6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
746
Okunma

[ikiyanayasla
Ne zamandır beklenilen yağmur yağıyor.Sokağı seyrettim az önce.Sokak lâmbalarının ışığı
yağmurla dans ediyor gibi. Asvalt yol ıslak ıslak bakıyor yüzüme. Çarşıya uzanan ve evimin
önünden dolanarak adliye binasına, parka varan yol, parkta ağaçlar,evlerin çatıları, balkon
karşıdaki bahçe, her ıslak. Hava esintili. balkona astığım parti bayrakları, büyükşehir
belediye başkan adayının fotoğrafı her şey nasibini alıyor esintiden.
Seyrederken üşüdüm geceden, esintiden, yağmurdan. Ellerimi birbirine kenetleyerek
içeriye girdim. Televizyon açıktı, kapattım.Kendimle başbaşa kalmalıydım biraz.Günceli es geçiyor, seni düşünüyorum.
Ne çok yıllarım geçti sensiz.Bu kadar ayrılığı ikimizde düşünemezdik.Sanki hiç ayrılmayayız
gibi gelirdi o zamanlar. Nasıl gülerdik birbirimizin gözlerinde. Yine bir hüzün gizliydi sanki
gülmelerimizin beyninde. Birlikte susardık sonra. Konuşmasak, yıllarca konuşmayacaktık.
Bu susmalarımızda bizi birleştiren, tümleyen bir duygu yoğunluğu vardı. İkimiz birden
başlardık gülüşerek konuşmaya.
Hiç ayrılmayacağız, herşey olduğunca kalacak, bakışların her zaman üstümde olacak, seni
her gördüğümde zaman duracak, ben kalakalacaktım yaşadığım anda. Olmadı işte.Değişti birden dünya. Biz biz değildik artık. Yanımızda başkaları vardı. Zaman bir makaraya sarılır
gibi çabucak geçti. Öyle sorumluluklar yüklendik ki birbirimizi özlemeyi bile unuttuk.
Bu gece kadının öyküsünü yazacaktım. O en bildiğim, yaşadığım emekçi kadını. Yağmur
seni getirdi bana.Hüzünlü bakışlarını gördüm sokak lâmbasında.Altından geçiyordun.Hafif
başın önüne eğik,elinde kırmızı bir park gülü, kadınlar günümü kutluyordun. Görüntün hayal olsa da çok mutlu oldum inan.Seni görmek bile bana yetti.Anladım yokluğunu, çok
üşüdüm. Koynuma soktum ellerimi. Parti bayrakları dalgalanıyor, hırçınlaşıyor, bir içeri bir dışarı savruluyordu esintide. Biz de mi öyleydik acaba? Hangi rüzgâr ayrı ayrı yerlere savurmuştu bizleri.
Yoksun. Sensiz nasıl üşüyorum bilsen yalnızlıktan. Seni anımsayınca anlıyorum ne denli
yalnız olduğumu. Daha bir sessizleşiyor oda. Saatin, televizyonun, telefonun sesi yetmiyor. Gelsen yalnızlıklarımız ufalacak, eriyecek belki. İnsanın aynı düşüncede bir sevdiğinin olması ne güzel değil mi? Gece kalkıp yağmur da yağsa, sokaklar bomboş da olsa dışarı çıkıp yaşıyor
olmanın hazzını duyması, nefes alması ne güzel. Sensiz soluksuz yaşıyorum inan. Oksijenim sensin galiba. Seninle yaşadığımı hissediyorum. Bu cümleyi daha önce de
söylemiştim sana.
Sana seni sevdiğimi de söylemiştim. Yanıtın yıllar süren suskunluk mu, yoksa ikimizin yalnızlığı mı?