Eskiden köy evlerinin çoğu çatılı, kiremitli olurdu.

Böyle evlerde ikâmet etmiş olanlar hatırlayacaktır, kiremitli evlerde ev sahipleri dışında ikâmet eden canlılar olurdu.

Bunlardan bazıları saçak altında yuvalayan serçeler ve yarasalardır.

Bu canlılar bu sığınağı, âdeta nöbetleşe kullanırlar, yani serçeler gece uyur, gündüz uçarlar, yarasalarda gündüz uyur, gece uçarlar. İşte bu yaşam tarzında ibretlik bir kıssa görmüştüm.

Bunu sizinle paylaşmak istiyorum.

Aslında hayvanlar âleminde ibretlik kıssalar her devirde, her zeminde yaşanıyor.

Gündüz görme yeteneğine sahip olamayan yarasa, gece uçuşu sırasında serçeyi, hep uyurken görüyormuş. Bir şafak vakti hava henüz yarı aydınlıkken, yarasamız serçeyle konuşma imkânı bulmuş:

“zavallı serçe, ne zaman görsem uyuyorsun, galiba benim gibi güçlü kanatların yok, sen uyurken ben bu güçlü, kayış kanatlarımla ne kadar uzaklara ve yükseklere uçuyorum bir bilsen. Bir gün vakit bulursam sana dünyada gezdiğim gördüğüm yerleri anlatırım, böylece aklının ermediği şeyleri öğrenirsin” demiş.

Serçede şaşkınlıkla; a! Ben sizi uzun zamandır görüyordum ama sizin kuş olduğunuzu dahi anlamamıştım. Demek çok güçlü kayış kanatlarınız var, demek çok yükseklere uçuyorsunuz? Oysa ben en yükseğe kartalların uçtuğunu sanırdım, madem en uzağa siz gidiyorsunuz, madem en yükseğe siz çıkıyorsunuz, söyleyin bakalım gök yüzü, deniz ne renktir?

Eh yarasa bu, hep gün batımında ortaya çıkar, gün doğarken gözünü kör eden ışığın korkusuyla saklanırmış, bu nedenle tek bildiği renk siyahmış.

Kendinden emin bir şekilde, yapıştırmış cevabı serçenin yüzüne: “zaten bende aslen kartal soyundan geliyorum gök ve deniz siyahtır” demiş.

Serçe bakmış yarasanın ışığı görme umudu yok bununla boşuna uğraşmayayım diye düşünmüş “sence öyle” deyip uçmuş sabahın ilk ışıklarıyla, mavinin, yeşilin, kırmızının, beyazın, sarının, bütün renklerin hâkim olduğu şehrinde, gündüz gözüyle görebilmenin mutluluğu ve şükrüyle.

Şimdi kendini kartal zannettirmeye çalışan yarasa beyinliler, bizi aydınlatıp gerçeği sabırla anlatacaklarmış.

Siz anlatın biz de sabırla dinleriz. Lakin yalnız işinize geleni değil, birazda merak ettiklerimizi bize anlatın. Gerçekten bazı konularda eksiğimiz, cevap alamadığımız sorularımız var, bizi bu konularda aydınlatırsanız size minnettar oluruz. Bükemediğimiz eli öperiz icabında.

Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi; siz on sekiz sene ezanımızı, Türkçe okuttunuz, hadi iyi niyetli düşünelim ezanın anlamını bilmemizi istediniz fakat!

Siz bilmiyor musunuz? Câhiliye devrinde putlara tanrı dendiği için, Müslümanlar katiyen tanrı demezler. Niye ezanı doğru çevirmediniz? O zaman bu cumhuriyetin dini, diyaneti yok muydu?

Hadi devletin dini, diyaneti yoktu, Ya halkın? Allah aşkına o zaman bu millette bunun ayrımını yapacak, bir âlim bir hoca, Allah’ı bilen bir vatandaş yok muydu? Bir ay değil, bir yıl değil, tam on sekiz yıl camilerde "tanrı uludur" denecek ve bir Müslümanın ciğeri yanmayacak. İşte bu bize pek inandırıcı gelmiyor, onlarca, yüzlerce Mehmet Akiflerin yurt dışına turistik amaçlı seyahat ettikleri fikride pek inandırıcı gelmiyor.

Tabi birde sebep olduğunuz Kürt sorunu karşısında şimdi takındığınız tavır var, bunu da bir etraflı izah ederseniz seviniriz, Mesela, Başbakan Barzani görüşmesi için, bir millet vekiliniz şehit resimleri ile çıktı ekran karşısına “ bu şehitlerin kanı yer demi kalacak” dedi biz milletçe eyvah bunlar şehitler üzerinden milleti kışkırtacak” dedik ki, bir gün sonra liderinizin, açıklamasını duyduk o da şöyle diyordu; Ey! Şivan Perver sen ölülerinin hesabını sormadan bu ülkeye ne yüzle geldin.

Şimdi gel de yuh! deme. Yahu siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Halkın umutlarını niye karartmak istiyorsunuz? İllede bize akıl verecekseniz karanlıkta çevirdiğiniz işleri anlatın.

Şimdiki yaptıklarınızı çok net görebiliyoruz, söyleyin! en yüksek perdeden, Bir yandan Türk’ün, bir yandan Kürt’ün ateşini körüklemekle ne amaçlıyorsunuz?

Hadi anlatın bilgilendirin bizi, bu konuların aslını, esasını, rengini bir anlatın da görelim bakalım siz necisiniz.

Siz daha muhalefet olmayı öğrenmeden Ülkenin başına geçmeyi istiyorsunuz da, yok öyle yağma, biz sizi uzun zamandır görüyoruz fakat hâlâ sizin halkı,n Halk Partisi olup olmadığınızı anlayamadık.

Neyse ki biz kendimizi biliyoruz bizim aslımız hiçbir devirde, putperes olmadı, biz yine eminiz, bizim aslımız çıkarı için vatanı satmadı, biz eminiz bizim aslımız, değil camiyi hiçbir ibadetgâhı ahır yapmadı. Okulda, camide uyuşturucu satmadı.

Bence siz, Cumhuriyetçi olduğunuzu, gerçek halk dostu olduğunuzu, dinsizliği siyasete alet etmediğinizi gidin, Darvin’in evrim teorisine inanlara anlatın, onlar yarasanın aslının kartaldan geldiğine de, Sizin Cumhuriyetçi olduğunuza da inanabilir, biz inanmıyoruz, Ezan Şahit...