7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
883
Okunma
İklimin hayli yakıcı zamanlarına denk gelmiş sıcağı bırakın çimenleri, ağaçların en yükseklerinde oturmuş yapraklarını dahi darlandırıyordu.
İşte bu günlerin ardından bir yangını söndürmeye gelmiş itfayenin sıktığı suyun ferahlattığı kagir ahşap bina gibi, emdiği yağmurla ferahlayan toprağı kurbağalar işgal etmişti.
Adam, tüm araziyi işgal eden kurbağalara basmamak için naif ve sanki sek sek oynayan çocukların komikliğiyle yürüyordu.
Adamın, sair zamanlarda nerede yaşadıklarını kimsenin aklına getirmediği kurbağalara basmamak için gösterdiği çaba hayvan sevgisinden değil, yanlışlıkla ezeceği kurbağaların ayaklarının altında çıkaracağı sesten tiksinmesindendi.
*
Not: Bu küçürek (minimal) öykü daha önce yazdığım bir öykünün girişinden faydalanılarak oluşturulmuştur.
Küçürek (Minimal ) öykülerde kişi ya da olay değil, durum işlenir. Okuyucu, oluşturulan ya da aktarılan durumu süsleyen anlatımla varılması muhtemel ve olasılığı fazla olan duygulara yönlendirilip, sonrasında yönlenilen, oluşturulan duygudan farklı, şaşırtıcı, çarpıcı ve umulmadık bir sonla buluşturulur.
Sabrınıza teşekkür ederim.