ROBOSKİ KATLİAMININ ÜSTÜNDEN İKİ YIL GEÇTİ. E? NEREDE SUÇLULAR? (Maaşallah, herkes koltuğunda, vicdanen müsterih, keyfetmekte) YA KAMU VİCDANI. BENİM VİCDANIM SIZLIYOR ULAN! KURTARIN BENİ BU VİC DAN AZABINDAN. SORUMLULARI ÇIKARTIN BULUN...
— kurşun asker
sağa dön! sola dön! silah om’za! Haz’rol! rahat! nişan al! Ateş!
─ ateş etmeyin! teslim oluyorum!
Haksız yere öldürülen herkes haklıdır: Haksız yere öldüren herkes KATİLDİR...
KONUNUN İŞLHAMIYLA YAZDIĞIM ŞİİR:
AĞLAMA, MAKYAJIN BOZULACAK PALYAÇO!…
Direnmek, olmuyor,
Vakit kalmıyor barış için… Savaş yaklaşmakta hızla… Sonrasını görüyoruz birlikte, bir yıkıntı içinde… Beni sevmen pek önemli değil ama, barışı sevmek zorundayız hep birlikte… Ne var ki, savaş istedi cellatlar. Ters yüz oldu hayat… Vaz geç polyannacılık oynamaktan artık, hayat sana bakıyor acıyarak! Artık herşey farklı… İster ağla, ister sevin; sana inat yaşayacağım bu hayatı... Ne oldu? Neden ağlıyorsun? Ağlama, makyajın bozulacak palyaço!…
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sizinle aynı görüşte olmak isterdim ancak maahalesef değilim elbette bu olaydan birinci derecede siyasi oterite sorumludur ancak bu ordunun sorumluluğu olmadığı anlamına gelmez sonuçta ordular keşif çalışması vs gibi aşamalardan sonra hükümete raporverir ve sivil oteritede bu bilgi doğrultusunda bir karara varır raporun doğruluğu ve ya yanlışlığı askeri oteriteyi yani genel kurmayı bağlar.
saygı selamlarımla.
Serhat BİNGÖL tarafından 2/12/2014 2:26:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sami hocaya yazdığım yan ıt olayın doğrusu... Size geçmişteki tenkitim, yargısız infazınızdı. 12 eylüle kızıp haksızlığa uğramış yurtseverleri suçluyordunuz, tepkim bunaydı. Evet, onlar yurtseverdiler ki, abd uşaklığına soyunmuş meslekdaşlarının ihanetine de uğradılar. Şüküğr ki, haklılığım ortaya öçıktı ve onlarda haksız esaretten kurtuldu.
benim on iki buçuk eylül adlı yazıma yaptığınız yorumunuza verdiğim cevabımda istemeden sizi inciten bir sözüm olduysa özür dilerim.
siz yorumunuzu bir kısmını silince ben özür dilemek için sayfanıza dönmeye çalışmıştım ancak başarılı olamadım sanırım beni pasiflemiştiniz sizinle aynı görüşte olmasakta saygı duyduğum bir büyüğüm olarak yeniden sayfanıza konuk olmama izin verdiğiniz için size çok teşekkür ederim saygılarımla.
Biliyor musun şu son bir kaç aydır hep '' Roboski, Roboski '' Deyip duruyorlardı ben de bizim sınırlar dışında bir yerler sanıyordum. Kimseye de soramıyorsun bu Roboski neresi diye...Çünkü bizim talebelerden bile ''Roboskinin intikamı alınacak'' diye paylaşımlar geliyordu bazen face bookta..Kendi kendime kızdım '' Ulan benim talebeler bile biliyor da ben bilmiyorum '' Diye...Araştırdım...Karşıma bizim Uludere çıkmasın mı? Yahu benim 30.12.2011 de üzerine '' ULUDERE 2011 '' Diye yazı yazdığım yermiş meğer Roboski.
Şimdi...
Onun intikamını almak için kırmızı-yeşil- sarı bayraklar altında yemin edenlerin oraya Roboski demelerini anlıyorum da sen nasıl Roboski dersin onu anlamıyorum.
Yer isminin önemi yok, önemli olan orada bir katliam yaşanmış olması ve devletin bu katliamın faillerini ortaya çıkarmamış olmasıdır der misin bilmem...Çünkü ben de 30 Aralık 2011 de bu olaya bir katliam demiştim..Ama Roboski değil, Uludere katliamı...
Sevgili hocam, bırakalım Uudere mi, Roboski mi tartışmasını. Olaya Roboski Katliamı adını basın koydu ve TBMM de de tutanaklara geçilerek (azcık Dobroski karışımı olarak) tescil edilmiş oldu. Biz ne kadar yırtınsak da olayın adı "roboski katliamı"dır... Benim takıldığım konu, basında (dış ve iç)v bu katliamın TÜRKİYE CUMHURİYETİ ve TÜRK HAVA KUVVETLERİ tarafından yapıldığının ısrarla yer almasıdır. Görebiliyor musunuz olayın mal edilişindeki vahameti. Hatırlayalım, olay neydi. ABD İstihbaratı insansız uçaklarından aldığı bir bilgiyi "100 kişilik bir PKK grubu Türkiyeye geçiyor," diyerek ilgili makamlara iletir. İstihbarata göre hareket emri vermek yetkisi hükümettedir ve genelkurmay titiz davranarak hükümetin emrini talep eder...Emir, vur emridir ve PKK lı sanılan siviller vurulur...Hükümetin daha doğrusu Tayyipin (çünkü hükümet Tayyip onaysız hiçbir uygulama yapamaz) sorumluluğunda oluşan suçun DEVLETİMİZE VE ONUN GÜZİDE KURULUŞU TÜRK hava kuvvetlerine maledilişi kadar büyük bir haksızlık olabilir mi?BU HÜKÜĞMEWT ULUDEREDE KATLERDİLEN 35 SİVİL VATANDAŞIMIZIN KATİLİDİR. (O İNSANLARIN Kaçakçı olması, PKK Sempatizanı olması, Alevi olması) katledilmeleri için bir mazeret midir? Sorumlı hükümettir ve savcılar ARTIK GEREĞİNİ YAPMALIDIR...
sen derdin ya can abim hani.. bu şiir kısmında olsa ne güzel olurdu... hem diyeyim de hem şiirlerini hem öykülerini özledim sen bana okumayı sevdirensin... en derin saygılarımla ...esen kal hep...
Sevgili kardeşim...Deneme türünde yazılar bazen şiir üslubuyla yazılarak dikkat çekmek istenebilir, önemli olan şiirimsi yazı değil, içerdiği kjonu ve fikirdir...Saygılar...
Evet..bir anımsatma değil de, Türkiye Cumhuriyetine ve TSK.Türk HAVA KUVVETLERİNE maledilmeye çalışılan bir katliamın tek sorumlusu TAYYİP iken nasıl bir oyun içinde olunduğu kafamı karıştırıyor.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.