1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
464
Okunma
Her canlı yalnız doğar, yalnız yaşar ve yalnız ölür. Nasıl ki ölüm her canlı için mutlaksa, yalnızlık da öyledir.
Ayna kadar dürüst birini bulmak için neler vermezdim!...
Giderken aklında bir soru işareti varsa; gerçekte gitmemişsin, hâlâ oradasın demektir.
Gönlüme misafir olmaya geldiysen, boşuna zahmet ettin. Çünkü bugün ve hiçbir zaman oraya misafir kabul etmiyorum.
İyilerin korkaklığıdır kötüleri küstah yapan…
Eyyamcıların meclisinde, alçak gönüllülerle alay edilir.
Beni ancak izin verdiğim kadar kırabilirsin, üzebilirsin.
Sahip olduklarını korumayı beceremiyorsan, daha fazlasını isteme!
Ben ruh eşimi aramıyorum, varsa zaten o beni arar ve bulur.
Harcanacak bir şey için, bazılarının “Neden harcadın?” diye hesap sorması ne kadar saçma!
Sen gülersen etrafını güler yüzlü insanlar doldurur; surat asarsan etrafındaki insanlar senden uzaklaşır. Ve sen de “Acaba neden insanlar beni terk ediyor?” diye kendi kendine sorar durursun.
İnsanlara hak ettiklerinden daha fazla değer, sevgi, övgü, ödül, mal ve tabii ceza da verme!
Yapamayan; yapana ve yapmak için çabalayana da karşıdır.
Aydın geçinen bazıları maalesef karanlığı artırmaya çalışıyorlar; oysa aydınların asıl görevi karanlığı aydınlığa çevirmektir.
Daha iyi bir dünya kurma vaadi ile geldiler, dünyanın canına okudular. Daha iyisini değil bana eski dünyamı verin…
En iyi direnme şekli gülmektir. Çünkü karşındaki ne yapacağını bilemez.
*İçindeki dünya karanlıksa, dışarıdaki dünyada güneş doğsa da fark eden bir şey olmaz.
(Yakında kitap olarak bastırmayı düşündüğüm Oruç Baba’dan Aforizmalar-2 ön çalışmasından alınmıştır.)