7
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1062
Okunma

özet içi özet....
tren istasyonundan,uzakça bir masala çekiyorum telgrafı.karşıma saçları ıslak kadının
masumiyeti düşerken,heceleri biraz karıştırmış olabilirim.ama eminim,masal çözecektir karmaşık harfler sağanağını.yolculukları gözlüyorum dışarıdaki yağmurun sesini özümseyerek,voltalar savuran delikanlının ağrısı yüreğinden yüzüne vurmuş farkındayım.acı çay kokusu duyumsuyorum bir anda,bayatlamış haliyle yinede tat veriyor olmayınca tazesi insana.rayların sırılsıklam yorgunluğu düşüyor aklıma,aklım zaten bin yıllık deli,dalıp gidiyorum bir kentin sabahında parıldayan kaldırımların acıklı haline,çok eski bir zaman değil,belki üç beş vaktin öncesi işte,öylesine anımsadığım kalitesiz anının beline dokunarak doğruluyorum.yüzümde siyaha doğru hareketlenen akşamın izleri ,bir tütün konuyor dudak aramın boşluğuna,yüreğim ritmini yitirmiş ve acıkmış sevgiliye, kalkıyorum yerimden,trenin kapısına doğru ilerlerken ardımda kıvranan onca hayatı bir çırpıda yazıyorum doğaçlama ezberime,artık vakit kendimden uzak bir bilinmeze yolculuk vakti.bakalım beni karşılayacak yeni kendim bu kez sevecek mi beni...umudum yitirilmemiş yaşam,umudum yok olmamış anılarım...