Defterin sayın üyelerinden ve benim kadim Yoldaş’ ımın yolladığı bir mesajı biraz önce gördüm. "Devrim Yoldaş. Bu gün yazınız yok. Merakla bekliyorum” diyor.
Kırarmıyım hiç.
Yazmaya Karar vermişsem eğer, hiç düşünmem kalem keyfince ve özgürce koşturur. Yazdıklarımın üstünde zerrece oynama yapmam. Bu nedenle imla hatalarım boldur.
Şu an yazdıklarım bir yazımın içinden alıntıdır. Ve Yoldaşıma armağanımdır naçizane… Umarım gülümsetir...
*
Gün olur altın sarısı ışıklarla başlar ömrün ikinci yarısı Ömrümüzden ürkek bir martı gibi kaçar akşam Hayatın en güzel türküsü mavi Güzellik ve aşkın kapılarını açar bize Dadaş güzeli
Gidelim güzel yerlerde görsün gözlerimiz Kıvrım kıvrım akan bir ırmak boyunca Güneşin denize en hasreti sevilir ısınırız belki de Gece karanlığında gök kubbenin altında dadaş güzeli
Bu şiiri bana ceza evine düşmemden bir hafta önce yazmıştın. Bilmem hatırlarmısın…
Şimdi ben sana yazıyorum karanlık hücremden.
Cezaevi kuralı gereği de olsa bir mahkumun gelen mektuplarına -görülmüştür- notunu düşmeniz büyük incelik.Uygulanmayacağını bilmeme karşın bu son isteğimin hiç olmazsa kayıtlara geçmesini talep ediyorum.
İnfazımın; Gemileri yakan. Dünyanın anasını satan. Feleğin çemberinden geçen, Suya yazı yazan. Yaban Atlarını hırsından çatlatan. Feneriyle evreni aydınlatan zalim ve hızlı bir kovboyun, usta bir atışla beni kalbimden vurması ya da ALKADRAS’ a gönderilmem dileğidir.
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
''Yoldaş'' Güzel bir kelime aslında bu. Yol arkadaşım. Acıda, kederde, çilede hep yanı başımda olan... Azeriler, ''Hayat Yoldaşı'' diyorlar eşe. ''Karım'', ''Kocam'' yerine, eşini ''Hayat Yoldaşı'' diye taktim etmek ne hoş bir durum.
Ancak, Komünist ideolojiyi benimseyen insanların birbirlerine hitap şekli olan bu ''Yoldaş'' kelimesine, ister istemez büyük bir nefret duygusu beslemiştik gençliğimizde. Bu kelimeyi duyduğumuzda, resmen diken diken olurdu tüylerimiz, öfkemiz doruk noktalara tırmanırdı anında. Şimdi, hoş bir tebessüm esintisini taşıyor dudaklarımıza bu güzel kelime. Zamanın SSCB sinden bağımsızlığını kazanan epeyce bir ülke gezen biri olarak, adı geçen rejimin, insanlara sunduğu perişan hayat şartlarını yakinen tanıma fırsatım oldu. O ülkelerin hiç bir ferdi, artık bu ''Yoldaş'' kelimesini kullanmıyorlar. Sadece bizde, hoş bir hayalin hatırasına saygısızlık etmek istemeyen küçük bir zümrenin dilinde pelesenk olarak kaldı.
Bir de şu hapishane olayı var. Hapishaneleri bilmem. hayatımda karakola da çok az yolum düşmüştür. o da pasaport almak gibi sıradan işler nedeni ile. Ama, zor bir olduğu muhakkak. Bu nedenle, o günleri yaşayan insanların duygularını anlamamız, tercüman olmamız çok zor. Her halde bir başka özeldir o dostluklar. Bir başka güzeldir.
Bir tutam hayat tarafından 12/23/2014 10:34:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
daha geniş bakış açısı çok dar,mesale öyle bir iki klişe cümleyle çözülecek gibi değil,şimdi düşün islam geliyor ve peygamberi ve 4 halifesi fikirler güzel özgürlük,aş ekmek,dini öğreti sonra emevi hanedanı geliyor ve ardında Abbasi ne oluyor kan gödeyi götürüyor,yoksulluk ,adaletsizlik,işkence diyebilirmisiniz İslam böyle yobaz ve yoksulluk üretir, diyemezsiniz bir sistemi hata yapanlar tarafından yargılamazsınız,sistem ortadadır ve mantıklıdır,benden bu kadar.
Keskinkalemzaman: Sözünü ettiğim ülkeler, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Bulgaristan, Romanya gibi, doğu bloku ülkeleri idi. Arap Baharı adı altında, tarumar edilen ülkeler değildi.
Biz, tanımadığımız insanlarla ilgili cümleler kurduğumuzda, genellikle ''siz'' hitap cümlesini kullanırız. Bu durum, hem milli, hem de dini terbiyemizin bizlere yüklediği hoş bir davranış tarzıdır.
Siz ise, hiç tanımadığınız, hiç yazışmadığınız, hiç muhatap olmadığınız birine; hatta ve hatta olay sizinle alakalı olmamasına rağmen, seviyesiz bir üslup çerçevesinde, ''sen'' orijinli hitap etmekte bir mahzur görmüyorsunuz.
Bu sayfanın yazarını örnek alın lütfen kendinize. Fikirleriniz ne kadar uçlarda gezinirse gezinsin, gönüllerde hep müstesna bir yer edinirsiniz o zaman.
İdeolojiler, her şey değildir. Sevgi ve insanlık, daha üstün değerlerdir kanımca.
yorumu tebessümle okudum,ne kadar anlatırsan anlat anlayacakları algıları kadar der bir düşünür,garibimK Afrikayı,Sıriye,ırak,libya bütün kapitalist ülkeleri görmüşsün evet onlar perişan değil bahtiyar:))))
Yorumunuza ekleyecek bir sözüm yok. Ancak arkadaş dost ahbap sırdaş bu değerli ve önemli kavramlar anlamını çoktan yitirdi maalesef.
Yoldaş kelimesi ve hitap şekli benim için çok önem taşıyor hala. Öyle ya da böyle uğruna çok şeyler feda edilmiş. Tıpkı HAYAT ARKADAŞI gibi özel ve güzel. Herkes gider ama onlar hep vardır yanı başınızda.
A890886 mahkum: bütün hapishanelerden kaçılmıştır,Alcadrastan bile ama zihnin hapishanesinden kaçış yoktur.Ey tutsaklığı kabul etmiş tutsaklar öyleyse suçlusunuz varsa bizim şuçumuz o da hürriyet istemek ve halkını sevmektir. selam ve saygıyla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.