Deli Ali Anadolu’da bir köyde yaşamaktadır. O, kendini deliliğe vurup geçinir gider. Onun ibadetlerle pek ilgisi yoktur. Namaz kılıp, oruç tutmaz. Oğlu Hasan ise babasının aksine şu uzun ve sıcak günlerde oruç ibadetini eda etmektedir. Babası ise çatır çatır orucunu yemektedir.
Köyün işlerini bilirsiniz bitmek tükenmek nedir bilmez. Sap, saman, saçgı ve harman derken işler bütün hızıyla devam edip gitmektedir. Gördüğünüz bütün işler de bir cevizin kabuğunu doldurmaz.
Deli Ali, oğlu Hasan’ın orucunu yemesi için baskı yapmaktadır.
Deli Ali:
"Bak oğlum! Şu sıcak ve uzun yaz gününde hiç oruç tutulur mu? Orucunu ye. Hem işler başını almış giderken, bu oruç tutmak da neyin nesi?”
Hasan ise babasına:
"Babacığım! Ben orucumu yemem, tutarım, hem de işimi görürüm. Ahiretin (Cehennemin) sıcağı bu dünyanın sıcağından daha şiddetlidir." der.
Yine Hasan:
"Baba! Kıyamet var, sırat köprüsü var, mahşer var ve öbür dünya var." der.
Deli Ali:
"Oğlum! Ne Mahşeri, ne kıyameti ve ne öbür dünyası?" der.
Hasan:
"Baba! Mahşer günü kıyamet koptuktan sonra bütün insanların toplanacağı yerdir. Orası hesap yeridir. Bütün insanlar orada toplanacaklardır." der.
Babası oğluna:
"Oğlum! Mahşer günü o kadar kalabalığın içinde (haşa) Allah seni nasıl bulsun?" der. Oradaki ahali Deli Ali’nin bu sözlerine gülerler.
Ahali:
“Delidir, ne derse yeridir. Boş verin bu delinin sözlerine…” derler. Aslına bakarsanız, ağlanacak halimize hep güleriz…
Ahirette herkes yaptığının karşılığını görecektir. Dünya hayatında yaptığı amelleri mizan tartısında ağır gelenler, Cennete giderken, ameli hafif gelenler ise ceza olarak karşılığını göreceklerdir. Evet, Cehennem ‘in ateşi bu dünyanın ateşinden daha şiddetlidir. Bizler, Cennete girmek için elimizden geleni yapacağız. Müslüman olarak; iman eder, Salih amel işler, hakkı ve sabrı tavsiye edersek, inşallah Cennete girenlerden oluruz. Çalışmak bizden takdir Yüce Allah (cc)’tandır.
20.12.2014
Yozgat