6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1397
Okunma

Not: Bu bir mektuptur!
Sevgisiz Pul Biber,
Beni pul(!) gibi harcadığına mı üzüleyim yoksa verdiğin acıya mı? Nasıl bir hayalkırıklığı anlatamam; doyumluk sanırken, tadımlık çıkmanın! Oysaki ne güzel günler bizi bekliyordu, sana hala pul(!) koleksiyonumu gösterecektim.
Bazen sebzelik biber tadındaydın, tadın o derece değişkendi yani. Yüksek ateşte közlenmiş kokun ne kadar çekiciydi. Mezesiz de boğazdan geçecektin ve hayat kebap olacaktı. Seni her türlü yemeye razıyken, duyduklarım yenilir yutulur gibi değildi. O an kıpkırmızı olmuş, senin rengine bürünmüştüm. Oysaki zıt kutuplar olmalıydık, birbirimizi çekmek için. Sen acıysan, ben tatlı olmalıydım, baklava gibi. O zaman renklerimiz de sarı- kırmızı olur, hergün gol atardık kalelere, kale bulamadığımızda kendi kalemize gol atardık. Bırakmadın şampiyon olalım be sevgisiz Biber. Bu hayat mücadelesinde kesin şike var ve Yıldırım gibi gelen bir ayrılığın Aziz’liğine uğradık.
Sensiz geçen o sıkıcı anların doruğunda olduğum demin, kendimce bir oyun bulup oynadım: yazı-tura! Sonucu söylememe gerek yok, çünkü yazıyı okuduğuna göre artık biliyorsun. Talihsiz olduğum yine İSOT(!) 9001’ce onaylandı Biber, tura gelseydi Yalnızları Kalabalaklaştırma Derneği’nce Sapistan’a yapılan tura katılacaktım.
Biliyorum, ben tura katılamazsam da sen bana katıla katıla gülüyorsundur, tüm yemeklere acı bir şekilde katılmanın aksine. Her yemeğe tat vereceğine, bir emeğe itaat edeydin ya! Acı verdiğin dilimiz neyine yetmedi de yüreğimizi hedef aldın? Bir pul acısı, bir kul sancısı olsun mu istedin ey (k)acı(k) nimet?
Acıları AL’layıp PUL’layıp bize yutturdun ya helal olsun sana Biber! Ve şimdi de çekip gidiyosun. Git, cehennemin (d)ibinesine kadar git, yolun açık olsun. İstersen git Serdar Ortaç’ın karabiberi ol, fark etmez! Biliyorum sen hızlısın, anında birini bulursun Fiber Biber!
Not: Mektup bitmiştir.