Arkadaş
Kimi insanların yüzlerinde kaderleri daha doğrusu nasıl, ne durumda oldukları yazılıdır.
Esmer ince yüzlü, her halinden tertipli düzenli bir kadın olduğu anlaşılıyordu. Onunla
her zaman, sanat müziği çalışması yaptığımız odada ya da dışarda toplu bir biçimde
karşılaşırdık. Bire bir hiç oturup konuşmamıştık. Her zaman gelemezdi. Çocukları bırakıp
gelemediğinden ve işlerinin çokluğundan, güçlükle geldiğinden söz ederdi.
Bugün yine sanat müziği günümüzdü.Sağolsunlar sondan bir önceki çalışma günü olmasına
rağmen sadece sözünü ettiğim arkadaşımla ben gelmiştik. Hocamız iki kişi olmamıza
bakmadan odaya geçip çalışalım dedi. Elimize okuyacağımız şarkının söz ve notaları yazılı
bilgisayar çıktı kâğıdını verdi. Çok kişiyle yaptığmız çalışmalardan daha güzel bir çalışma yaptık. Şarkı çok tanıdıktı.Özellikle konusuyla. Böyle şeyler çok kişinin başından geçmiştir
dedim. Hocamız susmayı tercih ederken arkadaşım şarkıyı çok sevdiğini, kendisine hitap
ettiğini söyledi.Şarkı hicaz bir şarkıydı. Adı maziye hasret.Sevgimizin aşkımızın üstünden
sene geçti, mevsim geçti, ay geçti-diye devam ediyordu. Hocamız olan genç kız önce korodan okuyalım dedi. okuduk sonra tek tek ikimizi dinledi. Gerçekten duyarak okuduk. Daha sonra goguldan Serap Mutlu Akbulut, Zeki Müren olmak üzere üç değişik yorumdan
dinledik.
Çıkarken arkadaşım birlikte oturup çay servis edilen yerde oturup çay içelim dedi. Zaten
her çalışma sonunda arkadaşlarla oturur bazen şarkı söyler sohbet ederdik. Bugün ise
sadece ikimiz vardık. Sen masaya geçe dur ben kızımı çağırayım aşağıdan dedi. Az sonra
küçük bir kız çocuğuyla yanıma geldi. Kızın küçükmüş! Büyük bir kız bekliyordum dedim. Gülümsedi.
O çayları almaya gidince küçük kızla sohbete koyulduk.
" Adın ne senin?"
"Adım Elif Su."
"Ne güzel adın varmış. Benim adım da Nazik."
"Nazik de güzel. Narin ince demek."
"Evet. Benim adım da aslında Elif olacakmış! Senin gibi benim de babamın annesinin adı Elif
Babam da bana annesinin adını koymuş. Annesine burada Nazik dedikleri için o da adımı Nazik koymuş."
( Konuştuğum altı yaşındaki bir çocuktu. Benimle yaşıtım gibi konuşuyordu.)
"Elifl’le ilgili çok güzel şarkılar var biliyor musun. Sözgelimi "Elif kaşlarını çatar gamzesi
sineme batar/ Ak elleri kalem tutar/ Yazar Elif Elif diye/ Yar sana kurban."
Şarkıyı çocuğa söyledim.O da bir şarkı anımsadı bak böyle bir şarkı daha var dedi. Biraz da onu mırıldandım. Ben güzel bir şarkı öğrendim dedi Elif Su ve başladı söylemeye. Küçük
bir çocuğa göre bayağı zordu söylediği şarkı.
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Oof gençliğim eyvah!
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Oof gençliğim eyvah.
Şarkıya bende katıldım korodan söylemeye başladık. Söylerken annesi çaylarımızı getirip
masaya önümüze bıraktı.
" Kızın maşallah çok akıllı."
Gülümserken, evet dedi arkadaşım. İsmini özellikle yazmıyorum çünkü konuştuklarımız
aramızda kalsın, kimseye ailevi durumumu anlatmadım demişti. Diğer arkadaşlar bu
yazıyı okumayacağı için yazıyorum.
Ben gerçekleri hiç gizlemeyen biri olduğum için konuşurken kendi durumumu anlattım
bir zamanlar eşim olan kişiden yirmi beş yıl önce boşandığımı söyledim.O da kimseye daha
söz etmedim ama ben de yedi yıl önce boşandım dedi. Adamda ne ararsan vardı. Pavyon
kadınları mı içki mi eve pislik kişileri getirmek mi? Her türlü pislik vardı. Namaz kılarken içki içer, sövüp sayarak gelirdi eve. Dayak da dahil her şey vardı adamda.
O anlatırken ben de hemen hemen aynı şeylerin başımdan geçtiğini söylüyor yaşadıklarımız
benzer şeyler diyordumm. onu da ailesi boşamak istememiş. Ele güne rezil olmak sorunu yüzünden. Ne çok üzülürdüm el-alemin benden daha değerli olmasına. Onun benden farklı
olarak babasından kalan evi arsayı da kocası karı kızla içkiyle yemiş. Boşandığı adam her
her gün içermiş. Benimki haftada veya on beş günde bir içer gelirdi ama evi dağıtır
bağırıp çağırarak çocukları rahatsız ederdi dedim. Üstelik dengesizin biriydi. Nerede
ne yapacağı belli olmazdı. Bu yüzden en üst kat evi istedim evlerimiz yapılınca. Önce alt
katta oturudum. İçer gelirdi pencereye. Beni ve bütün sokağı rahatsız ederdi. Onun boşandığı adam da boşandıktan sonra hâlâ içer gelir onları rahatsız edermiş.
Bu her zaman aynı masada oturup şarkı söylediğimiz arkadaşımı yeni tanıyordum. İnsanın
neler yaşadığı yüzünde yazar dedim ona da. Senin yüzündeki hüznü okudum.
Dışarda yağmur başladı başlayacaktı. Kalktık. Haftaya Sanat müziği çalışmalarımız
bitiyordu. Bu yüzden diğer arkadaşlarla ve hocayla birlikte son haftayı özel bir gün
yaparak bitirmek istedik. Arkadaşım kimse gelmezse ikimiz gelelim dedi. Evet dedim. Ben
güzel bir kek yaparım dedi. Ben de börek, dolma yapar getiririm dedim. Hadi sen çocukla
bekleme.Benim alt kattaki görevlilerle bir işim var. Daha doğrusu Eskişehir’e gideceğiz ya ücretini vereceğim. Ben gelemiyorum. Biliyorsun, çocuk, torunlar ve annem var dedi. Hâdi görüşürüz; güle güle sana diyerek el salladım..
16. 6. 2014 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
El yüzünden yapılamayanlardan nefret ediyorum gerçekten. Özellikle halkta kadınlar çok engelleniyor bu zihniyet ile. Çocuklar ağır şeyler yaşamak zorunda kalıyorlar. Haliyle daha olgun oluyorlar. Ellerinize sağlık.
Saygılarımla..
glenay
çocukları bu hengamede düşünemiyoruz,
aynı hataları bende yaptım.
yoruma teşekkürler,
selâmlar..
Nazik hanım
herşey gönlünüzce olsun
Kekin yanında çayı içerken
benide unutmayın lütfen.
glenay
kek yerken sizi hatırlayacağım,
selâmlar..
Kutluyorum hocam sanat müziği ile de meşgulsünüz........ Elifin Türküsü güzeldi Çanakkale ve o türküyü demeye ve haklı kılmaya doğru gidiyor Ülke...........Selam
glenay
Bundan çark edecek yürekleri vardır inşaallah diyeceğim ama, umutsuz
vakıalar.
Allah yardımcımız olsun.
Çok teşekkürler,
sanat müziğini seviyorum.
Yalnız başıma söylemektense
arkadaş ortamında söyleriz diye düşündüm.
Selâmlar..
Daha önceki günlerde birlikte çalışmalar olmasına, beraber şarkı söylemiş olunmasına rağmen bu konulardan haberinizin olmaması, bana şu şarkı sözünü hatırlattı... "Şarkılara sordum söylemediler, anılara yalvardım bilemediler. Ufukları aradım görünmediler, izlerini nerede bulurum senin ?"......
Evet ablacığım; işte, o kahır dolu mazinin izlerini yüzdeki hüzünden hisseder ve öylesi arkadaşca yapılan tatlı bir sohbette bulursun....
Selamlar, saygılarımla....
glenay
Ve bir insanla başbaşa kalıp sohbet etmedikten sonra
o kişiyi tanımıyorsun. Birbirimizin yanından geçip gidiyoruz.
Çok teşekkürler,
selâmlarımla..
Bence en güzel duyguların iki insanı esir etmesi...Keşke en iyi duygular her ne şartla olursa olsun, gerekirse silah zoruyla olsun esirleştirebilse insanları.
İyi-kötü davasında insanlar kötüye giderken kör, iyi dururken nedenlere dalar her daim..
Iyi niyet ugruna nice iyi dostlara...
Saygılar
glenay
çok teşekkürler,
selâmlar..
İçtenlikle iki hanımın iç dökümüydü, hele çocukların arada kalıp sıkıştığını görmek! Nasıl üzüldüğümü umarım tahmin ediyorsundur canım. Evet tatlı küçük kız gerçekten de akıllıymış, Allah bu cici kızı annesine bağışlasın, emeğine sağlık ilgiyle okudum sevgilerimi gönderiyorum Nazikcim..iyi geceler dilerim..Selamlar..
glenay
gerçekten akıllı bir kız.
Annesi anlatırken dinliyordu.
Çocukları hep unutuyoruz.
Sevgilerimle,
iyi geceler canım..