(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sokak serserilerinden sık sık duyardım, "çizerim bak!" tehditlerini... Usturalı çizimin mucidi Sait abimmiş meğer....Çizmekten çizmeye fark var tabii, kabadayısına göre.. En gariban çizmeciler ciletçiler diye bilirdim ya, sonradan öğrendim ki, en aşağılıkları onların aralarından çıkarmış.Bunlar, Müslim baba başladı mı arabeske, önce bir iki hap yutup, başlarlarmış kendi göğüslerinde, karınlarında, kollarında çizikler atmaya. Güçleri bir tek kendilerine yetermiş herhal...Ama tam da öyle değil.Bir de evdekilere yetirirmişler güçlerini.Evdeki bacı, ana, baba bunların zulmüyle bir gün görmeden ömür geçirirlermiş...Devamı gelecek...:)SAYGIYLA
Bu öyküyü şu son son satıra kadar yaşamıştım.. Yok ..ben değildim "kabadayı" .. Ben çocuktum ve bir kabadayının toplumun hastalıklı vicdanına ana rahmine düşer gibi düşmesini ,doğumunu ve büyümesini seyrettim. Ablası bizim dükkana gelip ağabeyime "Ali rıza abi bu çocukları bir korkut ne olur.dediğimi etmiyorlar diyen Türk Ticaret Bankasında çalışan ablalarını anımsıyorum. Sonra Kağıthane Şişli dolmuşlarının kapısından sarkan o iki kardeşin paraları toplamasını da. Ve iki kabadayı olduklarını öğrendiğim gazete sayfasını : " Türkiye sizinle gurur duyuyor" Selam ve saygı ile...
Kabadayılık kolay zanaat değil, serde kabalık taşısa da cesaretsiz olmaz. Cesaretse, doğuştan gelir. Uzun zaman sessiz sedasız, resesif de olsa doğuştantır ve bir olağandışı durumda, özellikle de hukuğun içinde adaleti barındırmadığı yerlerde çıkıverir ortalığa.
Kabadayıların hayatı uzun sürmez ya mezarda ya da şans varsa mahpusta biter. Sait kendi kaderinin ardında mezara ya da mahpusa doğru yol alırken, şans kapısını çalmış, içine düşen aşk ateşiyle kendi menkibesini yaratma şansını bulmuş. Daha doğrusu, bizde uyandırdığı kanaat şimdilik bu ve ilerleyen bölümlerde şansını ne yönde kullanacak göreceğiz.
Fakat bazen de aşk insanın başına gelen en güzel şeymiş gibi hissedilirken, birden kara sevdanın kara dehlizlerine düşüp, kabadayılığın getireceği sondan evvel, kara sevdanın getireceği meczuplukla, mazallah, başbaşa kalabilir.
Güzel oldu yazının akışı bence. Güzel bir kız, nasıl da değiştirir kaderin kömür karası rengini, nasıl da gül pembesiyle boyanır hayat tablosunun son fırça darbeleri. Ve, şu zalim fukaralık. Fakir ve güzel kız. Bıçkın delkanlı Sait... Hadi hayırlısı diyelim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.