Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Özkan KÖSE
Özkan KÖSE

Uyanma Felsefesi Ve Özgürlük

Yorum

Uyanma Felsefesi Ve Özgürlük

5

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1550

Okunma

Okuduğunuz yazı 4.2.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Uyanma Felsefesi Ve Özgürlük



Tanrı , insana diğer insanlar ile savaşmayı emretmedi, erdemi öğrenmeyi ve değeri öğretti. Erdem ve değeri bir arada tutarak savaş ile iki ayrı yola bıraktı ve insana akıl verdi. Seçmeyi öğretti. Ve insan erdem ve değer için savaşmayı ve insanlara hükmetmeyi öğrendiğinde erdemini kaybetti. Ruhunu şeytana satmayı öğrendi. Değerini kaybetti.

İnsan, değerleri için ezildi, bir diğer insanın kölesi oldu ve insanlığını kaybetti. Benliğinin değerini kendi elleri ile düşürdü ve onura muhtaç olduğunda değeri ile erdemini özgürlüğü ile takas etti. Ve eline düştüğü insanla erdem silahı ile savaştı. Bu savaşı ne kendisi ne de eline düştüğü insan kazandı. Tek kazanan şeytan oldu.

Ve "değer" kavramının anlamı yeniden yazıldı.
Ve "erdem" kavramının anlamı yeniden yazıldı.
...

Peki neden böyle oldu?

Hayat çok şiddetli. İnsanların birbirleri ile olan ilişkileri gün geçtikçe çatışmaya ve sonunda savaşa dönüyor. Olaya tarafsız bir gözle baktığınızda ; bu savaşı hangi taraf kazanırsa kazansın , aslında hiç bir bireyin somut ya da soyut olarak bir şey kazanmadığını görürsünüz. Eğer elde ettiğiniz olgu ya da sonuç olumsuz ise, elde edene kadar verdikleriniz boşa gitmiş olur. Ve bu verdikleriniz arasında eğer benliğiniz de varsa (ki savaşı kazanmak için benlikten mutlaka büyük bir ödün verilmelidir) sonuçta kendinizi yok etmiş olursunuz.

Şimdi ; insanlara ellerindeki değerleri ile hükmetmeye kalkarsanız eninde sonunda sizinle savaşırlar, çünkü kaybedecekleri bir şeyleri yoktur. Onlara kaybedecekleri yeni bir şeyler verdiğinizde ,mesela kişilik gibi, ve onlar bunun tadına vardıklarında benliklerini kaybederler. İşte o an sizin olurlar. İşin özü bu.

Peki kim ister , bir başka insana sahip olmayı? Herkes mi?. Peki kim ister, bir gün aslında bir başkasına ait olduğunu anladığında sahibini öldürecek olan insana sahip olmayı. Hiç kimse mi? Peki.



Hiç kimse,bir dilek tutmak için gözlerini kapattığında ,bir daha açabileceğine söz veremez. İşin sırrı da burada. İnancın temelini de bu oluşturur. Tanrıya ve insanlara karşı. Ve aslında Tanrı hiç kimsenin dileğini gerçekleştirmez. Bir yol sunulur önünüze, eğer gerçekten isterseniz, aklınız devreye girer, gerçekleştirirsiniz. İstemeyi bilmezseniz, ömrünüz istemeyi öğrenmekle geçer. Ve bir şey elde edemezsiniz.

Var olduğunuz günden bu yana dünyada hiçbir şey değişmedi. Dağlar da, denizler de, gökyüzü de değişmedi. Ve bunlara olan sevginiz de. Değişen sadece siz oldunuz. Hırslarınız, arzularınız, istekleriniz. Henüz masumken hisleriniz, bir canlıyı öldürmenin günah olduğunu savundunuz. Ve sonra o canlıyı severek yine siz öldürdünüz. Ona sahip olmak için, benliğini ve ruhunu ele geçiriniz. Çünkü , beden ruhun teferruatıydı, ve önemli olan ruhtu. Siz de onu aldınız. Ve güçlendiğinizi sandınız! Hiç kendini polise birini kalbimde öldürdüm diye ihbar edeni gördünüz mü, oysa her cinayete mutlak ceza varken. Ve aslında siz içinizdeki masumiyetin yok ettiniz.

Hiç kimse işlemediği günahın masumu değildir. Hiç kimse tatmadığı aşkın sorumlusu da değildir. Ve aslında sevmenin şekli değişti. Doğmanın da ölmenin de. Cenazelerinizde alkış tutmak artık erdem. Peki erdem neydi aslında?

Basittir düşünmek, eğer sadece kendiniz varsa içinde. Erdem dediğiniz, ulaşmak istediğiniz amacınıza gittiğiniz yolda attığınız adımları aklınız ile atmaktır. Amacınızda sadece ‘ben’ var ise adımlarınız az ya da yok denecek kadar azdır. Erdemli değilsiniz o halde. Sonuç olarak egonuz ulaşılmaz yıldızların yanında yerini alır ve sadece hayatın karanlığında görünür. Güneş açtığında yok olursunuz. Önemli olan , güneşin batıp başka bir dünyayı aydınlatmaya başladığında var olmak iken aslında.

..

Herkesin cenazesi farklıdır. Her erdem başka bir güneşin batışında doğar ve değerlenir. Ve herkesin içinde yarattığı duygu başka bir inanca hizmet eder. Bu nedenledir herkesin Tanrı’dan başka şeyler istemesi. İnsanların birbirinin inançlarına saygı göstermemesinin asıl nedeni budur. Ki ; aslında her inanç aynı amaca hizmet eder.
..

Erdem ; kötülüklerden arınmak için çıkılan her yolun aynı dili kullandığını bilmekle başlar.

.

Küfür ediyorsanız
Ben rahatım
Rahatsız olmayın..

Eyvallah..






Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Uyanma felsefesi ve özgürlük Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Uyanma felsefesi ve özgürlük yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Uyanma Felsefesi Ve Özgürlük yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
hayal-i zıll
hayal-i zıll, @hayal-izill
15.3.2015 02:58:07
yazınızın yükselen satırları -elbette bana göre-

*hiç kimse işlemediği günahın masumu değildir
yani potansiyelini de tezkiye etmeli arındırmalı diyorsunuz?

ve

*herkesin içinde yarattığı duygu başka bir inanca hizmet eder.
yani herkes kendi tanrısına inanır ve nefesler adedince yol vardır
böyle mi demek istiyorsunuz?
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
5.2.2014 13:00:13
Laissez faire, "Bırakınız yapsınlar" mantığı her yere hakim olmuş. Değerler çürümüş.
İnsan da çürümüş.
Etkili Yorum
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
5.2.2014 11:36:16


Uzun soluklu insanın al sana bir ayna bak ve sorgula kendini diyen bir yazıydı.Kapsamı çok geniş ve derin.

Özü insanda değer ve erdeme dayanmış.Bunların, kişiler bazında algı farklılığı ve buna dayanak kişiliğe, inanca göreceli bakışın etkisinden ve sonucuna değinilmiş.


Hak vermemek ne mümkün .Bir kez okudum içimdeki iç pencereler ardına kadar açıldı.İş yerindeyim.Tam kendimi veremedim yazıya aslında.

Gelen - giden bu kargaşada yazıyor olsam da yorumumu sayın yazarımızın düşün ve ruh dünyasında böylesi iyi niyet ve güzelliğin temellendiği ve evrensel niteliğe haiz yazısını alnından öpecek kadar beğendiğimi ifade etmeden geçemeyeceğim.Öylesine insani ve akılcı temellendirmelere dayandırmış ki.Etkilenmemek imkansız.


En çok da hani yazınızın sonunda ; inanç farklılığının mesele edilmemesi gerektiği, sonuçta hepsinin insanlar için ortak güzellikte, barışta, sevgide, anlayışta, dürüstlükte vs.. yani erdemde buluşmuş olduğunu imleyen bölümünden etkilenmedim desem yalan olur.Haklıydınız sayın yazarım.Çok haklı.Hangi kutsal kitap var ki...öldürün diyor.Hangi kutsal kitap var ki yalan söyleyin diyor.



Akıl - kişilik - algı / çıkar ve yok etmek...sahip olmak.güç sahibi olmak.Sonrası işte savaş halinde bir toplum.Harikulade bir açılım yapmış insan doğasından gelen açmazlara ve çözümüne dair.

Teşekkürler değer için.

Gönülden kutlarım yetkin kaleminizi ve yön veren yüreğinizi. Selam ve engin saygımla kalbinize.





Sezai KAYA DeliGarip
Sezai KAYA DeliGarip, @sezai-kaya-deligarip
5.2.2014 10:59:51
Yazı başlığa uymamış ama okuduk ve ''Küfür'' etmedik.Emek vermişsiniz ellerinize sağlık.
-Ezrak Rahel-
-Ezrak Rahel-, @ezrak-rahel
4.2.2014 21:35:01
10 puan verdi


düşündürücü yazınız için teşekkürler şair


saygıyla



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL