3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
867
Okunma
Hafta sonu annemlerdeydim.Kızkardeşim de oradaydı.Kız olan dünya tatlısı yeğenim kucağımdaydı,oynaşıyorduk.Daha doğrusu uzun zamandır görüşemediğimizden kendimi ona sevdirme telaşındaydım.Havadan sudan derken birden karseşim:
“Ağbi Nehir’e kardeş düşünüyoruz.”
Ne söyleyeceğimi kestiremedim önce.Gençtiler,tabii ki çocuk istemek onların en doğal hakkıydı.Ama işin en zor yanı küçük Nehir’i ne zorluklarla büyüttüklerini bildiğimden kardeşimin pek de istekli olmadığını hisserim bana söylüyordu.Bizim ailede genelde ilk çocuklar erkek doğmuştur.İkinciler kız.Bense tam tersine ayırım yapmasam da kız çocuklarına daha bir düşkünlüğüm vardır.Babalara kendilerini sevdirmesini bilirler.Ama gelgelelim bizim Türk toplumunda yaygın olan soyad sürdürme paranoyası benim kardeşimi bile susturmuştu.sanki kız çocuk soy sop sürdürmeyecek?hem sürdürmese ne olur ki?O anki kızgınlığımı belli ettim:
-Ahmet istiyor değil mi?
İtiraz edemedi ama lafı ağzında geveledi:
-Evet ama Nehir’e de bir kardeş gerek.Değil mi ama?
-Erkek çocuk istiyor?
-Hı hı!
-Peki garantisi var mı?
-Yok tabii ki…
-Bak kızım.Sen zar zor bu çocuğu büyüttün.Sırf o erkek istiyor diye tekrar o eziyetleri çekmene gönlüm razı değil ama yine de sZsin bileceğiniz iş.
-Evet.Orası öyle.Nehir gibi o da büyür gider.
_____________________________________________________________________
Kardeşimin ne kadar inatçı biri olduğunu,kocasına zerre kadar toz kondurtmadığını çok iyi bildiğimden sesimi kestim ve düşünmeye başladım.
Büyür gider lafına takıldı kafam.Büyür gider de bir çocuk büyüyünceye kadar yerkürede neleri alır götürür hiç düşündünüz mü?Bebekliğinde binlerce hazır bezler yani pedler.Sonra zıbınlar,tulumlar,anne sütü yetmeyince bu işte sektör olmuş mama fabrikaları.Çocuğun düzenli aşısı,bakımı,doktora görünümü filan.İş bu kadar bitmiyor pek tabii ki.Bir çocuk demek ona yer küreden bir parça toprak daha alıp götürmek demektir aynı zamanda.Yani ev.Yani yeni beton atılması.beton atılınca yer küreden en az yüz metrelik yerin (çok katlı olsa da farketmez )betonlaşması demektir aynı zamanda.Dünyada bir saat içersinde binlerce insanın doğduğunu düşünün.Yüzer metreden ilerde evlere ihtiyaç duyduklarını düşünürsek bu gidişle ilerde düşünmesi bile kokunç insanlara toprak dahi yetmeyecektir.Kaldı ki günümüzde parası olup da gayrı menkule yatırım yapan yerküreyi hiçe takan gözünü hırs bürümüş milyonlarca insanların birden fazla gayrı menkulleri var ve kanunlarımız bu konuda durmaları için hiçbirşey yapmamış ve hep seyirci kalmıştır bu talana.Parası olanın önüne geçilemiyor.”Para benim ne istersem yaparım mantığıyla”ada bile satın alınıyor,dünya çölleşiyor,tarımsal alanlar müteahhitlere peşkeş çekilip yerel yönetimlerce imar izni verilmekte.oysa paranın gücü durdurulmalı.Bu gidişe betonlaşmaya dur demeli.Şimdiye dek yapılaşmanın düz ova yerine dağlık bölgede yapılması gerekirken işin kolayına kaçıp düz,tarım arazilerine el koyup betonlaştırdılar ve tabii ki hiçbirimiz tepki vermedik,engellemedik.Onlar düz ovaları elimizden alarak dünyamızı yok etmeye çalışıyorlar.ormanlar yakılıyor ve yanan yerlere ağaç dikme zzorunluluğu getirme yerine imara açılıyorlar.Çocuklarımızın geleceği parababalarının cüzdanı arasına sıkışıp kalmış durumda.Hızla örgütlenip yerel yönetimler baskı yapılarak kanunlar değiştirtilip,yerine yeni çevreci kanunlar ve tarımsal alanın amacı dışına satılması yasaklanmalıdır.Onlar düşünmüyorsa biz düşünmeliyiz.
İkinci olay ise hızla nüfus artışının önüne geçilmelidir.yeteri kadar toplu ölümlerin olmaması nüfusun giderek olumsuz şekilde artmasına neden olmaktadır.İnsanlar çocuk yaparken bunu bilinçli olarak düşünmek istemez.deminki örnekte kardeşim gibi.Çoğu kez ülkemizde evli genç çlftler kendi egosunu tatmin etmek için çocuk yapar.İlerde ona bakmakta,okutmakta zorlanıp çocuk ortada işsiz güçsüz kalınca da çoktan pişman olmaktadırlar ama gelgelelim iş işten geçmiş olmaktadır.bendenize sorarsanız insan aslında doğada gereksiz bir canlıdır.Sürekli hem kendi cankı türünü biliçsizce yok etmekte,hem de diğer canlılara zarar vermekte,ummadık eziyetler çektirmektedirler.Tabiat ana oluşurken bitki ve hayvanla sınırlı kalsaydı canlılar doğa tüm güzelliğiyle bakir kalacak,küresel ısınma diye de bir tehlike sorunu da olmayacaktı.
İnsanlar bu yeryüzünde var olduğuna göre geçmiş için ne desek boş.Gelelim insan nüfusunun sorununa.Bir dönem altmışlı yılların fransa’sında çok önemli bir önlem alınmış fakat ilerde bunun faydası düşünüleceği yerde bazı çevrelerce ,yeni evlilere beş yıl çocuk yapma yasğı getirtilme yasağına karşı çıkılmıştı .Bugün böyle bir yasanın Türkiye için çok yararlı olcağına inanıyorum.Ölümleri de göz önünde tutarsak ilerde bu sorun ciddi rakamlarla azalır.Tüm iş gençlerimizi çocuk yapmama konusunda ikna etmek.Soyadı sürecek diye magandaca bu dünyayı talan etmenin hiçbir mantıklı yanı yok bence.Bu dünyayı onların ,çocuk sevme zevkine bırakmamalıyız.Bu yönde düşünen gençlerimiz örgütlenip ilerde ellerine yetki geçtiğinde kanun çıkartarak Fransa örneğini uygulamalarında yarar vardır.Neden dersek artık günümüzde eskisi kadar insan gücüne ihtiyaç yoktur.Aslında kapitalist bir söylemi dillendirmek pek de içimden gelmiyor.Çünkü çok geç kalındığını artık makinaların insan hayatında yerleştiğini hepimiz bilmekteyiz.İnsanlar
Şunu bilmeki ki kanserojen taşıyan mamulleri hayatından çıkarmalıdır artık.
Bunu söylemek yetmez ilerde gençliğin ve bizlerin yapacağı şey yine kanunlarla bunları üretmemektir.Aklımıza ne geliyorsa.Tüm sağlığa zararlı araç,gereç ne varsa hayatımızdan hızla silinmelidir.Otomobilin yerini tren,vapur,teleferik.Enerji olarak petrol terkedilip yerini güneş ,rüzgar,su,jeotermal enerji almalıdır.yapılaşma düz ovada değil,dağlık bölgede yapılmalıdır.bir kişiye yalnız bir ev kuralı ile.Paranın satın alma gücü durdurulmalıdır kısaca.
Metin İMER/İzmir/01 Mayıs 2008