sayısız camilerinin, İslam ülkelerinden çok Avrupa, Amerika ve diğer ülkelerde mevcut olduğunu da bilmiyor olamazsınız.
Ve en önemlisi, bu ülkeler Türk ve Müslüman toplumunun egemenliği altında adeta.

Lahmacunundan, dönerine, kebabından, rakısına ve daha sayısız yiyecek içeceğine kadar, bunlara adım başı rastlamanız mümkünden de öte. Hangi taşı kaldırsanız altından bu toplum insanı çıkmıyor mu..

Gelelim bu toprakların en eski sahiplerinin azınlıktan da azınlığa düşen’ gayrimüslim’ dediklerimize.
Bir domuz etinin, ya da onlara has yiyecek içeceklerin satıldığı bir mekan gösterebilir misiniz. Ellerinde satır, bıçak, silah ortalıkta cirit atanlara rastlayabilir misiniz.
Daha da ötesi; ibadethanelerinin yakılıp yıkılıp bombalandığnıı. Din adamlarının katledildiğini nasıl inkar edebilirsiniz..

İşte sizlere ibadetlerin, duaların ve ellerin aynı Yaradan’ a açıldığı. Ve aynı kata ulaşması umudu ve dileği ile omuz omuza yaslanmış iki ibadethane.

Birinin adı cami. Öteki kilise.
Allah’ ım, biliriz ve inanırız ki bütün kullarının RABİ SENSİN.
Tüm kulların yalnız senden yardım, merhamet , şefaat ve af diler ve Sana sığınır.