Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
glenay
glenay

Suçlu biziz!

Yorum

Suçlu biziz!

10

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

851

Okunma

Okuduğunuz yazı 5.1.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Suçlu biziz!

Suçlu biziz!






Fadime’ye çarşıya giderken rastladım.Hava oldukça soğuktu. Merhabama selâmünaleyküm
diyerek karşılık verdi.

"Nerden böyle?

"Kendime bir kazak alacaktım. Beğenmedim. Hepsi boncuklu, cıncıklı. Sade, istediğim gibi
bir şey bulamadım."

" Pazara baksana. Her türlü kazak var."

"Oraya da gidemiyorum.Torunlar var. Annesi yetişemiyor. Biliyorsun ikisi ikiz. Bir de kızımız
var."


"Ya Nazik sana bir etek diktirecektim. Bir etek dikmiştin onu hâlâ severek giyerim. Dividin
kumaşlarım var. Geline vermiştim, beğenmemiş, eve taşınırken bana verdi. Sen dikin de
giy diye. O kumaşları bana şöyle güzelce, dört parça mı olur altı parça mı olur bi dikiver."

"Valla dikerdim dikmesine ama, ben artık başkasına dikiş dikmiyorum. Hem makinam da bozuk. Annemde dikmem gerekecek. O da makina olan odanın kaloriferini yakmıyor."

" O zaman sen kes, ben dikerim. Benim makinam var.

" Tamam o zaman. Yarın ikindiden sonra annemgile gel. Orda keseriz eteğini."

Fadime astım hastasıydı. Benim ev ona yüksek geleceği, çıkmakta zorlanacağı için anneme
çağırdım Fadime ablayı. Tamam, görüşürüz diyerek soğuktan üşümüş ağzını, burnunu
tutarak uzaklaştı.

Fadime abla ertesi gün annemgile gelmiş daha ben gitmemişken. Beni telefonla aramışlar
ama ulaşamamşlar. Telefonum kilitlenmiş o ara. Ona ben olmazsam kardeşimin de, eteğini
biçebileceğini söylemiştim. Kardeşim biçmemiş. Ben kesmem. Bana Ankara’da da getirirdi
komşular dedi. Neme gerek, olur olmaz, onlarla mı uğraşacağım. Nedense ben hiç bilmem, yapmam, yapamam demeden kimseyi kırmadım. Elimden geldiğince. Bana bir
iş yaptırmak için gelenleri geri çevirmedim.

Fadime abla dün hava kararmak üzereyken geldi annemgile. Kumaşlarını annemin evinde
bırakmış. Geç vakit olduğu için hemen kes te gideyim dedi. Nazife dün kesivermedi. Ben
bilemem dedi.

Bu kadar uzun yazarak bir giriş yapmama gerek var mıydı bilmiyorum.Fadime’nin kumaşını
keserken konuştuklarımızdı önemli olan. Kardeşimin, Fadime ablanın ve benim hayatımızda
ortak yönler çokmuş, bunu anladım. Her kendisine bir şeyler diktiğim kadınlar gibi o da
hayat öyküsünü anlattı. Birazını biz biliyorduk zaten. Mahallemize gelin gelmişti. Evlendiği
zaman daha on dört yaşındaymış. Yaşam koşullarının evlendiğinde ne kadar zor olduğunu
suyu aşağıdan tulumbadan çektiğini, kocasının eve sadece yatmak için geldiğini, kaynana
güçlüğünü, giyim kuşamını hep eskilerle idare ederek sağladığını. O zamanki yoksulluğu
üzülerek anlattı. Araya annem girdi. Ben de dedi biz ev yaptırırken idare ettim. Annemin
verdiği elbisesini giydim. Soran komşulara vardı da giymiyordum dedim, dedi. Kardeşim de
bu yoksulluk söylemlerine katıldı. O da kaynanasıyla otururken eski eteğini yamayarak giydiğini ve kaynanasının bir ahbabı gelince kendisinden için - işte benim hizmetçim- diye
kadının yanında onu küçük düşürdüğünü söyledi. Ben de evliyken bir yatak çarşafıyla nasıl
idare ettiğimi. Anneme söyleyince annemin, kızım biz çarşafların eskiyen kısımlarını dışa
doğru getirerek dikerdik.Çarşafı ortadan kes, eski bölümü kenara getirerek dik dedi.Annem
olsun bir çarşaf almadı.Oysa istese alabilirdi dedim. Bu arada da benim de hediye gelen bir
basmayı kendime etek dikerek iyice epriyene kadar giydiğimi ve kimsenin beni görmediğini
söyledim.

Çektiğimiz sıkıntılar elbette bu bir etek kesimlik zamana sığmazdı.Birimiz susuyor diğerimiz
başlıyordu, neler çektiğimizi anlatmaya. Sorunlar o kadar çoktu ki. Bugün azalmasına rağmen maddi sıkıntılarımız yine vardı. Ama çalalım, çarpalım, başkasının üç kuruşuna göz
koyalım hiç bir zaman olmadı.

Bunları anlatıp da ayakkabı kutularında dolar saklayanları, demir para kasalarını unutmak mümkün mü? O paralarda yoksulun, işsizin,kısacası halkımızın hakkı var. Hak değil,onların.
Balkonundan boş ayakkabı kutusu sallayan kadının evini arayıp, karakola götürüp sorguya
çekmişler. Sorguya çekilecekler kaça dursunlar. Siz tutuklayın bütün milleti olsun, bitsin.
Sizler pir’ü pak, suçsuzsunuz. Suçlu biziz!



5. 1. 2014 / Nazik Gülünay



Öykümü güne değer gören seçici kurula çok teşekkür ederim.













Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Suçlu biziz! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Suçlu biziz! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Suçlu biziz! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
superbaba
superbaba, @superbaba
11.1.2014 18:13:25
Evet Nazik hanım...
Bizim adaletimiz tencere tava sesi çıkartan aydı...
Şimdi de boş ayakkabı kutularına.
Dolularına ise...
Yeni yasalar çıkıyor.
Adaletin elini kolunu bağlamak için...
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
8.1.2014 18:59:26
Güzel, doğru ve haklı bir yazıydı.

Bize orta okulda iş bilgisi öğretmenimiz kartondan ev yapma ödevi vermişti. Bir top karton alacak parayı bulamayıp ayakkabıcılardan karton kutu dilendiğimi bilirim. Hiç aklıma gelmezdi bir gün o karton kutuların içinde dolarların saklanacağı.

Selam ve sevgilerimle.
n.kaygısız
n.kaygısız, @n-kaygisiz
6.1.2014 23:13:02
toplumsal duyarlılığa sahip yüreğinizi kutluyorum sevgili glenay..
kukurikuu
kukurikuu, @kukurikuu
6.1.2014 18:26:02
Kurdelenizi ve güzel yazınızı kutlarım.
Onca insanın hakkını çalarak kendisini zengin zanneden insanlık fukaraları, bunca tepkiye rağmen nasılda pişkin ve yüzsüzler hayret. Sadece kafanı sar, sakalını bırak ve ağzından din iman düşmesin. Sonra pirine, ne olursa olsun yağını çek. Bu bizim emredilen dinimiz olamaz.,
Hala aynı kafada giderek suçluları koruyan ları Allah affetsin.
Saygılarımla
Neva Ney
Neva Ney, @neva-ney
6.1.2014 16:19:03
Onlarda yüz yok ki kızarsın...

Aydınlık yüreğine binlerce selam.

Tebriklerimle.
Etkili Yorum
ironi
ironi, @ersinbasegmez
6.1.2014 14:30:29
günün yazısını

ve

yazarını kutlarım

anlattıklarınıza o kadar çok yakınız ki

isimleri değiştirmek yeterli

ya ülkem

şimdi de ayakkabı kutusu başladı

ama

sonları hızla geliyor

baştap(t)ılan yanına artık merkez medyayı bile alamıyor. ne milliyet ne de hürriyet gazetesi

kendi yalnızlığını yazmaya başladı

inşallah halkın uyanışı hızlı olur da gitmeleri çabuklaşır

tebrik ve saygılarımla düşündaşım
Şükrü Beşiktaş
Şükrü Beşiktaş, @sukrubesiktas
6.1.2014 12:14:02


Bu ülke gerçekten çok zengin! Ancak ülkenin zenginliğini az sayıdaki gaddar azınlık tüketiyor.
Yani ki milli gelirin %80'nini nüfusun %10'nu tüketiyor ,afiyet zıkımla ziftleniyor,milli gelirin %20'sini
de nüfusun %90'nı paylaşıyor/paylaşamıyor.
Hırsızı arsızı azaltmanın bir yolu da -ki önemli bir yolu- bilinçili toplum yaratmaya dayanıyor.
Bilinçli toplum çağdaş eğitimle yaratılır... Eee bizim eleimiz kolumuz bağlı yine...
Teşekküğr ederim saygılar.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
6.1.2014 03:15:03
yüzyıllardır böyle.... değil mi.... arada bir düzen değişiyor düzülenler hep aynı.... günü yakalayan güzel bir gönderme saygılar ustaya
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
6.1.2014 00:35:21

gündemi anlatan güzel bir yazı

kutlarım yazarın başarısını

sevgilerimle



maviege
maviege, @maviege
5.1.2014 16:19:41
düzen toptan değişmedikçe ne yazıkki bitmeyecek yoksulluk ....
belki yoksulluğun şekli değişecek ama bitmeyecek....
hakkı olmayan azınlık götürecek ayakkabı kutularında ,,,hakkı olan çoğunluk ise hep bakacak uzaktan.....
sevgi ve saygımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL