(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sizden önceki kardeşimiz de kardeşimiz de detaylı anlatımdan bahsedince önceki bölümlere baktım, onlarda yok, bu bölümde var; kaptırmışım...öykü uzadıkça roman gibi olmaya başladı da ondan heralde...:) Saygılar
gen elde k öykülerde ayrıntıya girmem...sanırım senaryo yazma alışkasnlığımız öykülerimizi etkileyebiliyor... bu öykünün önceki bölümlerinde bu kadar detay saptayamadım...demek ki bu bölümü yazarken kaptırşımıaz biraz...saygıyla
Dünyanın haline bakın yav!... Hekes birbirini soymaya çalışıyor. Yani, hayatla mücadele gerçekten zor zanaat. Gözün açık, bileğin sağlam olmalı. Yazıyı ilgi ile okudum. Bu sık diyaloglar, akışı bir kat daha hızlandırıyor, okumayı kolaylaştırıyor. Ama, her babayiğidin harcı da değil hani bu ahengi verebilmek yazıya. Kahramanlarımızın yaşantısından küçücük bir bölümdü ama, gerçekten çok lezizdi.
bence bitmese...bazı insanlar nasıl ki bir dizi izler sonrasını merakla bekler günlerce ( ki ben pek izlemem televizyonu) ama bu yazı dizisi dalga dalga olunca insan kendini kaptırıyor işte... İç konuşmalar, dağlara dan kaçışlar, sorgulamalar ve akan gerçek hayat. Ve benim en sevdiğim en çok da gerçek hayatın içinde yaşananlar...
Ne yalılar var ne konakta hizmetçiler ne de lüx otomobiller. Hayatın tam içindeki gerçekler ve çoğunluktaki insanlar var bu öyküde... Bunları izlediğim dizi fragmanlarından söylüyorum.
-şirketleri yönetenler, entrikalar, lolita gibi kadınlar vs. ki izleyenlerin çoğu taksit sonrası kredi kartlı imrentili.. Ama hepsi özendi bihterli çikolatalı vs...
Bu yüzden çok önceleri ben süper babayı ve perihan ablayı ve komşuları diye aklımda kaldı gerçek hayatın içindekileri seyrettirenler...
Bu yazı dizisi onun için önemli çoğunluğun çektiği izleri taşıdığı için...
Bu benim yorumum okuyucu olarak...
Sağ Salim ve Selim ikinci yazı dizisine gebe bu yüzden kolay gelsin... Yusuf kadar güzel olursa yüzü insanın İstanbul'a gelsede içindeki temizliği her kadını ya da şerri çeker sanırım o insana...
Ama ilgisi olmasa da diğer yazıdaki hürrem ve teslim edilen muskalı kitap daha bir sır bıraktı aklımda...
Neyse çenem düşmeden herbiri biri birinden güzel yazıları okuttun için tekrardan teşekkürler can ağabeyim...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.