1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
793
Okunma
İnsan kimi zaman küçük şeylerle mutlu olur..Bir heyecan fırtınasının ortasında kalır..Yanakları kızarır, saçları dağılır ve ayakta içmeden sarhoş olur..Bu gibi durumlar çoğu zaman hayalperest oluşumuzdan kaynaklanır..
Hayalperestlik ?
Gerçek dünyayı unutma alışkanlığı olsa gerek..Kötü bir şey değil ama...Şahsen ben hayalciliği çok sevdim..Çünkü ben de olağan üstü duygular, izler bırakıyordu..Tadı dondurmalı baklavadanda güzeldi hani...Fakat her ikiside aynıydı; eriyip bitiveriyorlardı..Sonra apansız uyanıveriyordum; kahretsin yine rüyaydı ha..!
En güzel rüyam şiir gibiydi; yalancının teki...Bana benziyordu yani :)
Şaka bir yana güzeli düşleyenleri çok sevdim..Güzel olanı düşleyenlerden insana kesinlikle zarar gelmez..Bunun bilincinde biri olarak o güzel insanlara kucak dolusu sevgi ve selamlarımı gönderiyorum..Güneş doğar, yükselir ve batar..Bu güzelliği gören bir şair kalemini eline alır, ressam fırçasını ve bir ozan ise sazını...
Ben mi ?
Bu doğal olayda sessizce olanları seyreden bir deniz olmak istiyorum..Geceleri yıldızları alnından öperken olanca saflığı ile tüm ışıklara yüreğini açan bir deniz..
Bir deniz ki asla kirlenmeyen..
Sonsuz saygılarımla