4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
977
Okunma
Anlam zenginliği, derinlik gibi iç; âhenk,uyak,ses,ton gibi ölçü ve teknik yanlarıyla dış
unsurların sığ, sıradan, yaralı, sakat, eğik, kesik değil,sağlam,dört başı ma’mur olması
gerekmektedir,hece’de.Bugün böyle şiirler olmayan şiirlerin istila ettiği hece arenasının
üzgün tanıklarıyız!
Ayaklarından biri diğerinden kısa, yada;uzun ayaklar üstüne oturtulmuş kısa gövdeli şiirlerin,
aklı yüreğide buna eşlik edince,komik değil trajik bir görünüm ortaya çıkar.Hem fizik hemde
metafizikce yoksul ve yoksun bu kara bahtlı yazılara şiir demek için,akıl yoksulu,akıl yoksunu
olmak gerek.
Kalb,duyarlık,duygu,düşüncede düzeyli şiirler,az önce ifâde ettiğimiz zaaflarla sarılmış
ambalajda ise açacağımız kredi bol olmayacaktır.
Dış cephe makyajı,süsü,hatasız düzenlemesi ile cezbedici bir görünüm kazandırılmış
duralitten şiir kulübeleri,paha biçilemez kral kraliçe koltuğu sanılan,yer yer çatlak plastik
sandalyesinde vehim ve gaflet uykusundaki sahibiyle birlikte, edebiyatın, sahici şiir ve
şairin adaletli rüzgarıyla yerle yeksan olacaktır! Hecenin kudretli kalemi Necip Fazıl
KISAKÜREK’in tumturaklı cümlelerle ifade ettiği gibi,sayıca çok çok bu göz kulak bağcıları
en yoğun ilgi rağbeti gören taklavattır!
Bülbül sesini taklit eden hokkabaz karganın akşam olmadan sesinin kısılıp kesileceğinide
bilmekteyiz ama!
Kandırılamayan göz ve kulaklara selam olsun!
İç ve dış planda büyük eder’li,üstün niteliklli araç-gereç’lerle ,dizayndan dekorasyona,süs’den
makyaja,her yanı her yönü ile,sanatsal,estetik çıtası yüksek şiir konaklarında,bedeni altın
aksesuarı zümrüt yakuttan muhteşem koltuklara kurulan,has,gerçek şair sayısı,cumhuriyet
dönemini baz alarak söylersek,her sırasına en fazla iki kişinin oturacağı,sınıf sayısını geçmez
Tüm meslek,iş,uğraş,branş,alan,dal için geçerli olan "en elitler sınıfı" şiir içinde söze konudur
doğal olarak.
Yaşayan hececiler içinde bahsedilen o çok imtiyazlı sınıfın kapısını açıp içeri girebilecek
kapasitede olanlar var mı? sorusuna ’var’ yanıtını verenlerden olurum.Yetilerimizle var
yada yok dememizin,isabet edip etmeyeceğini bilemeyiz elbette.Bilmesi,görmesi önsüz,
sonsuz Allah’dan başka geleceği mutlak anlamda kim bilip görebilir?
Bulunduğumuz bu kocaman sitede,salt edebiyat,şiir kaygısı taşıyan,bu büyük kavramlara
katkı,hizmet derdinde olanların sayısı kabarık olsaydı,yazılanları okuyarak topladığım
birikimleri sizinlede paylaşırdım.Olumlu yada olumsuz eleştirilerden rahatsız olanların,beni
rahatsız etme düşünceleri gibi hafif bir sonuç değil elbette ad-ad yazmama engel.
Edebiyat sanat şiir mekanı olan bir yerde bile "maalesef burası yeri değil" demenin üzüntüsünü
yaşamaktayım.
.................................................................................................................................................................
Hem hazırlık,hem kaydetme aşamasında ciddi ciddi düşünüp not düşmediğim bir hususu,
dehşetli hassasiyetim,ve de polis giysisi içindeki suçluların elleri arkalarında
attıkları asap bozucu voltalardan üzerime sıçrayacak pislikleri düşünerek,yazıda alıntı
olmadan,gözlemlerim hakimken, derleyip toplamada,Necip Fazıl ustanın katkısını ifade
edeyim.
Noktalama eksiği ve görsel çirkinlik için özür.