Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
sareyaprak
sareyaprak

Yürekteki Köz

Yorum

Yürekteki Köz

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

721

Okunma

Yürekteki Köz

Telefonum çaldığında hiç açmak istemedim. Bazen telefonum çalsın istemiyorum. İşte öyle bir günümdeydim. Kendim için planlar yapmıştım bu gün. Yatağa uzanacak güzel bir tarihi filim seyredecektim. Akşam üzerine yakın bir zamanda da anneme gidecektim.
Telefonumu isteksizce açtım. Gelecek bir haberle planımın bozulmasından korkuyordum. Kızım
“Anne ben iki saate kadar evdeyim.” Dediğinde sevindim.
Oysa Cuma günü çalıştığı şehirden eve gelip bir saat kadar durup Yalova ‘ ya oradan da Büyük Adaya arkadaşları ile beraber gidecek eve gelmeyecek, oradan çalıştığı şehre dönecekti.
Hınzır meğer bana kapının önünden telefon etmiş. Zil çalıp, kapıyı açtığımda O’ nu karşımda gördüm.
Tüm şirinliğinle
“Ben gelldiiiimm..” deyince çok sevindim sarıldık, koklaştık.
“Karnım çok aç anne, yiyecek ne var evde”
“Patlıcan musakka ve lokma var kızım,biliyorum onları sevmezsin,geleceğini bilseydim sana yemek pişirirdim.İstersen bir yere yemek yemeğe gidelim.Ya da ben sana sevdiğin bir yemeği pişireyim.”
“Benim zamanım yok anne, hemen gitmek zorundayım.Ben lokmalardan yerim.” Derken lokmaları yemeğe başlamıştı bile.Oğlum dolaptan zeytin,peynir,reçel çıkardı.Biz ,sohbet ederek yemeğe başladık lokmaları.
“Kızım bu gün gitme yarın sabah biz seni götürürüz demedim.O’ nu daha önce götürürken bir ölümlü kaza ile karşılaştığımızdan beri,asla bizim O’ nu götürmemize izin vermiyor.”Ben giderim” diyor.Baya çok etkilendi o olaydan.
Oğlum ise ablasını görünce iyice geveze oldu.Aklına ne gelirse söylemeye başladı.
“ Ah abla ah! Babam bizi hamur kafa yaptı,sabah gitmiş bize katmer almış,nereden bulduysa bu lokmaları da bulmuş,olmaz ki; böyle sabah hamur,öğle hamur ye babam ye ! Dokun bak abla kafa tasıma yumuşacık oldu hamur gibi…babam sayesinde olduk hamur kafa,annem yemek pişirmiyor,babam sokakta ne bulursa eve getiriyor.Bunlar akşam düğünden gelirken bana dürüm almışlar… işte ablacım ahvalimiz böyledir..”
Oğlumun laflarına gülsek de kızımın canı yandığı belli idi.
“Ah anne ah” diye söze başladı kızım, ”Et kırılmış anne, her yanımdan et kırılmış, insanın poposunda bile kaslar varmış yeni fark ettim, bacalarımın her tarafı ağrıyor. Kolay mı anne tam beş km. yol yürüdüm. Büyükada ‘da, yokuş aşağı yürürken kemiklerim çıt diyerek kırılacak zannettim.”
Kızım bunları söylerken ben gülme krizlerine girdim. Kızım spor yapmaktan nefret eder.bu güne kadar en fazla bir km.yol yürümüştür. Yanlışlıkla voleybol topu O ‘ na gelecek diye ödü patlar. Biz oğlumla ağaçlara çıkarız, kızım bize aşağıdan bakar. Eee kolay değil tabi beş km.yol yürümesi, kemiklerinin kırılacak zannetmesi.
Kızıma ağrı kesici vermek istedim kabul etmedi. Masaj yapayım dedim.
“Ben biliyorum senin nasıl masaj yaptığını,daha çok acıtırsın” dedi.
“Sen bilirsin” demekten başka çarem kalmadı.
İki saat çok çabuk geçti. Kızım acele ile kıyafetlerini değiştirip.Valizini alıp evden çıktı.
Ben,balkona çıkıp O’ nun arkasından baktım.Bellerine kadar uzun kumral düz saçları,minyon tipi,kırmızı spor ayakkabısı,kot pantolonu bej rengi penyesi ve küçük açık yeşil valiziyle sanki bir tabloyu andırıyordu.Gözden kayboluncaya kadar bekledim balkonda.Köşeyi dönerken kızım balkona bakıp el salladı. Bende O ‘ na el salladım.Gözlerim doldu.Soma ‘ daki evlatlarını kaybeden anneler geldi aklıma
Odaya girdim.Oğlum gözlerimdeki nemi fark etti.
“Ne oldu anne,sen ağladım mı?”
Diyerek boynuma sarıldı.
Evet hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum o anda.Benim kızım çalıştığı şehre gidiyordu.Dönülmez yollara giden evlatlara ve onların anneleri adına hıçkırarak ağlamak istiyordum.
Oğlumun kokusunu içime derin derin çektim.Artık gözlerimden akan yaşlara mani olamıyordum.
Oğlum
“Anne sen neden ağlıyorsun?” diye sorduğunda
“Anneler ağlar oğlum, annelerin neden ağladığını ancak anne yüreği taşıyan insan anlar,ben şimdi ağlamak istiyorum.” Dedim. Oğlumu üzdüğümün de farkımdaydım.
Soma ‘ da annelerin yüreğine közler düştü hem de hiçbir suyun söndüremeyeceği közler.
Bu közü gerçekten de yüreğinde hisseden, gözyaşı döken herkese selam olsun.
Söylenecek çok söz var aslında..
Nasılsa herkes bir şeyler söylüyor,havanda su dövülüyor.Su kime sıçrarsa artık…
Yüreğine köz düşen annelere sabır diliyorum,Allah yardımcı olsun,Hayatını kaybeden herkese Allah cenneti nasip eder inşallah.Amin…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yürekteki köz Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yürekteki köz yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yürekteki Köz yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
19.5.2014 20:55:41
Kızınızın arkasından bakarak çizdiğiniz güzel tabloya tebessüm ettim ilkin.
Sonra,
Soma'daki analara döktüğünüz göz yaşlarınız ile hüzünlendim.
En son da,
duanıza gönülden amin dedim.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL