gemiler geçiyor evimizin karşısından. yükünü bilmiyoruz. tayfalarını, kaptanını görmüyoruz. savaş gemileri olmadığı için birbirimizden habersiz düşler kuruyoruz. kaptan ve tayfa oluyoruz. boş olan ambarlarını sevi ve sevdamızla yüklüyoruz.

tüm kıyıları dolaşmak için çıktığımız yolculuklarımızda birbirimizin rotası oluyoruz. dönüşü düşünmeksizin birbirimizde kalmak için ilerliyoruz. kaygısız, tasasız ve hesapsız olarak kurgulayarak yolculuklarımızı, telaşsızca dolaşıyoruz tüm limanları.


______yıllanmış deniz rüzgarlarıyız

yıllanmış deniz rüzgarlarıyız/bilge/ ve şair
ölüm merdivenine tırmananların beklediği
soluğumuz /ılık/ sevda dolu ve seviştiren
uçuşan etekleriyle genç kızları / ve erkekleri

biz en eski balıkçısı bizden eski kıyı kentlerinin
en erken kalkan/ namazsız/ niyazsız/ yine de günahsız
bir balık tutarız/ bin deniz kızı/ milyon özlem
yıllanmış deniz rüzgarlarıyız/ her yeni günle yeniden doğan
ölüm merdivenine tırmananların beklediği/ gençlerin sevdiği

martıların çığlıklarındaki müziği, yunusların suları yırtan zıplayışlarındaki estetiği, midyelerin inci yaratmadaki hüneri, yosunların kayalara tutunmadaki inat ve ustalığını izliyoruz. yerlilerin doğayla ve insanla barışık medeniyetini, yırtıcıların gözü tokluğunu, hayvanlardaki sosyal dayanışma ve bilgece
davranışları ders olarak alıyoruz kendimize.

geçtiğimiz yerlere bir önceki duraktan edindiğimiz deneyim ve bilgileri taşıyoruz. ve her durak biraz daha varsıllaştırıyor sevdamızı. her durak biraz daha insanlaştırıyor bizi. ve tadına varıp öğrenmenin, ne kadar bilgisiz olduğumuzu anlıyoruz. her durakta biraz daha tanıyoruz kendimizi.


yokluğunda

sevgilim. kaptanım, tayfam, denizkızım...yüreğimin yerlisi;
şiirlerimi denize bıraktığım şarap şişeleriyle, şarkılarımı martılarla gönderiyorum sana. senin adını veriyorum çıktığım ilk adaya. gözlerin çoban yıldızı olup yol gösteriyor bana.

dalgalarla oyun oynayarak geliyorum sana. sevmenin ve mutluluğu bulmanın zor olduğunu bilerek geliyorum. güneşten kararan tenime başat gidiyor yüreğimdeki yangın. yaralarımı yakan tuzlu sulardan daha çok yakıyor özlemin. ve gözyaşlarım dalgalardan daha çok sallıyor beni. senin kokun baskın çıkıyor deniz kokusuna. ve direncim oluyorsun karşılaştığım tüm zorluklara karşı.

____günahımsın

bitsin diye gözlerine vuran acı
beklemek yorgunu gözlerimde
dudakların
unuttursun beni doğacak güne
sen ki/ yasak sevdalarla düşlerimde
bekletmeye kurulu gözlerle günahımsın
keçisi
devesi
insanı olmayan
yasak sevdalara yatık düşlerimde/ günahım

yokluğunda suyu değiştirilmemiş akvaryum balığı gibiyim. sevdanın tutsaklığına razı olan, özleminin ağırlığı ile soluk almakta zorlanan bir akvaryum balığı. yokluğunda şaşkınım, göçebeyim, rotasızım. yokluğunda çırılçıplak yalnız ve umarsızım. yokluğunda...gezginim.

salim çalık