4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
710
Okunma

o kadar da tasalanma/yansıyan görüntülere
silik ve yüzsüz lakin.
Yüzsüz ve teferruatı olmayan nicesi.
Ya da altındaki boşluk,
en az seyrelmiş umutların karanlığı kadar.
Karanlık
anlık bir tezahürü duyguların.
Kötü ebedi karanlığa mahkûm olmak.
Varsın ışık sızmasın perdeden,
varsın bulutlansın gökyüzü,
içinde ışık yansın yeter
Sızladı yine yürek.
Duydum sesini sessiz yüreklerin.
Ah, benim bitmek bilmez,
avaz avaz bağıran deli gönlüm.
Ne vardı ki bu denli enginlere sığmayacak.
Sözüm sana ey yabancı.
Kıyıda köşede kim varsa, sözüm size.
Ve sözüm size,
masumiyetini hala saklayan kim ama kim varsa.
Ergen düşlerin yegâne temsilcisi,
bitmek bilmez isteklerin dinmeyen fısıltısı…
Susmalı mıyım, hiç sanmıyorum…
Farklılığın farkındayım.
Farkındalığın hükmündeyim.
Hükümlerinin esaretinde,
kim varsa çıkmasın yoluma.
Suskun düşlerimin habercisi yüzüme yansıyan.
Ödenecek bir kefaretim yok asla.
Kefilim aslıma ve kefilim yüreğime.
Ya, sen?
Ya, siz?
Umurumda mı…
Sevgiler perakende,
umutlar ipotekli,
saygı ise kayıplarda.
Ya, yürekler…
Toptan aldım yükümü.
Öylesine hafif ki ruhum.
Öylesine çağlamakta ki duygularım.
ayrıntılıarda gizlenen detaylar
kabul görmüş kuralların bıraktığı tortu dibe çöken.
Ve karanlık kuyunun en dibine çöreklenmiş onca duygu.
Ne bir düşüm ne de bir yankı.
Ne bir yanıl-gıyım ne de dibe çöken bir tortu.
Issız bir vahanın tam da ortasında ve bir o kadar kalabalık…
Nasıl bir çelişki ise.
Lakin
bu tezatlık olmadı mı hep beni ayakta tutan.