2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1560
Okunma

EŞEK GÜL den NE ANLAR
Bu gün 14 Şubat Sevgililer Günü. Oğlanların elinde bir gül ile yürüdüğünü görünce ,benim eşek geldi aklıma.
Geçen yıllardan bir 14 Şubat günü, kendimce bir kolye alıp, bir gül kuyusu içinde sevgilime vereyim demiştim. Bir de güzel bir mekanda ayırttığım yere götürür, kızı mutlu ederim diye karar verdim.
Hava kararırken işten çıkıp, tanıdığım bir çiçekçiye giderek bir gül istedim. Dükkanı kapatmak üzere olduğunu , bütün gülleri bana verebileceğini söyledi. O gün iyi iş yapmıştı galiba. Tam 24 gülü , koca bir demet olarak koluma sıkıştırmıştı, biraz tuzluya mal olsada. Hayatımda hep tek gül alma alışkanlığım olduğu için , bir kucak dolusu gül almak biraz da hoşuma gitmişti doğrusu. Bu sevgilime çok güzel bir sürpriz olacaktı.
Eve ondan erken gelmiştim . Aklıma yabancı bir filmde seyrettiğim , güzel bir sahne gelmişti. ( Kaşınmışım meğerse) Bir kadını belki çok mutlu edebileceğini düşünerek ,sevinçliydim üstelik . Tabi ki, bir kadını diyorum, yoksa benim eşeği değil. Onu , o an neden kadın gibi gördüm bilemem.
Gülleri kapıyı açar açmaz göreceği şekilde, koridora iki sıra dizerek , yatak odasına gelip , yatağın üzerine de kalan güllerle bir (Y) harfi yapıp, tam ortasına da “Maskeli Baykuş” denilen altın kolye ve yüzüğün kutusunu koymuştum. Benim için bu manzara süper di.
Işıkları söndürüp , salonun en sota koltuğunda, onun gelip , sevinç çığlıkları atmasını bekliyorum. En güzel elbisemi giymiş , tıraşımı olmuş, parfümüme kıymış ve en sevecen yüzümle hazırım. Yer ayırdığım mekanda , masamızda, bir de üzerinde “Seni seviyorum” yazan , kalp şeklindeki ışıltılı balon ve kırmızı mum da olacak. Kendime iltifat etmekten vaz geçemiyorum.
“Helal sana be oğlum. Kadın ruhundan anlıyorsun ne de olsa. Sana evet demeyecek sevgili olur mu lan. Evi düğün salonuna çevirdin . Şimdi kızın sevinç çığlıklarını bir dinle de , ağlaması bitmeden çıkarsın ortaya “
Hafif bir tıkırtı var kapıda . Evet anahtarı çeviriyor. Kapı açıldı. Işık yandı . Sevgilimin zorlanarak çıkarttığı ve sertçe yere bıraktığı çizmelerin sesini duyuyorum.
“Bu da ne? Allah belanı versin , evi daha yeni temizlemiştim . Koridor çiçek tozu içinde kaldı. Böyle yerlere çiçek atmak da neyin nesi “
Lan oğlum, bu kız ne diyor yahu. Yoksa yanlış mı duyuyorum? Güzelim güller , senin evini neden kirletsin, hasta mısın nesin be kadın. Eyvah yatak odasından çığlıklar geliyor.
“Gitti en güzel yatak örtüm. Hay aptal , bu çiçeklerin dikenleri güzelim örtümü mahvetmiştir. Gülün batsın be . Ben de sana yeni bir örtü aldırtmazsam. “
Telefon çalıyor. Beni arıyor . Hala gelemedin neredesin mi diyecek , yoksa kendi kendine söylendiğini tekrar mı edecek ? Telefonum titreşimde olduğu için , salonda olduğumu anlamadı. Cevap verirken sesimi duymamalı. Telefonu açıyor, çok meşgul muşum gibi;
“Hıı “
“Aşkım, bu ne güzel bir sürpriz “
“Hıı”
“Çiçekleri diyorum Aşkım. Neredesin Canım. Haydi geç kalmayalım, yemeğe gitmek için sabırsızlanıyorum, geliyor musun? “
“Hıı”
“ Aaa, bir de kutu var güllerin arasında . Bir dakika onu açıyorum . Ayy, canım benim. Hani o gün görüp beğendiğim kolye ve yüzüğü almış bana . Seni çok seviyorum, aşkım benim. Gel artık , bu gün çok güzel bir gece olacak. Çabuk gel sevgilim.”
Hemen ortaya çıkamıyorum. Donup kaldım. Kolye kızı etkilemiş olmalı sesi çıkmıyor. Ama yanıldım yine. Tuvalet aynasının önünden yine söylentiler geliyor kulağıma.
“Maskeli baykuşmuş. Ulan ben bunu baktım diye , alman mı gerek hemen. Ben “Yusufçuk “kolyesini istemiştim. Evin içine ettin zaten, bari istediğim bir şeyi alsaydın. Savurgan herif , parayı nasıl çar çur edeceğini şaşırmış.”( İşte bunda haklısın . Senin nene gerek sürpriz mürpriz .
“Ah oğlum , 24 gülle , 24 kızı sevindirsen , yola dikilip her gelen hanıma bir gül versen , daha iyi olmaz mıydı? Kalk siktir git bu evden “
Ya dostlarım , ışığı yakıp ortaya çıktım ama ; onun yanından geçip “Aşkım , çok güzel di, çok duygulusun, seni çok seviyorum… ıvır zıvır” laflarını hiç duymadan , kapıyı açıp evime dönmek için.
Bir yıl sonra , 15 Şubat günü sabahı telefonla aradı.
“Bütün gün , bir telefon , bir gül, güzel bir söz bekledim. Bana birinin “Sevgilim” demesi için bilsen ne çok yalvardım Tanrıya. Yatağımda büzülüp , ağladım sabaha kadar. Haydi gel çay içelim, lütfen hemen gel”
Aramasına hem sevindim , hem de üzüldüm. Haydi gidip bir çayını içeyim. Eşek işte, ne yapsın? Fazla yüz verirsen teper, seveyim dersin elini ısırır, çok arpa yedirirsen, gaz çıkartarak boğar seni.
Seni çocuk yerine koymazsa, kapris yapmazsa, seni eğitmeye kalkmazsa anan gibi, rahat edemiyor.
Bari ben de onun öğrencisi gibi davranayım, onun çocuğu olayım , her söylediği söze inanmış görüneyim, kadın aklına saygı ve hürmetler göstereyim.
Hem çocuğuz diye , meme emme hakkımız da var.
Eh kızacak bir şey de yok ortada. Eşek gülden ne anlar zaten.
Haydi oğlum, çayı da yeni demledim diyor , yürü aslanım.
E.Yaşar Ovalı 14Şubat 2014