8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
767
Okunma
İnsan karanlık bir yere tutsak edilebilir ama düşünceler karanlık yerlerde daha bir ışır.
Yazacaklarım ülkemizde ve dünyada sıklıkla yaşanan türden. Benim ya da sizin başınızdan
geçmiş olabilir.
Saat geceyarısını geçiyor. Oturduğu bu karanlık odadan başka bir oda yok. Çarpan kırık dökük yüreğinden başka yürek yok.Gündüzün o gürültülü kalabalığı nerde? Bunca kalabalık
ne işe yarıyor. Kendi yalnızlıkları içinde aşağı yukarı sürüklenmekten başka.
Herkes bir yöne yürüyüp gidiyor -bir kapıdan içeri giriyor sonra ayakkabılarını çıkarıp kimi
asık yüzle, kimi sırıtarak giriyor; birbirlerini anlamayan insanlar.- Anladıklarını sanan
kişiler bir sofraya oturuyor. Çamaşırları bir kazanda kaynatılıp yıkanıyor.Bir leğende yada
küvette yıkanıyorlar.Kimileri banyoda şarkı söylüyor, kimide bir an önce çıkmaya çalışıyor.
Çocuklar tüm bu olup bitenlerden habersiz "öyle görünmeye çalışıyorlar" oradan oraya koşarak - gülüp, oynayıp, enerjilerini harcıyorlar. Biz büyükler kendimizi akıllı sanırız ya yanlış. Çocuklar akıllı davranışlarıyla, bizleri bağışlamalarıyla, gülmeleriyle bizi utandırıyorlar..
Karanlıkta bunları düşünüyor. Şu anki gülünç durumuna nerdeyse kahkahalarla gülesi
geliyor. Herşeyi başından anımsamaya çalışıtı.Günlük yorgunluğunu gidermek,uyumak için
on birde yatmıştı. Vücudu yorgunluğunu tam üzerinden atmak üzereydi ki kapı çalındı.
Gözleri yarı kapalı, uyku sersemliği içinde kapıya vardı. Seslendi:
"Kim o!.."
"Aç, aç benim" dedi kocasının sesi. Anahtarı güçlükle çevirdi kadın. Uyuşuk vücuduyla kapıyı itti, kapı açıldı.
Kapıdan içeriye zayıf esmer yüzüyle kocası girdi. Soluğundan kadına doğru alkol kokusu
yayıldı. Kadın "öff" diyerek yatağına yürüdü. Karyolanın en ucuna yattı, yorganı başına
çekti. Kocası ışığı yaktı, soyunmaya başladı. Kadın için geceler katlanılası değildi. Bu adamı koca olarak göremiyordu. Ne denli çabalarsa çabalasın mümkün olmuyordu. Onun görüntüsü bile onu sevmemesine yeterli geliyordu.
Kocasının son günlerde ayna karşısına geçtiği yoktu. Çok değil altı ay öncesine kadar ayna karşısından ayrılmazdı. Bacak bacak üstüne atar, eline de bir sigara yakar, kendisini
bir tanrı gibi seyrederdi.Sigarayı sağa üfler, sola üfler- yan pozuna bakar,ön pozuna bakar
kaşını kaldırır, sırıtır, somurtur - anlayacağınız her pozda kendini süzerdi. Ve tabii, çok beğendiği kendinden güçlükle ayrılırdı.
Kocası alkol alınca külot- atletiyle tarzanlaşır,bütün orman numaralarını karısına uygulardı
Yumruklarını sıkar, elini duvara vurur, karısına tükürmek istercesine duvarlara tükürür, en kötü küfürlerin bini bir paraya giderdi. Kadın hiç olmazsa yavaş konuşmasını, çocukların uyanacağını, yukardakilerin onların sesini duyacağını söylerdi. Adam inatla sesini yükseltir:
" Kim dinleyecekse dinlesin bakalım! der ardından akla gelmedik küfürleri sıralardı."
Kadın yatağında korkuyla kımıldamadan yatıyordu. Gözlerini yummuş, uykuya dalmış gibi görünmeye çalışıyordu. Adam ışığı söndürüp, yatağa girdi. Kadın karyolanın en ucuna
usulca gitti. Adam en uçta da olsa kadını yakaladı. Kadın içinden söylendi. -Allah canını alsın senin, ben de kurtulayım.-
Sevgisiz
tutsaklık gibidir sevmediğinin kokusunda
yaşamak cehennemin dibini
kolların bağlı aile zinciriyle
insan olduğunu unutmak
asılı kalmak o görünmez iplerle
kadın anlattı ben dinledim
kadınız dedi
anlarız birbirimizi
sevmiyorum eşimi
oysa iyi adam
çok iyi davranıyor bana
bir şeyi beğendim desem
hemen alır getirir
bir kez sorsa değil mi?
seni bu yüzden can kulağıyla dinledim
nasıl başarmışsın sen
kaç yaşındaydı çocuklar
ayrıldığınızda
biri ortaokula başlayacaktı
diğeri ilkokul üç, öyle mi?
Bu şiirin devamını öykünün devamında yazacağım. O kadını dinlerken, eski günlerim
gözümde canlandı.Ne çok kadın varmış daha benim gibi diye düşündüm. Ne dayanılmaz sevgisiz evlilikler sürdürülüyor, aman el- gün bir şey söylemesin diye. Çocuklar da
ayrılmamızı istiyor dedi kadın. Anne bu adamı çekme diyorlar. Demek ki çocukların bildiği
Çekilen birşeyler var. Bana gıptayla bakıyordu ayrılıp, hayatımı bir düzene soktuğum için "Gece olup da eşimle aynı yatağa gireceğim diye korkuyorum. Sevmiyorum. İnanın
cehennem azabı yaşıyorum."
Seni çok iyi anlıyorum dedim, onu yaşayan bilir.
sürecek
18. 09. 2014 / Nazik Gülünay