5
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2076
Okunma

Sanırım kendimize ‘’biraz daha’’ yabancılaşmaya başladık.Büyüdük ve kirlendik.Her şeyden öte ‘’inancımız’’sarsılmış durumda.Bunu söylemek çok meşakkatli ama bu aralar kime, ne için inanacağımı bilememenin sancısı içinde cebelleşiyorum.Öyle ki, Bergman’ın The Seventh Seal(Yedinci Mühür) filmini bile sonunu getiremeyecek kadar yenik düştüm algıma.İlk başta özüme yapılmış ağır bir suçlama olarak gelebilir size,ama kenara çekilip tefekkür edince insan anlıyor hakikati. Bulunduğu yeri bile sorgulamaya çalışıyor bir noktadan sonra.Söylediklerim tamamıyla saçma gelebilir size ya da delirdiğimi söyleyeceksiniz.Delirmedim hayır,en azından bunu rahatlıkla söyleyebilirim.Fakat hiçbir ‘’deli’’ ben deliyim demez öyle değil mi? Haklısınız.Tam da Tarkovsky’nin Nostalghia’sindeki Domenico’nun filmin sonunda ‘’Deli bir adam size…Kendinizden utanmanızı söylüyorsa…Ne biçim dünyadır burası?’’ dedikten sonra kendini yakması kadar vahim.Seyretmek sağlıklı insanların işi ne de olsa.Ama gene de ısrar ediyorum; DELİ DEĞİLİİİM!..